|

Kur’an’a göre sanat insan içindir

Bir medeniyetin en esaslı göstergelerinden biri olan sanat; inanç, ahlâk ve dünya görüşü ile yaşayış biçiminin estetik hüviyet kazanmış hâli olarak tanımlanabilir. Peki İslam’da güzellik ve estetik algısı nasıldır? İslam sanatlarının temeli neye dayanır? Pamukkale Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nden Doç Dr. Osman Mutluel’e sorularımızı sorduk.

00:00 - 13/08/2021 Cuma
Güncelleme: 06:28 - 13/08/2021 Cuma
Yeni Şafak
Fotoğraf: Arşiv
Fotoğraf: Arşiv

HAZIRLAYAN: ZEYNEP BETÜL ERHUN

Sanat, genelde insanlara güzel-estetik olanı sunma çabasının bir ürünü olarak karşımıza çıkar. Peki İslam’a göre güzel-estetik kavramı nedir?

Estetik kavramının her insanın kabul edebileceği veya her insan için uygun bir tanımını yapmak mümkün değil. Çünkü estetik, genel olarak insanın duygularına hitap eden bir kavramdır. Her insanın duygu dünyası farklıdır. Bu farklılıktan dolayı herkesin üzerinde ittifak edebileceği bir tanıma ulaşmak mümkün gözükmemektedir. Aristo’dan bu yana gelen “iyi güzeldir” genel kabulü özellikle modern estetiğin kurucusu olan Kant’tan itibaren ortadan kalkmış ve iyi, ahlakın terimi, güzel ise estetiğin terimi olarak ifade edilmeye başlanmıştır. Ancak konuyu bir Müslüman olarak kendi kodlarımız çerçevesinde kalarak örneğin Kur’an ve hadis kültürü çerçevesinde, ele aldığımızda estetik duygu insanda doğuştan “a pariori” (deneyime dayanmayan) olarak gelen bir duygudur. Estetik kelimesi bizim kendi kültürümüzde “bediiyyat” veya “ilmü’l-cemal” gibi kavramlar içinde ele alınmıştır. Buradan hareketle “güzelliği ele alan ilim” gibi bir tanım yapmak mümkündür.


İÇ DÜNYASINI DA ETKİLER

  • Diğer taraftan İslam estetiği aynı zamanda bir davranış estetiği olarak da algılanabilir. Çünkü hem Kur’an ve hem de Hz. Peygamber, güzellik kavramını insan yaşamının bir parçası olarak ifade etmiştir. Yani estetiğin ürünü sadece duvardaki asılı olan sanat eseri değil aynı zamanda kişinin nezaketi, görgüsü, beyfendiliği, sözünün eri, güvenilir olmasıdır. Bu anlamda İslam estetiği, sanatçının yeteneğini ürün olarak dışa aktarmasını isterken, aynı zamanda yetkinleşerek kendi iç dünyasını da güzelleştirmesini ister.

SANATIN KAYNAĞI DA KUR’AN

Dünyada bu zamana kadar var olagelen bütün dinler sanatın hemen her alanında etkili olmuştur. İslam sanatlarındaki bu ilham ve motivasyonun kaynakları nelerdir?

İslam sanatına ve Müslüman sanatçılara baktığımızda, ortaya çıkan ana tema, toplumun sahip olduğu değerlerdir. Sanatçı toplum içinde kalarak, bu değerlerle mücehhez bir ortam içinde gelişirse ancak o zaman kendi yerli sanatının temelini atabilir. Bu temel içinde din vardır, örf adetler vardır, komşuluk vardır, erdemler vardır, saygı ve sevgi vardır. Bu açıdan Müslüman sanatçıları değerlendirdiğimizde özellikle Hz. Peygamber döneminde sanatsal bir faaliyetten söz etmek neredeyse mümkün değildir. Diğer taraftan kaynağı Müslümanlar olan güzel sanatların, örneğin hüsn-ü hat, tezhip, katığ sanatı, oymacılık, kakmacılık, ciltçilik, dülgerlik, çini gibi, çıkış noktası da yine Kur’an ve hadislerdir. Çünkü Kur’an’ı güzel okumak aynı zamanda makamlı okumayı gündeme getirmiştir. Kur’an’ı güzel yazmak, hat sanatının doğuşuna kaynaklık etmiştir. Kur’an sayfalarını süslemek, ayetler arasını ayırmak, sure başları ve sonlarını süsleme fikri, tezhip sanatını kaynaklık etmiştir. Bütün bunlar Müslümanlar arasında sanatın ortaya çıkışında etkili olmuştur. Ancak Kur’an ve hadislerin ortaya koyduğu sanat anlayışı sınırsız bir sanat anlayışının oluşmasını engeldir. Çünkü özellikle Kur’an, sanatı belli bir amaç ve fayda açısından ele alır ve sadece sanat olsun diye sanattan söz etmez.

TEVHİT İNANCINI BOZMAZ

  • Bu anlayış bizi, Kur’an’ın sanata bakışının sanat insan içindir anlayışı çerçevesinde olduğu sonucuna ulaştırır. Çünkü sanat sanat içindir anlayışı Kur’an’ın ortaya koyduğu anlayış açısından, sanatı dinselleştirme eğilimi içine girmek anlamı taşır ve aynı zamanda bu anlayış çerçevesinde ortaya konan sanat eserini israf olarak değerlendirir. Kur’an’ın bir başka kriteri, sanat yapıtı ile insanları Allah’tan başkasına tapmaya sevk ederek, tevhit inancını bozmasını müsaade etmez. Bu nedenledir ki, Müslüman sanatçılar içinde örneğin heykeltıraş neredeyse yoktur. Aynı şekilde heykelcilik bir sanat dalı olarak gündeme gelmemiştir.

Müslümanın hayatına yön ve ilham veren bir davranış güzelliğidir

Sanatın hakikatı bulma yolculuğundaki rolü ve rehberliği nedir?

İnsanın hakikati bulması, öncelikli olarak doğru düşünme ve erdemli yaşama ile alakalıdır. Hakikate ulaşmak, aynı zamanda insan iradesi ile de doğrudan ilgilidir. Yani hakikate ısrarla ve inatla ulaşmak istemeyen insana sanatın gösterebileceği bir yol bulunmaz. Ancak art niyetli olmayan ve sanatsal yönü güçlü olan insanlara da yol gösterebilir. Çünkü İslam sanatında oluşan genel anlayış, gerçek sanatçının sadece Allah olduğu, diğer sanat eserlerinin ise birer taklitten ibaret olduğu anlayışı hakimdir. Sanat eseri sadece görünen yönü ile sanat değildir. O sanat eserinin bir de maddi olarak görünmeyen yönü vardır. Bu, sanat felsefesinde “ifade ve anlatım” olarak işlenir. Örneğin Celi-Talık yazı ile yazılmış olan Kapalı Çarşının Fesciler kapısının üzerine yazılmış olan el-Kasibu Habibullah levhasına ilk baktığında ondaki istifin güzelliği, yazının rengi, talik yazının sadeliğinin insan ruhuna verdiği dinginlik yanında bir de ifade ettiği anlamdan çıkarılan mesaj söz konusudur. İşte insan zihninde oluşan ve aynı zamanda ticaretle uğraşan ve mesleği ticaret olan bir insan bu levhayı okuduğunda, dürüst tüccarın Allah’ın sevgili kulu olduğunu anlar. Bu açıdan İslam sanat felsefesi açısından sanat, sadece duvara asılan bir estetik ürün değil aynı zamanda bir yaşam biçimi olarak Müslümanın hayatına yön ve ilham veren bir davranış güzelliğidir.

#Kur’an
#İslam
#Osman Mutluel
3 yıl önce