Rus doğalgazını Türkiye’ye ve Türkiye üzerinden Avrupa’ya nakledecek TürkAkım doğalgaz boru hattının tamamlanması dolayısıyla İstanbul Haliç Kongre Merkezi’nde tören düzenlendi. Törene, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Vladimir Putin, Sırbistan Cumhurbaşkanı Aleksandar Vucic ve Bulgaristan Başbakanı Boyko Borisov katıldı.
Törende konuşan Erdoğan, “Rusya ile enerji alanındaki işbirliğimiz, her türlü sınamayı diğer alanlarda olduğu gibi başarıyla atlatmıştır. Doğu Akdeniz’de, ülkemizin dışlandığı hiçbir projenin ekonomik, hukuki, diplomatik bakımdan hayata geçme şansı yoktur. Gelin Akdeniz’i çatışma değil işbirliği sahasına dönüştürelim. Bize bir adım gelene çok daha fazlasıyla gitmeye hazırız. TürkAkım isminin hak sahibi değerli dostum Sayın Putin’dir.
SANCILI GÜNLER YAŞIYORUZ
Bölgesel hadiseler bakımından oldukça sancılı günler yaşıyoruz. Müttefikimiz ABD ile komşumuz İran arasında bir süredir devam eden gerilim hiç arzu etmediğimiz bir noktaya ulaştı. Türkiye olarak ne Irak’ın ne Suriye’nin ne Lübnan’ın ne deniz yoluyla enerji ticaretinin yüzde 30’undan fazlasının yapıldığı körfez bölgesinin vesayet sahnesi haline gelmesini istemiyoruz. Komşumuz Irak, zaten sıkıntılı olan istikrarını tamamen kaybetme tehlikesiyle karşı karşıyadır. Hiç kimsenin sadece kendi çıkarları uğruna Irak başta olmak üzere tüm bölgeyi yeni bir ateş çemberine atmaya hakkı yoktur.
TANSİYONU DÜŞÜRMEYE ÇALIŞIYORUZ
Savaş tamtamlarının çaldığı bu kritik süreçte de diplomasinin tüm kanallarını kullanarak tansiyonu düşürmeye çalışıyoruz. Son bir haftada çok sayıda liderle telefon görüşmesi gerçekleştirdik. Dışişleri bakanımız da yoğun bir diplomasi trafiği yürütüyor. Amacımız gerilimi düşürerek yeniden aklı selimi hakim kılmaktır. Amacımız gerilimi düşürerek yeniden aklıselimi hakim kılmaktır. Coğrafyamızda artık yeni bedeller ödemeye kimsenin mecali kalmamıştır. Bölgemiz son 20 yıldır devam eden çatışmalar nedeniyle zaten bitap düştü. Vekalet savaşlarının bedelini maalesef Irak’tan Suriye’ye kadar milyonlarca masum kardeşimiz ödedi.
DİPLOMASİ TRAFİĞİMİZİ DEVAM ETTİRECEĞİZ
Tüm taraflarla konuşabilen bir ülke olarak diplomasi trafiğimizi çok yönlü bir şekilde devam ettireceğiz. Elimizdeki tüm imkanları seferber ederek bölgemizin kan ve göz yaşına boğulmasına izin vermeyeceğiz. Bu süreçte Rusya Federasyonu ve değerli dostum sayın Putin ile de sürekli diyalog ve istişare halinde olacağız. Rus dostlarımızın da katkısıyla inşallah bu sıkıntılı süreci suhuletle atlatacağımıza inanıyorum.
YENİ PROJELERE İMZA ATACAĞIZ
- TürkAkım Projesini, Türkiye ile Rusya arasındaki iş birliğinin son nişanesi olarak niteleyen Erdoğan, “TürkAkım, Rus dostlarımızla beraber büyük emek harcadığımız hem ikili ilişkiler hem de enerji haritası bağlamında tarihi nitelikte bir projedir. 400 milyar metreküp doğal gaz tedariki sağladık. Ülkemizin çıkarlarına dayalı, kazan kazanın en güzel örneğidir. Bu örnek işbirliği bu işbirliğinin zemini üzerinde yeni projelere yeni başarılara imza atmaya devam ediyoruz” dedi. Erdoğan, şöyle devam etti:
- ASLA GERİLİM PEŞİNDE OLMADIK
- “Enerjinin İpek Yolu olarak görünen TANAP’ı Türkiye ve Avrupa’nın istifadesine sunduk. Yeni arz kaynaklarının ortaya çıkarılması için hidrokarbon arama çalışmalarını yürütüyoruz. Hedefimiz ülkemizi küresel enerji merkezlerinden biri haline getirmektir. Türkiye olarak gerilim peşinde değiliz, asla da olmadık. Sayın Putin’in güçlü iradesiyle ilişkilerimizde çok farklı ivme yakaladık.
- DIŞLANDIĞIMIZ PROJELERİN HAYATA GEÇME ŞANSI YOK
- Doğu Akdeniz’de süren hidrokarbon arama faaliyetlerimizin tek amacı ülkemizin ve KKTC’nin menfaatlerini korumaktır. Her fırsatta tekrarladığımız gibi Doğu Akdeniz’de ülkemizin dışlandığı hiçbir projenin diplomatik açıdan hayata geçme şansı yoktur. Akdeniz’deki en uzun kıyı şeridine sahip Türkiye’nin bu bölgedeki her projede söz söyleme hakkı elbette olacaktır. TürkAkım projesi ise yeni dönemin sembol eserlerinden biri olacak. Sahip olduğumuz potansiyeli harekete geçirdiğimizde ortaya çıkacak katma değerden tüm bölgenin istifade edeceğine inanıyoruz. Tıpkı bir Rus atasözünde ifade edildiği gibi ‘Akıllı yol arkadaşı yolun yarısı demektir’ Son dönemde fikir ayrılıklarımızın ortak çıkarlarımızın önüne geçmesine izin vermedik.”
İşbirliğimiz her alanda gelişiyor
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin törende yaptığı konuşmada, iki ülke arasında gelişen iş birliğini vurguladı. Bu büyük çaplı ortak projenin hayata geçirilmesinin, Rus-Türk stratejik ortaklığının kayda değer ve somut meyveler getirdiğinin göstergesi olduğunu söyleyen Putin, “Rusya ve Türkiye arasındaki iş birliği adım adım bütün alanlarda gelişiyor. Dünyadaki son derece zor duruma rağmen ve birtakım uluslararası oyuncuların bu karşılıklı yarar yönünde gelişen iş birliğimize mani olmaya çalışmalarına rağmen bu çalışmalar, devam etmektedir” diye konuştu. Putin, “Eminim Rusya ve Türkiye gelecekte birçok projeyi hayata geçirecek. Hem enerji alanında hem de başka alanlarda hep beraber en iddialı projeleri gerçekleştirebileceğiz. Bu da her iki devlet ve millet için hayırlı olacaktır. Hiç de kolay olmayan şartlarda, zor bir dünyada yaşıyoruz. Ne yazık ki bulunduğumuz bu bölgede gerginliğin artırılmasına yönelik ciddi eylemler var. Türkiye ve Rusya, bu arada bambaşka örnekler sunuyor. Örneğin devletlerimiz, halklarımız, Avrupa halkları ve dünya halklarının hayrına çalışmalar yürütmekteyiz. Eminim gelecekte de bu şekilde adımlar atacağız ve yeni başarılara imza atacağız” dedi.
Haklılığımızı anlattık
- Cumhurbaşkanı Erdoğan, TürkAkım doğalgaz boru hattı açılış töreni için İstanbul’a gelen Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’e “Doğu Akdeniz Denkleminde Stratejik Adım: Türkiye-Libya Mutabakatı” kitabını takdim etti.
- Doğu Akdeniz’in tarih boyunca sahip olduğu stratejik önem başta olmak üzere bölgenin hidrokarbon potansiyeli farklı raporlardan elde edilen veri ve görsellerle ele alındı. Türkiye’nin, Doğu Akdeniz konusundaki haklı pozisyonunun uluslararası hukuk ve uluslararası anlaşmalar temelinde anlatıldığı kitapta, Türkiye ve KKTC’nin sahip olduğu hak ve meşruiyetin de altı çizildi.
- HAKSIZ HAMLELER
- Sözkonusu mutabakat kitabında AB, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi ve Yunanistan’ın haksız hamleleri, atılan adımların uluslararası anlaşmalar kapsamında nasıl bir karşılığı olduğu anlatıldı. Türkiye’nin Libya ile imzaladığı mutabakatı siyasi, hukuki ve ekonomik olarak birçok açıdan inceleyen kitap, süreci tüm detaylarıyla ortaya koydu.
- 5 BÖLÜMDEN OLUŞTU
- Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı’nca Türkçe ve İngilizce olarak hazırlanan kitap, “Doğu Akdeniz’in Jeopolitik Önemi”, “Doğu Akdeniz’in Hidrokarbon Potansiyeli”, “Türkiye’nin Doğu Akdeniz Konusundaki Pozisyonu”, “Doğu Akdeniz’e İlişkin AB, GKRY ve Yunanistan’ın Tutumu” ve “Türkiye-Libya Mutabakatı” olmak üzere 5 bölümde oluşuyor.
Türkiye bölgenin anahtar oyuncusu
Avrupa Birliği (AB) Konseyi Başkanı Charles Michel’in, 11 Ocak’ta Türkiye’ye yapacağı ziyarette Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile görüşeceği bildirildi. AB kaynakları, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Michel’in, İstanbul’da cumartesi öğleden sonra bir araya gelmesinin beklendiğini duyurdu. Kaynaklar, ikilinin Orta Doğu’daki gelişmeleri ele alacağını belirterek, “Michel, bölgede tansiyonun düşürülmesi için her zaman diyalog çağrısında bulundu. Türkiye, bölgede istikrarın sağlanması için anahtar bir oyuncu. Bu nedenle, Türkiye’ye ziyaret düzenliyoruz” ifadelerini kullandı.
LİBYA’DA BARIŞ ÇAĞRISI
Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Rusya Devlet Başkanı Putin dün iki kez biraraya geldi. Haliç Kongre Merkezi’nde baş başa yapılan basına kapalı görüşme 1 saat 35 dakika sürdü. İkinci görüşme ise TürkAkım vanalarının açıldığı törenin ardından gerçekleşti. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ve Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar ile Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ve Rusya Savunma Bakanı Sergey Şoygu’nun da katıldığı bu görüşme ise yaklaşık 30 dakika sürdü. Bu görüşmelerden Libya’da iş birliği sonucu çıktı. İki liderin ABD-İran geriliminin endişe verici olduğunu belirttikleri ortak açıklamada, 12 Ocak’tan itibaren Libya’da çatışmaların durdurulması istendi. Çavuşoğlu ve Lavrov’un okudğu ortak açıklamada şunlar belirtildi:
ABD ve İran arasındaki gerilimin artmasından ve Irak’taki olumsuz yansımalarından derin endişe duyuyoruz. ABD-İran gerginliğinde tüm taraflara itidalli hareket etme ve diplomasiye öncelik verme çağrısında bulunuyoruz.
Suriye’nin egemenliği, siyasi birliği ve toprak bütünlüğünün muhafazasına olan bağlılığımızı teyit ediyoruz. İdlip Gerginliği Azaltma Bölgesi’nde sükunetin, İdlib’le ilgili bütün anlaşmaların tüm unsurlarıyla hayata geçirilmesiyle sağlanması gerekliliğini vurguluyoruz. Tüm Suriyelilere insani yardımı ayrım yapmaksızın, siyasileştirmeden ve ön koşul ileri sürmeksizin artırma ihtiyacını vurguluyoruz.
Libya’nın egemenliğine, bağımsızlığına, toprak bütünlüğüne ve ulusal birliğine olan güçlü bağlılığımızı yineliyoruz. Berlin Süreci’ne desteğimizi teyit ederiz. Ülkede kalıcı barış ve istikrar, ancak Libyalıların öncülüğünde ve sahiplendiği bir siyasi süreçle sağlanabilir. Libya’da süregiden çatışmalara askeri bir çözüm aramak bölünmüşlüğü daha da derinleştirmektedir. Mevcut kritik şartlar altında ve ilgili BMGK Kararlarının ortaya koyduğu amaçlar ışığında inisiyatif almaya karar verdik. Bu çerçevede, arabulucular olarak, Libya’daki tüm taraflara çatışmaları 12 Ocak günü saat 00.00 itibarıyla durdurmak, ateşkes ilan etmek ve derhal bir müzakere masasının etrafında bir araya gelme çağrısında bulunuyoruz.
