Sosyallik adına, oynamak durumunda olduğumuz tiyatroların sahne arkası ile sahne önü arasındaki mesafenin fazla açılması, birbirine taban tabana zıt hale gelmesi insanlardaki moral çöküntüyü de beraberinde getirir. Zira giderek bu çelişki ikiyüzlülük olarak yaşanmaya ve hissedilmeye başlanır.
Darbenin ilk saatleri ile darbenin başarısızlığa ulaştığının anlaşıldığı saatler arasında kimlerin neler söylediği bir bir ortaya döküldü. Bu esnada herkesin yüzüne taktığı demokrasi maskesinin ne kadar rol icabı ne kadar kendisinin gerçek yüzü olduğu da anlaşılmış oldu.
Darbe teşebbüsünün kendilerine henüz umut vaat ettiği ilk saatlerde Amerika’da yayın yapan meşhur FOX TV’ye bağlanan çok sayıda ABD’li politikacı ve yazar Türkiye’de darbenin darbenin olma ihtimalini büyük bir coşkuyla karşılayan yorumlar yapıyordu. Türkiye’de işlemekte olan bir demokrasiye karşı, demokrasiyi ilelebet mezarına gömecek bir darbe teşebbüsü onlar için bir hayli sevindirici geliyordu. İddia ettikleri demokrasi, insan hakları, özgürlükler gibi değerlerle bu yapılanın hiçbir sorununu görmüyorlardı. Üstelik İslam’la özdeşleştirdikleri Erdoğan’a karşı darbe yapan darbeci askerlerden aslında bütün beklentileri kendilerini İslam’dan kurtarmak olduğunu da gizlemiyorlardı.
Sorumlusu veya bir parçası olduğu bir büyük senaryoyu çökerten destan karşısında, ortaya çıkan açık gerçekliğin de ardında başka bir senaryo görme veya iddia etme arzusu neyin nesiydi?