
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülleri programında konuştu. “Hakkı haykırmayı şiar edinmiş bir ülke ve yönetim olarak biz de Filistin halkının yanında eğilmeden, bükülmeden dimdik duruyoruz” diyen Erdoğan, “Gazze'de yaşananların unutulmaması ve adaletin tecellisi için bundan sonra da her cephede mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğiz” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İsrail’in Gazze’deki soykırımı sırasında Türk basın kuruluşlarının yürekli bir duruş sergilediğini belirterek "Hakkı haykırmayı şiar edinmiş bir ülke ve yönetim olarak biz de Filistin halkının yanında eğilmeden, bükülmeden dimdik duruyoruz" dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi'nde düzenlenen Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülleri programına katıldı.
MÜCADELEYİ KARARLILIKLA SÜRDÜRECEĞİZ
İsrail hükümetinin susturmaya ve engellemeye çalışmasına rağmen vicdanlı yüreklerin ve hakikatin peşinde koşan gerçek gazetecilerin canları pahasına Filistin'de olan bütün olup bitenleri gözler önüne sermeye devam ettiğini vurgulayan Erdoğan, şöyle konuştu:
"Hakkı haykırmayı şiar edinmiş bir ülke ve yönetim olarak biz de Filistin halkının yanında eğilmeden, bükülmeden dimdik duruyoruz. Gazze soykırımında TRT ve Anadolu Ajansımız başta olmak üzere Türk basın kuruluşları gerçekten yürekli bir duruş sergiledi. İletişim Başkanlığımız Gazze'de canice katledilen basın mensuplarının fedakarlıklarını kayda almak amacıyla geçen hafta 'Gerçeğin Katli-İsrail'in Gazeteciliğe Karşı Savaşı' isimli bir kitap yayınladı. Gazze'de yaşananların unutulmaması ve adaletin tecellisi için bundan sonra da her cephede mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğiz."
TÜKETİM CENDERESİNDEN KÖKLERİMİZE TUTUNARAK ÇIKARIZ
Küreselleşme ile kültürel tek tipleşmenin dünyayı etkisi altına aldığı bir dönemden geçildiğine dikkati çeken Erdoğan, "Her alanda sınırsız tüketimi teşvik eden, insanı edilgen hale getiren bu cendereden ancak köklerimize tutunarak kurtulabiliriz. Kendi mirasımız ve birikimimizden beslenen sanat yine bu tek tipleşme dalgasına karşı tabiri caizse bir dalga kıran işlevi görecektir." dedi.
Erdoğan, şöyle konuştu:
Bunu özellikle şunun için söylüyorum. Bugün popüler olan pek çok filmin, dizinin, müzik eserinin coğrafyadaki etkisine ve nüfuzuna baktığımızda sanatın dönüştürücü gücünün nelere kadir olduğunu hepimiz görebiliyoruz. Tüketim alışkanlıklarının, yaşam tarzlarının, yemek kültürünün, giyim kuşamın tek tipleşmesi gibi sanat beğenilerinin yeknesak hale gelmesi de bizatihi sanat için ciddi risk oluşturuyor. Özgün ve yetkin olanı törpülüyor. Sıradanlaşma ve tek tipleşme insanın fıtratı gereği farklı olmasını ve sanatçı özgürlüğünü tehdit ediyor. Kuşkusuz sanat şahsi ve muhteremdir. Fakat yeryüzünde önüne çıkan her şeyi öğüten, herkesi birbirine benzeten küresel tüketim çarkı insanın biricikliğini yok etmenin yanı sıra bireyin yeteneklerini de aynı tornadan geçirmektedir. Neoliberal kültür, adına trend denilen ve hemen her gün değişen yeni kutsalıyla insana dair pek çok güzelliği tahrip etmektedir.
AHLAKI DIŞLAYAN TREND YÜZEYSELLİĞE MAHKÛMDUR
Yapay zeka mahsulü şiirlerin, kitapların, şarkıların, resimlerin, sinema filmlerinin yüz milyonlara ulaştığını ve gerçekle sanal arasındaki farkın büyük oranda kaybolduğu bugünlerde kendilerini yarın neyin beklediğini tam olarak bilemediklerini belirten Erdoğan, "Şurası bir gerçek ki milli kimliği, milli kültürü, değeri, ideali, erdemi, ahlakı dışlayan her trend yüzeyselliğe mahkum olmaktan kurtulamaz. Hiçbir derinliği, özgünlüğü olmayan, günlük üretilip, günlük tüketilen işlerle maalesef biz de bu küresel fırtınanın önünde duramayız" dedi.
MİLLİ DEĞERLERİMİZİ YENİDEN HARMANLAMALIYIZ
"Küresel kültür savaşlarında yerli ve milli olan kültür değerlerimizi evrensel bir bakış açısıyla harmanlamalı, yeniden üretmeli, yeniden inşa etmeliyiz" ifadelerini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:
Bir siyasetçi olarak bunun asla kolay olmadığını, çok ciddi emek ve gayret gerektirdiğini elbette biliyorum. Ama bunu yapacak imkana, birikime ve kapasiteye ziyadesiyle sahibiz. Her yaş ve her kesimden insanımızı etkileyen bu cendereden çıkış yolunu tarih boyunca olduğu gibi topluma mihmandarlık eden sanatçılarımızın, mütefekkirlerimizin, münevverlerimizin kültür ve sanat erbabımızın göstereceğine inanıyorum. Açıkçası bunu sizlerden istirham ediyorum. Bilim adına, sanat adına, edebiyat adına, düşünce adına, kültür adına taş üstüne taş koyan herkesin hangi görüşten olursa olsun her bir insanımızın başımızın üstünde yeri olduğunu burada tekrar dile getirmek istiyorum. Evrensele yelken açarken yerli kalabilen, memleketi ve milleti için hayal kurabilen, en sert eleştirileri yaparken dahi yıkmayan kültür, sanat ve bilim insanlarımızın desteğiyle inşallah bu mücadeleyi yürüteceğiz.
Ödül sahiplerini kabul etti
- Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülleri'ne, "Bilim ve Kültür" dalında akademisyen Prof. Dr. Süleyman Seyfi Öğün, "Resim" dalında Yalçın Gökçebağ, "Müzik" dalında besteci Yalçın Tura, "Anadolu Arkeolojisi" dalında arkeolog ve akademisyen Prof. Dr. Fahri Işık, "Fotoğraf" dalında ise Gazze'de görev yapan AA foto muhabiri Ali Jadallah ödüle layık görülmüştü. Cumhurbaşkanı Erdoğan, tören öncesinde, ödüle layık görülenleri ve ailelerini program öncesinde Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde kabul etti. Erdoğan, programda Öğün'e ödülünü "Süleyman Seyfi Öğün Hocamız, kütüphanesiyle dışarıda gürül gürül akan dünya arasındaki irtibatı kesmeyen nadir akademisyenlerimizden biridir" ifadeleriyle takdim etti.











