Arşiv

Türkiye’de ve dünyada içecek sektörü büyümeye devam ediyor.

Türkiye’nin en büyük

meyve suyu

üreticilerinden Dimes Genel Müdürü Ozan Diren, Türk içecek sektörünü Yeni Şafak’a değerlendirdi.

Meyve suyunun

yaş meyveye oranla dört kata kadar daha katma değerli bir ihracat ürünü haline gelebildiğini söyleyen Ozan Diren,

Türkiye meyve suyu endüstrisinin

2020 yılında 350 milyon dolar düzeyinde ihracat gerçekleştirdiğini ve bu ihracattan yüzde 95’lik dış ticaret fazlası elde edildiğini vurguladı.

3 KAT DAHA BÜYÜME POTANSİYELİMİZ VAR

Meyve suyu endüstrisinin

, Türkiye’de yaklaşık 1 milyon tarım üreticisinden hammadde alımı yaptığını aktaran Ozan Diren, “350 milyon dolar düzeyindeki endüstri ihracatımızı da benzer bir artışla 3 kat büyütebilme potansiyeline sahip bulunuyoruz. Türkiye’de yıllık kişi başı meyve suyu tüketimi yaklaşık 10 -11 litre düzeyinde. Bu rakam 10 litre olan dünya ortalamasından yüksek gözükse de, 19 litrelerde seyreden Batı Avrupa ortalamasının yarısına yakındır. Gıda kültüründe içeceklerin çok ağır bastığı Almanya’da tüketim, 40 litre seviyelerine çıkıyor. Bu durum, ülkemizde de tüketimin en az yüzde 50 düzeyinde artacağı bir noktaya gidilecek yol var anlamına geliyor” açıklamasında bulundu.

65 BİN ÇİFTÇİDEN MEYVE ALACAK

Geçtiğimiz yıl Dimes olarak 81 milyon liralık ihracata imza attıklarını belirten Ozan Diren, sıfır atık stratejisi ve yenilikçi ürünleriyle 100’den fazla ülkeye ihracat yaparak katma değer oluşturmayı sürdürdüklerini belirtti.

Diren, “2022’de iki kat büyüme hedefiyle yaklaşık 170 milyon lira düzeyinde gerçekleştirmeyi hedefliyoruz. Dimes’te 800 kişiyi doğrudan istihdam ediyoruz. Bu yıl Ar-Ge, kalite, verimlilik, makine ve teknoloji alanlarında yatırımlarımızı, yaklaşık 100 milyon lira düzeyinde planlıyoruz. Bu yıl 65 bin çiftçiden ürün alımı yapacağız. 2021 yılında meyve üreticisi çiftlerden yaklaşık 185 milyon lira düzeyinde meyve alımı gerçekleştirdik. 2022’de meyve alımımız, 220 milyon lira düzeyinde olacak” dedi.

İthal ürüne karşı yerli seçeneği

Uzman oldukları alanda, yeni bir açılımla büyümek için dünyadaki bütün içecek kategorilerini incelediklerini anlatan Ozan Diren, “İthal ürünlere yerli marka alternatifi oluşturmak da diğer kıstasımızı oluşturdu. Ar-Ge Merkezi'mizde bazı portakal türlerinin kabuk acılığının ürüne geçmemesini sağlamak amacıyla çalışmalar yaptık ve bunun sonucunda 3,5 milyon dolarlık portakal ithalatını tamamen Türkiye’den ikame eder hale geldik. Soğuk kahvenin ülkemizde 200 milyon liralık bir pazarı var ve bunun yüzde 80’e yakını ithal ediliyordu. Ağırlığı ithal ürünlerden oluşan bir pazarda, yerli bir tarım ürünü olan sütü katma değerli işleyen, yerli bir marka olarak büyümeyi hedefledik” dedi.