Muhteşem Yüzyıl: Kostümlü Bugün

00:002/10/2011, Pazar
G: 5/09/2019, Perşembe
Sema Karabıyık

Muhteşem Yüzyıl ocak ayında protesto, şikayet rekorları arasında yayına başladığında yazdığım ilk yazıyı şöyle bitirmiştim: Aşk, kıskançlık, entrika, intikam temalarını işleyen dizilerde ne olduysa Muhteşem Yüzyıl''da da benzeri olacak. Zira entrikanın bir numaralı tema olduğu yerli diziler için, demode bir oryantalist bakış açısıyla yorumlanan Harem bulunmaz hazine.Sosyal medya Muhteşem Yüzyıl nidalarıyla yıkılırken; protesto şikayet reyting olarak dizinin izleyici kitlesini kemikleştirirken; ne

Muhteşem Yüzyıl ocak ayında protesto, şikayet rekorları arasında yayına başladığında yazdığım ilk yazıyı şöyle bitirmiştim: Aşk, kıskançlık, entrika, intikam temalarını işleyen dizilerde ne olduysa Muhteşem Yüzyıl''da da benzeri olacak. Zira entrikanın bir numaralı tema olduğu yerli diziler için, demode bir oryantalist bakış açısıyla yorumlanan Harem bulunmaz hazine.

Sosyal medya Muhteşem Yüzyıl nidalarıyla yıkılırken; protesto şikayet reyting olarak dizinin izleyici kitlesini kemikleştirirken; ne kadar çabalarsam çabalayayım seyretmeye muvaffak olamadım, uyku etkisi o kadar güçlüydü ki uyanık kalamadım ekran karşısında. Uyanık olduğum her an da rüya sahnelerine denk gelince, vardır bunda bir hikmet dedim üzerine gitmedim. Diğer diziler flash back sahnelerin geçidine sahne olurken; Muhteşem Yüzyıl elindeki tek malzeme rüya âlemine sığınıyordu. Gelecekte gerçekleşecek idamların, merak unsuru olarak seyirlik malzeme yapılması kekremsi bir tada dönüşmüş ufak ufak şikayetler başlamıştı izleyici locasından. Geçen sezona yetişmeyen pahalı Mohaç Savaşı, Kanuni''nin kibrini söküp atmak için mezara girmesi, bütün herkes beni seyretmeli seyirci pazarının tek galibi olmalıyım düşüncesinin gerekleri olarak ilave edilen sahnelerle seyircinin ağzına bir parmak bal sürmeyi başardılar şimdilik.

Tekrarsız yayınlanan iki dizinin çarşamba savaşı yeni gelişmelere yeni atraksiyonlara gebe önümüzdeki günlerde. Kuzey Güney bu senenin şablonu dörtgen ilişki içinde her bölümde kim kime âşık, kim kiminle evlenecek, kim kiminle yasak öpüşecek soruları eşliğinde devam ederken; Muhteşem Yüzyıl zaman atlaması yaparak Mustafa''nın büyümüş hali, Pargalı''nın iktidar hırsı, makbullükten maktüllüğe geçiş zamanında yaşanan güç savaşları, çevrilen entrikalarla senaryosunu zenginleştirecek.

Haremde yaşanan çekişmeler yeterli gelmemiş, eldeki seyirciyi kaybetme korkusu hissedilmiş olacak ki, Kanuni saraydan gizlice çıkıp bir kadınla buluşacak önümüzdeki bölümlerde. Dizinin danışmanı itiraz etmese evli bir kadın olacaktı Kanuni''yi gece vakti saray dışına çıkartan kadın. Erhan Afyoncu padişah zina yapmasın diye itiraz edip belki bu sebepten belki senaryoya ilave edilecek başka ''gelişmeler'' sebebiyle bıraktı danışmanlığı.

Ekrana gelen son bölümde, Avusturya hakimi Habsburglardan biriyle nişanlı olan İspanyol dilber evlenmek üzere nişanlısının yanına giderken düştü korsanların eline. Aslında evli barklı ama kocasına sadakat göstermeyen bir tipleme yapmakmış niyet, ama danışman Afyoncu koskoca padişah sarayında harem kalmamışçasına gece vakti yollara düşüp zina mı yapacak diye itiraz edince nişanlı formülü uygun bulunmuş. Kanuni''nin görür görmez aklını başından alacakmış hatun ama Hürrem''in şerrinden Harem''e alınamadığından şehirde bir ev tutulacakmış.

Diziyi ''renklendirme'' amaçlı ilave edilen İspanyol dilberi eski bakanlardan Yüksel Yalova''nın kızının oynaması, sadece diziye değil magazin haberlerine de renk getirdi. Abdülhamit''in torununa Hürrem rolünü giydiremeyenler sonunda muradına erdi. Hürrem''i kıskançlık denizlerinde boğmak Kanuni''den soğutmak amaçlı plan söylemeye gerek yok Pargalı''ya ait.

''Tarihçiler geçmiş hakkında gerçekleri hiçbir zaman bulamadıkları, tutarlı bir hikaye oluşturamadıkları için, geçmişle ilgili bazen çelişkili ve karışık düşünce pastişleri yaratırlar'' der Toplumun Mcdonaldlaştırılması kitabında George Ritzer. ''Geçmiş ve bugün ayrılmaz biçimde iç içe geçmiştir. Tarihsel roman/tarihsel dizi tarihsel geçmişi sunmak üzere yazılamaz ancak o geçmişle ilgili düşüncelerinizi ya da klişelerinizi sunabilir. Böyle bir tarihi film ya da roman tarihselliğimizin azalmasının bir belirtisidir. Geçmiş, bugün ve gelecek arasında ayrım yapamama bireysel düzeyde bir tür şizofreni olarak ortaya çıkar.''