|

Cuntanın sözcüsü

‘Post-modern darbe’ davasında cuntacıların sözcülüğünü yapan Yılmaz’a tepki yağıyor. Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Malkoç, “28 Şubat darbesinin sorumluluğunu o günkü 'Cunta Ekibine' ve asıl kendi 'siyasi körlüğüne' yükleyeceğine, rahmetli Erbakan’a yüklemiştir" dedi.

Yeni Şafak ve
04:00 - 23/04/2016 Cumartesi
Güncelleme: 23:47 - 22/04/2016 Cuma
Yeni Şafak

1997 yılında 28 Şubat darbesine imza atan generaller sayesinde başbakanlık koltuğuna oturan Mesut Yılmaz, tanık olarak dinlendiği 'post-modern darbe' davasında cuntacıları savunmuştu. Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Şeref Malkoç, Yılmaz'ın Necmettin Erbakan'ı hedef göstermesine tepki gösterdi. Malkoç, yaptığı açıklamalarda şu ifadelere yer verdi:


“Sayın Yılmaz ifadelerinde “28 Şubat” darbesinin sorumluluğunu o günkü ordu içerisindeki “Cunta Ekibine” ve asıl kendi “siyasi körlüğüne” yükleyeceğine, rahmetli Erbakan'a yüklemiştir. O gün milyonlarca insanın oyuyla seçilmiş, meşru ve demokratik hükümetin devrilmesine taşeronluk yapması yetmez gibi 20 yıl sonra hatta “yalan söyleme” pahasına suçu/suçluyu ve suçunu gizlemeye çalışmaktadır.



TANIK DEĞİL SANIK OLMALIYDI


Açıklamaları bu aziz milletin hafızasına ihanet, zekâsıyla da alay etmektir. Kendisi bu davada tanık olmaktan “zül” duyduğunu ifade etmiştir. Doğrudur. Sayın Yılmaz bu davada tanık değil “sanık” olmalıydı.



“28 Şubat” isimli garabetin, ucubenin ve zulmün tüm aşamalarında pay sahibi olan Sayın Yılmaz; Cuntacıları kurtarmaya çalışarak, İmam hatiplerin kapatılması ve 8 yıllık eğitimin ihdasında Cuntacıların etkili olmadığını söylemektedir. Hâlbuki bu millet 13 Mart 1998 tarihli Tiflis seyahatinde, o dönem “TSK içindeki Cunta'da” etkili bir generali tarif etmek için uçakta gazetecilere oynadığı “pandomimi” unutmamıştır. Yine milletimiz Türkiye Cumhuriyetinin bir Başbakanının kendisine baskı yapan bir generalin ismini veremeyecek kadar acze düşmesine esefle tanık olmuştur. Hatta milletimiz 8 yıllık kesintisiz eğitim için Saat; 05.00 de Askeri Cuntanın kendisine toplattığı “Bakanlar Kurulunu'da” unutmamıştır. Eğer kendisi unuttu ise dönemin bakanlarına sorabilir.







BU NE BİTMEZ KİNDİR


Sayın Yılmaz “28 Şubat'la” ilgili olarak rahmetli Erbakan'ı suçluyor. Elinden gelse rahmetli Erbakan'ı mezarından çıkarıp yargılayacak. Bu ne bitmez kindir! Bu ne düşmanlıktır! Allah akıl-fikir versin. Erbakan Hoca bu milletin gönlünde yerini almıştır. Sayın Yılmaz ise dün yaptıklarıyla bugün söyledikleriyle sadece siyasi bir enkazdır. Bütün siyasi hayatı boyunca “sahicilik” sorunu yaşayan Sayın Yılmaz bu dava vesilesi ile başka bir “kirli oyunun” içerisindedir. Sayın Yılmaz “28 Şubat Davası” çökmüştür diyor. Hâlbuki çöken “1000 yıl süreceği” söylenen “28 Şubat” kafasıdır.



AYNI PARALELİN ORTAKLARI


Dün “28 Şubat” yakın tarihimizde “17/25 Aralık” darbesine teşebbüs edenler aynı paralel kafanın ortaklarıdır. Sayın Yılmaz da bu şebekenin siyasi yelpazesinde yer almış, bugünse vefat etmiş bir önemli şahsiyet üzerinden kirli hesaplarını görmeye çalışan siyasi bir enkazdır. Daha güçlü, daha demokratik, daha zengin bir Türkiye bu “tiplere” rağmen onurlu, iradeli yürüyüşüne devam edecektir.”



Tarihin çöp sepetinde


AK Parti Malatya Milletvekili Nurettin Yaşar, “Necmettin Erbakan'ı suçlayan Yılmaz, tarihteki kirli mezarlığını kendi kazmıştır. Mesut Yılmaz, halkın terazisinde tartılmış, tarihin çöp sepetine atılmış bir insan” dedi. Yaşar, Meclis'te düzenlediği basın toplantısında, 28 Şubat davasında tanık olarak dinlenen Mesut Yılmaz'ın mahkemedeki ifadeleriyle, milletle alay ettiğini savundu. Budapeşte'de uğradığı saldırıya ilişkin soru üzerine de Yılmaz'ın yine alay eder gibi bir cevap verdiğini savunan Yaşar, “Mesut Yılmaz, Emniyet Genel Müdürlüğüne verdiği dilekçede kendisine vuranları azmettirenin Abdullah Çatlı'nın ortağı Aydın İpekli olduğunu kendi yazısı, imzasıyla beyanı olarak kayıtlara geçilmiştir. Mesut Yılmaz, burnundan vurulduğu günden bu yana, burnunu sürtenlerin hizmetine girmiştir” değerlendirmesinde bulundu.


#Mesut yılmaz
#28 şubat
#Erbakan
8 yıl önce