AK Parti Çevre, Şehir ve Kültür’den Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Çiğdem Karaaslan, Yeni Şafak’ın sorularını yanıtladı. Kanal İstanbul, iklim değişikliği, Sıfır Atık Projesiyle ilgili önemli açıklamalarda bulunan Karaaslan, şunları söyledi:
TÜRKİYE’NİN GELECEĞİ İÇİN
- Bugün virüsten korunmak için taktığımız maskeleri insanlar AK Parti’den önce hava kirliliği nedeniyle takıyordu. Çevre sorunlarıyla boğuşan bir Türkiye devralan AK Parti’nin hedefi yaşanılabilir şehirlerdi. Ama şimdiki hedefimiz sürdürülebilir şehirler. Türkiye’deki o büyük değişim ve dönüşüm yalnızca şehircilikte, sanayide, eğitimde, adalette değil, çevre alanında da gerçekleşti. Türkiye olarak, dünyayla da yarışır bir pozisyonumuz var. AK Parti, bakış açısı olarak da uygulamalar noktasında da en çevreci siyasi partidir. Çevre bizim ana gündem maddelerimizden biri.
Kanal İstanbul her şeyden önce Türkiye’nin geleceği, İstanbul’un geleceği için çok önemli bir proje.
EN BÜYÜK HAMLE OLACAK
Küresel liderlik yarışında, özellikle küresel ticaretin merkezi konumundaki Türkiye’nin yapacağı en büyük hamlelerden biri olacak. Kanal İstanbul, aynı zamanda İstanbul’un kentsel yükünü de büyük oranda alacak. Canlı varlığının geçişi için doğal ekolojik bir koridor amacıyla ekolojik geçişler bu projede de mutlaka düşünülecektir. Burada biz yapıyı değil, çevreyi, doğayı, yaşamı ve diğer tüm yaratılmışları merkezine alan bir şehircilik anlayışını ortaya koyacağız. Kanal İstanbul Türkiye’nin değil, dünyanın en çevreci projelerinden biri olacak. Kendi enerjisini kendi üretebilen, temiz enerji kullanan, dolayısıyla doğaya ve çevreye saygılı bir yerleşim alanı nasıl olur, bu şehir nasıl oluşur bunun da dünya çapındaki en iyi örneği olmasını planlıyoruz.
DÖNÜŞÜMDE ÖNCÜLÜK
- İklim değişikliğiyle ilgili hemen önlem almazsak, geri dönüşü olmayan bir yola giriyoruz dünya olarak. Temiz enerji alanında öncü olmak şu anda dünya ülkeleri arasındaki yarışın birinci ögesi. Türkiye de yaptığı büyük hamlelerle bu yarışın içerisinde ve bu değişim ve dönüşümün öncülerinden biri olmayı hedefliyor. Türkiye olarak dünyayı en az kirleten ülkelerden biri olmamıza, tarihi mesuliyetimiz yok denecek kadar az olmasına rağmen dünyanın karşı karşıya kaldığı iklim kriziyle mücadelede bugün olduğu gibi gelecekte de aktif rol almaya devam edeceğiz.
TOGG VURGUSU
O yüzden bakanlıklarımızın, hükümetimizin farklı kurumlarının yaptığı çok önemli çalışmaları Türkiye’nin iklim değişikliği ile ilgili ortak bir vizyon belgesi olarak topladık ve geleceğe dair vizyonumuzu paylaştık. Küresel olarak bir marka hedefiyle yola çıktığımız yerli otomobil TOGG’un, iklim değişikliği ile karbon salımını engellemeye dönük Türkiye’nin çabasıyla ilgisinin olmadığını kim söyleyebilir?
MÜTHİŞ İVME YAKALADIK
- Bu konuda atılacak en büyük adımlardan birisi ağaçlandırma projeleridir. Ağaçlandırmada Avrupa’da birinci, dünyada dördüncü sıradayız. Vahşi sulama sistemi dediğimiz suyun bol kullanıldığı, toprağın da değerini düşüren yöntemlerden vazgeçilmesi, damla sulama sistemlerine geçilmesi çok önemliydi. Orada da yakaladığımız müthiş bir ivme var. Yeraltı barajlarıyla ilgili çalışmalar devam ediyor. Bir yandan da vatandaşlarımızın bu konuda duyarlı olmasını sağlayacak projelerimiz ve kampanyalarımız var. Üretimde su ayak izini azaltmaya yönelik önemli politikaları da hayata geçiriyoruz.
Millet bahçeleri bence Türkiye’nin son dönemdeki en önemli çevre projesi. Salgınla mücadelede şehir hastaneleri ne kadar önemliyse, millet bahçeleri de başka bir şeye hizmet etti. İnsanımızın hakikaten açık ve yeşil alana ihtiyaç duyduğu bu çok zor dönemde millet bahçelerinin yürüme mesafesinde olması önemli ve değerliydi. Sayısı şu anda 60’ı geçti. Millet bahçeleri, iklim değişikliği ile mücadelede de çok önemli bir yere sahip.
