Marmara Denizi'ndeki 6.2 büyüklüğündeki deprem, İstanbul ve çevresindeki illerde büyük paniğe yol açtı. Korkuyla yüksekten atlayan 151 kişi yaralandı. Yapay zeka olası bir İstanbul depremine dair korkutucu ve gerçekçi görseller ortaya koydu, şehirdeki olası felakete dair ipuçları sundu.
Marmara Denizi'nde meydana gelen 6.2 büyüklüğündeki deprem, İstanbul ve çevresindeki illerde büyük bir korku meydana getirdi.
Saat 12.49’da gerçekleşen ve yalnızca 13 saniye süren sarsıntı, şehri adeta sarsarak paniğe yol açtı.
Depremin etkisiyle, korkuya kapılan 151 kişi yüksek binalardan atlayarak çeşitli yaralanmalarla hastanelere başvurdu.
Bu olay, hem İstanbul halkı hem de çevre iller için büyük bir travma yaşanmasına neden oldu.
Depremin ardından, uzmanlardan farklı açıklamalar ardı ardına geldi. Bu açıklamalar, Marmara bölgesinin deprem riski altında olduğu gerçeğini bir kez daha gözler önüne serdi.
Ancak bu kez, teknoloji devlerinden Microsoft’un yapay zeka destekli Bing arama motoru da olayın içine dahil oldu. Bing, olası bir İstanbul depremini "resmetmesi" için yapay zekaya yönlendirildi ve ortaya çıkan görseller gündem oldu.
Yapay zekanın çizdiği görüntüler, son derece gerçekçi ve bir o kadar da korkutucu bir etki oluşturdu.
Bu görseller, olası bir Marmara depreminin İstanbul'a vereceği yıkımı en detaylı şekilde gözler önüne serdi.
Yapay zekanın, depremin olası etkilerini betimlemekte ne kadar etkili olabileceği, görsellerin her geçen gün daha fazla dikkat çekmesine sebep oldu.
Tabii ki, bu tür yapay zeka temelli çalışmalarda her zaman doğru sonuca ulaşmak için birden fazla denemeye ihtiyaç duyuluyor.
Zira model bazen bağlamdan koparak alakasız veya yanıltıcı görseller üretebiliyor.
Ancak yine de çoğu zaman, model doğru bağlamda kalarak, gelecekteki büyük felakete dair ipuçları veren dikkat çekici görseller ortaya koyabiliyor. Bu tür görseller, toplumu daha dikkatli ve hazırlıklı olmaya yönlendiren önemli bir uyarı işlevi görüyor.
Yapay zekanın çizdiği bu görüntüler, İstanbul'un bir felaketi ne şekilde atlatabileceği, hangi bölgelerin daha fazla etkileneceği ve nasıl bir yıkım yaşanacağı konusunda ciddi bir düşünsel süreç başlatıyor.
Görsellerin gerçekçiliği, bu tür felaketlere karşı alınması gereken önlemleri daha acil hale getiren önemli bir motivasyon kaynağı oluşturuyor.
Bu teknoloji, şehir planlaması ve afet yönetimi gibi alanlarda yeni stratejilerin oluşturulmasına katkı sağlayabilir.
