Avrupa'da yükselen İslamofobi nedeniyle Müslümanlara karşı her yıl yüzlerce şiddet olayı gerçekleşiyor. Müslümanlara ait ev, iş yeri ya da araç kundaklanırken ibadethanelere saldırılar düzenleniyor ve insanlar dış görünüşleri nedeniyle saldırı ve tacize maruz kalıyor. Bunun son örneği, geçtiğimiz günlerde Berlin'de Diyanet İşleri Türk İslam Birliği'ne bağlı Orhan Gazi Camisi'nde yaşandı. Kimliği belirsiz kişiler tarafından düzenlenen saldırıda caminin camları kırılırken, dış cephesine siyasi ve ırkçı yazılar yazıldı. Bu saldırı ile birlikte Almanya'da 2011 ile 2014 yılları arasında saldırıya uğrayan cami sayısı 297'ye ulaştı. Sadece 2015'in ilk yarısında saldırıya uğrayan camilerin sayısı ise 23'ü geçti.
Bireysel olarak yapılan saldırılar 2014 yılı itibariyle 10 bini bulurken Almanya bu konuda sessiz kalmaya devam ediyor. Kamusal alanda yapılanların yanı sıra kayıt altına alınmayan ve Müslümanlara karşı gerçekleştirilen saldırıların sayısı bilinmiyor. Her gün taciz ve bireysel saldırılarla karşı karşıya kalan Müslümanlar, İslamofobi'nin nefret suçu sayılmamasından dolayı korumasız kalıyor.
Uzun yıllar STK'larda İslamofobi ile ilgili çalışmalar yürüten ve T.C. Brüksel Büyükelçiliği Basın Müşavirliği yapan Veysel Filiz Charlie Hebdo saldırısı sonrasında Müslümanların mabedlerine sivil yaşantılarında ırkçı saldırıların arttığını söyledi. Avrupalıların Müslüman liderlerin terör karşıtı görüşlerini dinlemediğini belirten Filiz “Bu olayın faturası yine Müslümanlara kesildi. Fransa'da Charlie Hebdo'dan sonra cami kundaklama ve bireysel saldırılar yüzde 80 oranında arttı” şeklinde konuştu.
İslamofobik yaklaşımların özellikle Türk karşıtlığıyla birleştirildiğini söyleyen Filiz, kundaklanan camilere Türk hükümeti karşıtı sloganların yazıldığını belirtti. “Sürekli popülist bir politika yapılacağı zaman tabiri caizse Müslümanlar 'şamar oğlanı' olarak hedef alınıyor” diyen Filiz, Batı'nın ne diktatörlükle ne de terörle problemi olmadığını, tek problemlerinin İslam ve Müslüman karşıtlığı olduğunu dile getirdi.
