Piyanist Alexi Musnitsky, klasik müzik eğitimi alsa da ruhunu takip edip New Age- ruhu dinlendiren müzik türüne yöneliyor. Bu türde kaydettiği ilk albümü Zia ile de herkesi büyülüyor. Grammy ödüllü müzisyen Eugene Friesen ile çalışan Musnitsky'ın en büyük arzusu melodilerini İstanbul'a taşımak. “New York'ta hayal edebileceğiniz müzisyenlerle, uzak bir dağ eteğinde kayıt yaptıktan sonra İstanbul ve Boğaz'ın da albümüm şarkıları için harika bir atmosfer olduğunu düşünüyorum. Boğaz kenarında piyano çalmak isterdim” diyen genç sanatçının en büyük destekçisi ise İstanbul'da yaşayan babası.
İstanbul'daki konser için görüşmelerin başladığını söyleyen Musnitsky “Babam konserler için görüşüyor ve İstanbul'da da konserler planlıyoruz. İlk Paris konserimde öyle genç bir dinleyici profili vardı ki şimdi aynı heyecanı İstanbul'da da yaşamak istiyorum. Müziklerimin farklı kültürlere hitap edebileceğini düşünüyorum ve İstanbul Avrupa'da en zengin ve farklılıklar barındıran şehir” diyor. Biz de sanatçının melodilerini canlı canlı dinlemek için sabırsızlanıyoruz.
Müzik yaparken tüm ilhamını duygularından ve yaşadıklarından aldığını söyleyen Musnitksy serüvenini şu sözlerle anlatıyor: “Müzik, düşüncelerimi ifade etme biçimim. En keyifli iletişim yolu. Tüm bestelerimde de derinden neler hissettiklerim var. Eğlendirmek için değil, duygularımı paylaşmak için müzik yapıyorum. Kesinlikle melankolik bir müzisyenim. Ayrıca Halil Cibran'ın şiirlerinde dediği gibi keder olmadan neşe olmayacağına inanıyorum.”
Alexi'nin babası Jerry Musnitsky, iki senedir İstanbul'da yaşıyor.
İstanbul'un bir metropol olduğunu söyleyen baba Musnitsky, “Türkiye'ye geldim ve burayı çok sevdim. İki yıldır İstanbul'da yaşıyorum. Oğlumun müziğine inanıyorum. Çok derin ve duygu yüklü. Buraya ve buranın duygusal insanlarına çok uyuyor. Alexi çok genç, İstanbul'un nüfusu da çok genç. Müzikleriyle gençlere umut verebileceğini düşünüyorum. Alexi'nin duygusal derinliğinin İstanbul'un ruhuna, zenginliğine çok uyuyor” şeklinde konuşuyor.
