|

Millet kavga değil eser bekliyor: Demokrasi için milleti kim ikna ederse ülkeyi o yönetecek

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Sancaktepe’deki dev tesisin ardından dün de Yeşilköy ve Hadımköy hastanelerini hizmete açtı. Türkiye’nin, ihtiyacının kavga değil eser ve inşa siyaseti olduğunu belirten Erdoğan, “Bizden sonraki nesillere bırakacağımız en büyük miras işte bu doğrultuda gerçekleştireceğimiz zihniyet devrimidir” dedi.

Haber Merkezi
01:00 - 1/06/2020 الإثنين
Güncelleme: 04:21 - 1/06/2020 الإثنين
Yeni Şafak
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Sağlık Bakanı Fahrettin Koca
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Sağlık Bakanı Fahrettin Koca

Cuma günü Sancaktepe'de Prof. Dr. Feriha Öz Acil Durum Hastanesi'ni törenle hizmete açan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, dün de Yeşilköy'de yapımı 2 aydan kısa bir sürede tamamlanan Prof. Dr. Murat Dilmener Acil Durum Hastanesi'nin açılışına katıldı. Sancaktepe'deki muadili gibi 1008 yataklı olan dev hastanenin kurdelasını kesen Erdoğan, ardından Hadımköy'de yenileme çalışmaları 45 günde tamamlanmış Dr. İsmail Niyazi Kurtulmuş Hastanesi'ni kullanıma soktu. Erdoğan, koronavirüs salgınına yönelik önlemler kapsamında izleyicilerin sosyal mesafe kuralına uyduğu törenlerde özetle şu mesajları verdi:



***




BİZE GIPTAYLA BAKIYORLAR

"Türkiye sahip olduğu güçlü sağlık altyapısı ve genel sağlık sigortası sistemi ile salgı sürecinde dikkatleri üzerinde toplamış bir ülkedir. Nüfusumuzun neredeyse tamamını kapsayan ve herkese aynı standartta hizmet alabilme imkanı sağlayan genel sağlık sigortamıza gıpta ile bakıldığını çok iyi biliyoruz. Geçtiğimiz 18 yılda mevcutların çok büyük bir bölümünü baştan aşağı yenilediğimiz yeni binalarla ve cihazlarla teçhiz ettiğimiz bir sağlık altyapısına sahibiz. Doktorundan hemşiresine ve destek personeline kadar 1 milyon 100 bini bulan sağlık ordumuzla milletimizin hizmetindeyiz. Sayıları 11'i bulan şehir hastanelerimizle hem inşa ve işletme yöntemi hem hizmet kalitesi ile küresel düzeyde bir model haline gelmiştir."




TEK NUMARALARI İSTİSMAR

"Koalisyonlu yılların Türkiye'yi nasıl dibe ittiğinin en çarpıcı ispatı son 18 yılda elde ettiğimiz kazanımlardır. Türkiye'nin, ihtiyacı kavga değil, eser siyasetidir. Milletimizin beklentisi polemik değil, inşa siyasetidir. Bizden sonraki nesillere bırakacağımız en büyük miras işte bu doğrultuda gerçekleştireceğimiz zihniyet devrimidir. Tek numaraları, ülkemizin ortak değerlerinin istismarı olanların devri artık kapanıyor. Laf yerine eserlerin yarıştırıldığı yepyeni bir Türkiye için milletimizle gönül gönüle, el ele çalışmayı, mücadele etmeyi sürdüreceğiz. 15 Temmuz gecesi yaşananlar, bu ülkede artık hiç kimsenin milli iradeyi zorla alaşağı edemeyeceğini gösterdi. Milletin vermediği hiçbir gücün kullanılamaz. Demokraside ve ekonomide millete beklediği hizmetlerin sunamayanların vesayet oyunlarıyla iktidar devşirdiği dönemler geride kaldı."

DEMOKRASİ VE KALKINMA

"Her kim Türkiye'de demokrasiyi, özgürlükleri, adaleti, güvenliği, dış politikayı, kültürü, sanatı daha ileri seviyeye götüreceğine milleti ikna ederse, ülke ona teslim edilir. Her kim eğitimde, sağlıkta, ulaştırmada, enerjide, tarımda, sporda, savunma sanayide, tüm temel hizmet alanlarında ülkeyi daha ileriye taşıyacağının güvenini verirse millet ona yönelir. Zaten böyle de oluyor. Her kim daha çok yatırım, daha çok üretim, daha çok istihdam, daha çok iş, daha yüksek hayat standardı sağlayacağı konusunda halkın desteğini alırsa, ülkeyi o yönetir. Bunun dışındaki yöntemler, zorlamalar, iç ve dış ayak oyunlarının tamamı milli irade duvarına çarpıp dağılmaya mahkûmdur. Türkiye'nin önünde özellikle, demokrasiden ve kalkınmadan başka bir alternatifi yoktur. Biz tüm gücümüzle, ülkemizi bu doğrultuda geliştirmenin, hedeflerine ulaştırmanın gayreti içindeyiz."


Yeniden ayakta

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, eski adıyla Tarihi Hadımköy Askeri Hastanesi'nin 45 günde onarılacağına inanmayanların bulunduğunu hatırlatarak şunları söyledi: "1891 tarihli bu Hamidiye Hastanesi, hummalı bir çalışmayla yeniden ayağa kaldırılmış ve milletimizin hizmetine sunulmuştur. Bu görevi omuzlayanların başarısı, aynı zamanda 'Hadımköy Harabesinin 45 günde restore edilemeyeceğini" iddia edenlere de bir cevap teşkil etmektedir. 129 yıllık bu tarihi bina 1985 yılına kadar askeri hastane olarak hizmet gördü. Koridorlarında Balkan Savaşı, Birinci Dünya Savaşı ve Çanakkale Savaşlarının acıları, gazilerimizin hatıraları var. Nice yara, bu çatı altında sarıldı. Nice kahramanımız bu çatı altında şehadet mertebesine ulaştı. 1985'ten sonra 27 yıl kadar kışla ve inzibat merkez karakolu olarak kullanılan bu güzide eserin terk edildikten sonra anılarıyla tarihe gömülmesine gönlümüz razı olamazdı, olmadı. Artık yıkılmaya terk edilmiş bir harabe yerinde, tarihi mimari özellikleri korunarak restore edilmiş 100 yataklı modern bir hastane ve canlı bir ecdat yadigârı bulunmaktadır. Milletimize hayırlı olsun." Koca, Yeşilköy'deki acil durum hastanesine ilişkin şu bilgiyi verdi: "Havalimanına mesafesi ve yakındaki pistler sayesinde İstanbul dışı ve yurt dışından gelecek hastalara acil müdahalede bulunulabilecek. 75 bin metrekare kapalı alan üzerine kurulu hastanede 432’si yoğun bakım olmak üzere toplam 1008 yatak bulunuyor.


En yüksek vergi sigarada

  • Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “31 Mayıs Dünya Tütüne Hayır Günü” etkinliğinde video konferans yoluyla gençlerle bir araya geldi. Erdoğan, en çok vergi yükünü sigaraya yüklediklerini vurgulayarak şöyle konuştu: “Biz bu sigara müptelası olan vatandaşlarımızı çok seviyoruz. Onların sigara fiyatlarını arttıralım, belki o zaman bu işten kaçarlar diye düşünüyoruz fakat yine de kaçmıyorlar nedense? ”
  • HATA LÜKSÜMÜZ YOK
  • Para kazanma hırsının insan hayatının önüne geçtiği tuhaf zamanlarda yaşadıklarını kaydeden Erdoğan, “Vahşi kapitalizmin en çok dirayet ettiği sektörlerin başında şüphesiz tütün endüstrisi vardır” dedi. Eğlence mekanları ile nargile içilen yerlerin bir süre daha kapalı kalmaya devam edeceğini belirten Erdoğan “Dünyada yaklaşık 400 bin insanın hayatına mal olan bu virüse karşı yürüttüğümüz zorlu mücadelede hata yapma şansımız yoktur” ifadelerini kullandı.

Fetih açmaktır

Sultan 2. Abdülhamid döneminde yapılmış Hadımköy Hastanesi'nin restore sonrası açılışında konuşan Erdoğan, İstanbul'un fethinin 567. yıldönümünün coşkusunu milletle birlikte yaşadıklarını ifade ederek şöyle konuştu: "Ecdadımız, fethi sadece toprakların ele geçirilmesi değil, asıl gönüllerin kazanılması olarak görürdü. Son günlerde bazı kendini bilmezler çıkıp, fethi işgal olarak tanımlamaya çalışıyorlar. Bunlar, inanın dört dörtlük cahil cühela. Sorun bunlara, 'fethin manası nedir' diye, bilmezler. Fetih, açmaktır, gönülleri kazanmaktır. Ama bunu bilmezler. Ecdadımız bin yıl öncesinden başlayarak asırlar boyunca Anadolu'nun, Trakya'nın, Balkanların dört bir yanını, Alperenler, dervişler, gaziler vasıtasıyla önce ilmik ilmik işlemiştir. Kimlerle? Akıncılarla. Örnek ahlakları, üretkenlikleri, bilgileri, birikimleri ve çalışkanlıklarıyla ecdadın bu öncüleri tarafından hazır hale getirilen fethi, sadece bir formaliteden ibaret kalmıştır. İşte Fatih'in surlardan içeri girerken Rum bayanlarının 'Başımızda kardinal külahı görmektense, Osmanlı sarığı görmeyi arzu ederiz' deyişi bu hazırlığın bir ifadesidir. İstanbul'u fetheden Sultan Mehmet Han Hazretleri'nin şehre girdiğinde bir düşman gibi değil, adeta beklenen bir kurtarıcı gibi karşılandı."

ATİNA'DA CAMİ KALMADI

"Ayasofya, dini bir husumetle yerle yeksan edilmek yerine daha da güzelleştirilerek fetih hakkı olarak Müslümanların hizmetine sunulmuştur. Diğer ibadethanelere ise dokunulmamış, ihtiyaca cevap verecek ölçüde yaşatılmıştır. Bizim bir asır önce terk etmek zorunda kaldığımız yerlerdeki camilerimiz ve sembol eserlerimiz ise kısa sürede yok edilmiştir. Bakın şu anda Atina'da bizim bir tane camimiz yoktur. Hepsi yerle yeksan edilmiştir. Ama biz İstanbul gibi bir şehirde, böyle bir yola gitmedik. Sadece bu tabloya bakarak dahi ecdadın gönlünün yüceliğini görebiliyoruz. Hükümete geldiğimizde sadece 460 eserin restorasyonunun yapıldığını gördük. Biz 18 yılda 5 bin 60 eseri restore ederek milletimizin ve insanlığın hizmetine sunduk. Osmanlı ve Türk coğrafyasında toplam 120 eseri restore ettik. Arşivlerimize sahip çıkarak 12 milyon belgeyi dijital ortama taşıdık."

Babam beni ona emanet etti


Hadımköy'de restore edilen hastaneye AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş'un babası merhum Dr. İsmail Niyazi Kurtulmuş'un ismi verildi. İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesini bitirip dahiliye uzmanlığını tamamladıktan sonra hayatını İstanbul'daki tüm hastaların, gariplerin, gençlerin hizmetine adayan Niyazi Kurtulmuş'u gençliğinde tanıdığını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları anlattı: "Kendisi Balkan Harbi, 1. Dünya Savaşı ve İstiklal Harbi kahramanlarından aynı zamanda alim olan Ordu Ünyeli Binbaşı Numan Kurtulmuş'un oğludur. Perşembe günleri tüm hastalara ücretsiz bakar, ilaçlarını ücretsiz verir, ihtiyaç sahiplerinin ceplerine harçlıklarını da koyardı. Babam rahmetli, beni imam hatip okuluna girmeden önce Niyazi Amcaya teslim etti. İmam Hatip okuluyla da böyle tanıştım. Niyazi Kurtulmuş nöbetçi oldukları zaman, gelir yurtta geceleri bizim yatakhaneyi dolaşır, kimin üstü açık, kimin kapalı bizim yorganlarımızı tek tek elden geçirirdi. Bu şekilde de bizim oradaki babalığı da onlardan ayrıca görmüş olduk. İyi bir gençlik yetiştirmek için çalışıp didindi. Daha doğrusu merhumun ideali, hani diyorum ya bazıları da eleştiriyor; 'dindar bir nesil.' Merhumun ideali, tüm insanlığın iyilik, güzellik, hayır, hasenat,evgi, dostluk, kardeşlik çizgisinde birleştirmekti."

İkinci çeyrekten sonrası aydınlık

  • Salgın döneminde yavaşlayan ekonomik faaliyetlerin dünyanın tüm ülkeleriyle birlikte Türkiye'de de olumsuz etkileri olduğunu kaydeden Erdoğan, şu bilgileri verdi: "Ancak Türkiye bu tür zorlu dönemlere aşina, hatta bir anlamda şerbetli bir ülkedir. Mesela ilk çeyrekte Amerika yüzde 4,8, Çin yüzde 6,8, Fransa 5,8 daraldı. Türkiye ise ilk çeyrekte sağladığı yüzde 4,5 oranındaki büyüme ile bu tablodan ayrıştı. Dünya ekonomisinin önde gelen tüm ülkeleri salgın döneminde yaşadıkları kayıpları nasıl telafi edebileceklerini henüz bilmiyorlar. Ülkemiz için ikinci çeyrek bir parça sıkıntılı gözükse de sonrası aydınlıktır. Gelişmeler ve işaretler, salgın sonrası yeniden yapılanacak küresel ekonomide, ülkemizin çok avantajlı bir konuma oturacağını gösteriyor. Üretimi tek merkezde toplamanın riskini gören tüm ülkeler ve kurumlar, yeni arayışlara girerken, alternatiflerin ilk başında Türkiye geliyor. Eskisinden daha çok çalışarak, daha çok üreterek, daha çok dünyaya açılarak bu fırsatı değerlendireceğiz."
#Recep Tayyip Erdoğan
#Yeşilköy
#Hadımköy
#Demokrasi
#Ayasofya
#Açılış
٪d سنوات قبل