|

Zihniyet değişimi yapıyoruz

Cumhurbaşkanı Erdoğan demokrasiyi güçlendirmek ve vatandaşın adalet beklentisine en yüksek cevabı vermek için yargıda yeni reform hazırlığı yaptıklarını söyledi. Erdoğan “Mevzuat değişiklikleri ve idari düzenlemeler kadar zihniyet değişimine de önem veriyoruz” dedi.

Osman Özgan
04:00 - 3/09/2019 Salı
Güncelleme: 07:15 - 3/09/2019 Salı
Yeni Şafak
Recep Tayyip Erdoğan
Recep Tayyip Erdoğan

2019-2020 adli yıl açılış töreni Cumhurbaşkanlığı Kongre ve Kültür Merkezi’nde düzenlendi. Konuşmasında “Sıkça ifade edildiği gibi kanun başkadır, hukuk başkadır, adalet başkadır. Biz kendimiz ve tüm insanlık için daima adalet peşinde koşmalıyız” sözleriyle adalet vurgusu yapan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, şu mesajları verdi:

TEHDİT DEĞİL, TERSİNE BİRLEŞTİRİCİ GÜÇ

“Kuvvetler ayrılığı prensibi, demokrasinin ve Cumhuriyetin temelidir. 24 Haziran seçimleriyle tüm unsurlarıyla fiilen hayata geçirilen yeni yönetim sistemimiz de kuvvetler ayrılığı ilkesinin daha belirgin ve keskin bir şekilde işletilmesine dayalıdır. Bilindiği gibi Anayasamızın amir hükümleri gereğince, Cumhurbaşkanı sadece yürütmenin değil, aynı zamanda devletin de başıdır. Türkiye Cumhuriyeti’nin ve Türk milletinin birliğini, beraberliğini, tüm kurumlarıyla etkin şekilde işlemesini temin, Cumhurbaşkanının en öncelikli görevidir. Anayasamızın lafzında ve ruhunda açıkça yer alan bu yaklaşımı, kuvvetler ayrılığı için bir tehdit değil, tam tersine birleştirici bir güç olarak görüyoruz.

DEVLET SİSTEMİNDE ÜSTÜNLÜK ARANACAKSA…

Yasamanın, yürütmenin ve yargının kendi içlerinde bağımsız bir şekilde çalışması, hepsinin de Anayasada Cumhurbaşkanına verilen ‘devletin başı’ misyonu etrafında birlikte hareket etmelerine mani değildir. Devlete ait yetki ve görevlerin, herhangi bir üstünlük sıralaması olmadan kullanılması olan kuvvetler ayrılığı prensinin, denge yerine çatışma anlayışıyla yorumlanması, ülkeye ve millete fayda değil zarar getirir. Çünkü kuvvetlerin kendi içlerindeki faaliyetlerini yürütürken sahip oldukları bağımsızlık, başlı başına bir egemenlik hakkı değildir. Devlet sisteminde illa bir üstünlük aranacaksa, bu ancak Anayasa’nın ve orada tezahür eden milli egemenliğin üstünlüğü olabilir.

YÖNELTİLEN İTHAMLARIN ÇOĞU TEMELSİZ

Yeni yönetim sistemimizde yürütmenin de temsilcisi olan Cumhurbaşkanına kuvvetler ayrılığı konusunda yöneltilen ithamların çoğu temelsizdir. Ülkemizdeki demokratik sistemde Cumhurbaşkanına açılan alan, üstünlük bağlamında değil, tüm kurumların ahenk içinde çalışmasını gözetme noktasındadır. Yargı üzerinden, milletten ve hukuktan aldığı yetkiyle görevini yapan yürütme erki ile onun temsilcisi olan Cumhurbaşkanına saldırmak, aslında doğrudan siyasal alanı hedef almaktır. Kuvvetler ayrımındaki yerinin ötesinde, tamamen ideolojik ve bağnaz bir tahayyülle yargı bağımsızlığı sözünü gündemde tutanlar, en çok demokrasiye, cumhuriyete, milli iradeye zarar veriyor.

BU MEKAN ŞAHSIMA AİT DEĞİL MİLLETİN EVİ

Bilindiği gibi, son Anayasa değişikliği ile yargı bağımsızlığı kavramı, yargının tarafsızlığı ilkesi ile tahkim edilmiştir. Buna rağmen, demokrasiyi ve onun kurucu unsuru olarak siyaseti mesnetsiz saldırılarla yaralamaya çalışmak, en başta yargı kurumuna saygısızlıktır. Bunun en güncel örneği de idare içerisinde kamu kurumu niteliğindeki meslek teşekkülleri olan birtakım baroların adli yıl açılışını, sırf mekanından dolayı provoke etmeleridir. Bu mekan şahsıma ait değil, bu mekan milletin evi ve devletin tüm kurumları bu mekanı rahatlıkla kullanma hakkına sahiptir.

BARO SEÇİMLERİNE YENİ DÜZENLEME İŞARETİ

Önümüzdeki dönemde ilk çözmemiz gereken meselelerden birinin, barolar başta olmak üzere tüm meslek teşekküllerinin seçim yöntemlerinin temsili demokrasiye uygun hale getirilmesi olduğuna da inanıyorum. Yargıtay ve Türkiye Barolar Birliği Başkanlarımızı, bu bağnaz ve provokatif dayatmalara karşı gösterdikleri dirayetli ve demokratik duruş sebebiyle şahsım ve milletim adına tebrik ediyorum. Yargı kurumunun nefasetine zarar veren, ülkemizdeki avukatların kahir ekseriyetinin hissiyatını ve tercihini de temsil etmediğine inandığım bu tür yanlışların ileride tekrarlanmayacağına inanıyorum.

ZİHNİYET DEĞİŞİMİNE ÖNEM VERİYORUZ

Bugün demokrasimizi güçlendirmek, vatandaşların adalet beklentisine en yüksek cevabı vermek, uluslararası alanda Türkiye’nin hukuk devleti niteliğini güçlendirmek amacıyla yeni reform hazırlıkları içindeyiz. Yargı Reformu Strateji Belgesindeki hedeflerimizi hayata geçirmek için mevzuat değişikliği ile idari düzenlemeler konusundaki hazırlıklar son aşamaya geldi. Tabii asıl önemli olan uygulamadır. Mevzuat değişiklikleri ve idari düzenlemeler kadar zihniyet değişimine de önem veriyoruz. Yargı süreçlerini sadeleştirerek, uyuşmazlıklar için alternatif çözüm yolları geliştirerek, önleyici hukuk uygulamalarını sistemimize kazandırarak, bu reformu kısa sürede hayata geçirmekte kararlıyız.”

AB RAPORU DEĞERSİZ BİR KAĞIT

  • Görev süresi 2020’de dolacak olması nedeniyle Yargıtay Başkanı sıfatıyla son adli yıl konuşmasını yapan İsmail Rüştü Cirit de önemli değerlendirmelerde bulundu. Türkiye Barolar Birliğine ve daveti kabul eden barolara teşekkür eden Cirit, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne geçilmesiyle birlikte parlamenter sistemden farklı bir kuvvetler ayrılığının gündeme geldiğini belirterek, “Yargının tarafsızlık özelliği güçlendirilerek denge ve denetleme görevinin kuvvetlendirilmiştir” dedi. Cirit, Yargı Reformu Stratejisi’nde öngörülen dokuz amacın tam anlamıyla gerçekleştirilmesinin adalet sisteminin daha da güçlenmesine önemli katkılar sağlayacağını vurguladı.
  • AB'nin FETÖ tutumu tam bir skandal
  • Avrupa Birliği Komisyonunun 29 Mayıs 2019 tarihli Türkiye Raporunu eleştiren Yargıtay Başkanı Cirit, FETÖ’nün darbe girişiminin ardından ağır ve önemli suçlardan mahkum olmaları sonucu cezaevinde bulunan hakim, savcı ve yüksek yargı üyelerinin ihraç edilmelerinin bir zorunluluk olduğuna dikkat çekti. Cirit, şunları söyledi: “Yargı bağımsızlığı kavramını, terör örgütüne bağlılık olarak anlayan ilerleme raporundaki ifadeler, söz konusu raporu değersiz bir kağıt parçasına dönüştürmüştür. Avrupa Birliği’nin bu tutumu, hukuk derslerinde okutulacak türden tam bir skandaldır.”
  • Türk yargısına dönük algı operasyonları
  • İsmail Rüştü Cirit, küresel olarak çeşitli güç odakları tarafından Türk yargısına yönelik olumsuz algı oluşturma çalışmalarının sistematik bir şekilde sürdürüldüğüne işaret etti.

Yargı reformu kalıcı çözüm

5 yıl aradan sonra adli yıl açılış töreninde konuşan Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Metin Feyzioğlu, TBB’nin hiçbir siyasi partinin muhalifi veya destekçisi olmadığını belirtti. Feyzioğlu, Yargı Reformu Strateji Belgesi’ne, TBB’nin de etkin katılım sağladığını vurguladı. Feyzioğlu, Yargı Reformu Strateji Belgesinin Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Adalet Bakanı Abdulhamit Gül’ün destekleriyle, her kesimin katkısıyla hazırlandığını söyledi. Feyzioğu, “Yargı Reformu Strateji Belgesi doğru bir belgedir. Kalıcı çözümlere odaklanmıştır. Adalet Bakanlığı’nın çatısı altında en çoğulcu katılımcı anlayışıyla hazırlanmıştır. Türkiye’ye karşı çeşitli algı operasyonları yürütülmektedir. Yabancı kamuoyunun ülkemize karşı olumsuz etkilenmesini önleyecek en etkili çare, hukuk devletinin taşıyıcı kurumlarını güçlendirmektedir” dedi.

HSK ÜYELİĞİNE TBB KONTENJANI ÖNERİSİ

“Bir daha 15 Temmuz gibi bir felaketle karşılaşmamak için demokratik kurumları ve hukuk devletinin taşıyıcı sütunlarını güçlendirmek zorundayız” diyen Feyzioğlu, “Hakimler ve Savcılar Kurulu’nun (HSK) yapısının kuvvetler ayrılığını tam olarak sağlayacak şekilde Meclisimizde uzlaşma ile yeniden düzenlenmesini öneriyoruz. Önerimiz somuttur, HSK üyelerinin yarısını Meclisimizin, 3/5 gibi nitelikli bir oyla, dolayısıyla yüksek bir uzlaşma seviyesiyle belirlemesidir. Bu durumda uzlaşma kaçınılmaz olarak liyakat temelli olacaktır. Kalan üyelerin de Yargıtay ve Danıştay genel kurullarında yine nitelikli oyla belirlenmesini öneriyoruz. TBB Genel Kurulu’na da belli sayıda aynı yöntemle seçeceği HSK üyesi kontenjanı tanınmasını öneriyoruz. Hukuk alanındaki mesleklere giriş sınavı bir an önce getirilmelidir. Bilgiyi ölçen, zor bir sınav olmalıdır. Böylece hukuk fakültelerinin eğitim öğretim seviyelerini çağın gereklerine uygun hale getirmeleri sağlanacaktır.”

TÖRENDEN NOTLAR

  • *Yabancı yargı temsilcilerinin de katıldığı törende, Şef Abdullah Alper Kurbani yönetimindeki Ankara Türk Dünyası Müzik Topluluğu konser verdi. Törende Yargıtay’ın kurumsal tanıtım filmi de gösterildi.
  • *Cumhurbaşkanımız Erdoğan, adli yıl açılış töreni sonrası Yüksek Mahkeme Başkanları onuruna verilen öğle yemeğine katıldı. Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ndeki yemekte, TBMM Başkanı Mustafa Şentop, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, Yargıtay Başkanı İsmail Rüştü Cirit, Danıştay Başkanı Zerrin Güngör, Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, yüksek yargı üyeleri ile Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu hazır bulundu.
  • *Yemeğe, KKTC Yüksek Mahkeme Başkanı Narin Ferdi Şefik, Katar Temyiz Mahkemesi Yüksek Yargı Konseyi Başkanı Dr. Hassan Almohannadi de katıldı.
  • Başkanlar katıldı
  • 2016 ve 2018 yıllarında da adli yıl açılış törenleri Cumhurbaşkanlığı Kongre ve Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilmişti. Bu sene de törenin aynı yerde yapılması kararlaştırılmasının ardından davet edilen İstanbul, Ankara ve İzmir’in de aralarında bulunduğu birçok baro, törenin Cumhurbaşkanlığı’nda yapılacağı gerekçesiyle adli yıl açılış törenine katılmayacağını açıkladı. Bu barolar Yargıtay’ı siyasi etki altında kalmakla suçlayıp hedef gösterdi. Söz konusu tartışmaların ardından, Cumhurbaşkanlığı’ndaki törene, barosu bulunan illerden 24 baro başkanının katıldığı,55’inin ise katılmadığı öğrenildi.


#Recep Tayyip Erdoğan
#Adli Yıl Açılış Töreni
#Türkiye
#AB
#HSK
#Metin Feyzioğlu
5 yıl önce