
12 Eylül darbesinden sonra dernek kurmak zorlaştırılınca sivil toplum örgütleri vakıflar halinde örgütlenmeye yöneldi. Adı vakıf kendisi dernek olan bu kuruluşları aslında konjonktür ortaya çıkarmıştır.
Çünkü vakıf, bir kişinin, belirli bir hizmetin yerine getirilmesi ya da başkalarının yararlanması için malını ya da parasını bağışlayarak oluşturduğu kuruluştur. Oysa adı vakıf olan bu kuruluşlar bir hizmetin yerine getirilmesi için ne yeterli parası ne de malı olan kuruluşlardır. Aksine halktan para toplayarak bir şeyler yapmaya çalışan derneklerdir.
Ecdat mesela bir cami yahut hastane yahut medrese yaptırır onun giderlerini karşılamak için araziler ve binalar vakfeder ve o vakıf gelirleriyle hizmet verilirdi. Hizmet verilenden ayrıca ücret tahsil edilmezdi.
Günümüzde birer ticari kuruluş olarak çalışan özel üniversiteler de maalesef vakıf üniversitesi olarak adlandırılıyor. Kanun öyle düzenlendiği için adı vakıf üniversitesi yoksa bal gibi ticari müessese.
Gerçek manada vakıflara ait ilk özel üniversite ise Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi adıyla geçen sene kuruldu ve açılışını başbakan yaptı.
Neden gerçek manada vakıf üniversitesi?
Çünkü bu üniversitenin kurucuları doğrudan doğruya vakıf müesseseleri de ondan.
Bu üniversitenin kurucuları Vakıflar Genel Müdürlüğü uhdesinde bulunan beş adet mazbut vakıftan oluşuyor.
Birincisi üniversiteye de adını veren vakıf, Fatih Sultan Mehmet Han Vakfı.
İkincisi Sinan Ağa bin Abdurrahman Vakfı yani Mimar Sinan vakfı.
Üçüncüsü Nurbanu Valide Sultan Vakfı yani Sultan III. Murad''ın annesinin vakfı
Dördüncüsü Hatice Sultan Vakfı sultan IV. Mehmed''in annesinin vakfı.
Beşincisi ise Abdullahoğlu Hacı Abdülaziz Ağa Vakfı yani I. Mahmud döneminde yaşamış bir hayır sahibidir.
Üniversitenin kurucuları bu gerçek vakıflar.
Üniversite halen aktif olarak üç yerleşkede faaliyet halindedir.
Üniversite kampüsler halinde değil vakıf binalarında faaliyet göstermektedir.
Eski Fatih Belediye Başkanlığı binası rektörlük yerleşkesidir.
Küçük Çamlıca tepesinde Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından inşa edilen bir binada 2010-2011 Eğitim-Öğretim yılında Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Yabancı Diller Bölümü olarak hizmet vermeye başlamıştır.
Tarihi Yenikapı Mevlevihanesi de üniversitenin bir başka yerleşkesidir. Başta Medeniyetler İttifakı Enstitüsü olmak üzere Sosyal Bilimler Enstitüsü, Mühendislik ve Fen Bilimleri Enstitüsü, Güzel Sanatlar Enstitüsü ile araştırma merkezlerinin yer aldığı bu tarihi bina yüksek lisans, doktora öğrencileri ve araştırmacılar için bir kültür ve bilim merkezi olarak hayatını sürdürmektedir.
Bu üniversite hakkında bu yazıyı yazmaya beni sevk eden iki önemli faktör var. Birincisi gerçek manada vakıf üniversitesi olması ikincisi ise Türkiye''de bir ilk olan İslami İlimler Fakültesidir.
Her üniversite gibi bu üniversitede de mimarlık mühendislik edebiyat gibi fakülteler bulunmaktadır. Fakat bu üniversiteyi bence farklı kılan en önemli ayrıntı İslami İlimler Fakültesidir.
Daha da önemlisi ilk kez önümüzdeki yıl öğrenci kabul edecek olan bu fakültenin İslami ilimler konusunda belirlediği stratejidir. Mesela bu bölüme girmeyi hak eden öğrenciler hazırlık sınıfını bir yıl süreyle Mekke-i Mükerreme Ümmülkura Üniversitesinde okuyarak Arapçayı kaynağında öğrenecekler.
İslami ilimler tahsilinde dünyanın en önemli hocaları misafir profesör olarak ders verecekler.
Mümtaz şahsiyetlerden oluşan mütevelli heyetine Prof. Dr. Hikmet Özdemir beyin başkanlık ettiği Prof. Dr. Musa Duman beyin rektörlük görevini üstlendiği Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi''ni anmadan geçemedim.
Tebrik ediyor başarılar diliyorum.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.