İlkokul yıllarında keman, mandolin ve flüt çalan Rıza öğretmenine özenip enstrüman çalmayı öğrenen tenör Arda Doğan, Avrupa Müzik Akademisi tarafından düzenlenen “Şan Yarışması”nda en büyük ödül olarak kabul edilen “Beethoven Ödülü''ne layık görülen ilk Türk oldu. Çocukluğundan beri müziğe büyük bir tutkuyla bağlı olan Doğan, üniversite okumak için Ankara'ya gittiğinde Kültür Bakanlığı'nın Türk Halk Müziği sınavına katılmış. Koro şefinin sesinin çok güçlü olduğunu ve opera alanında başarlı olacağını söylemesiyle bu alanda uzmanlaşmaya karar veren Doğan, enstrümanları bir kenara bırakıp iyi bir opera şarkıcısı olmak için çalışmalara başlamış. Maria Callas, Placido Domingo ve Franco Corelli gibi isimlerden etkilenerek yurtdışında da pek çok çalışmalarda bulunan Doğan ile Avrupa'ya uzanan başarı hikayesini konuştuk.
Ankara Devlet Opera ve Balesi solist sanatçısı tenör Arda Doğan, Viyana, Newyork ve kısa bir süre de Almanya'da opera şan tekniği ve repertuvar çalısmalarında bulunmuş. Özellikle New York'ta J. Sutherland ve L. Pavarotti gibi opera şarkıcılarının hocası Randolph Mickelson ile uzun süre çalışma firsatı yakalayan Doğan, bunun yanı sıra sesini jazz, pop, rock gibi farklı müzik türlerinde de kullanmak için çaba sarf etmiş. Doğan “New York'ta bulundugum süre içerisinde, hem Columbia Üniversitesi Konservatuarı'nın kaynaklarını araştırma ve dinleme fırsatım oldu hem de Metrolpolitan Operası'nin sergilediği bütün performansları izleme fırsatı yakaladım” diyor.
Avrupa Müzik Akademisi'ndeki yarışmaya Mozart'in Don Giovanni Operası'ndaki Don Ottavio rolü ile Cosi Fan Tutte Operası'nda Ferrando rolü ile katılan Doğan, her gün notaları çalışarak düzenli egzersizler yapmış. Doğan “Bu yarışmaya kendi stüdyomda bazen Piyanist Esra Poyrazoğlu ile birlikte bazen de birlikte yaptığımız piyano kayıtlarını kullanarak hazırlandım” şeklinde konuşuyor. Tenor olmanın pek çok zorluğu olduğunu ve zor partiler söylerken güçlü ve dinlenmiş olmak gerektiğini sözlerine ekleyen Doğan “Tenor ses, insan sesi içinde en zor olan sestir. Teknik olarak eksiklikleriniz varsa, dinleyiciye keyiften çok sıkıntı verirsiniz. Bütün şarkıcılar için Mozart'ın eserlerini söylemek diğer bestecilerin eserlerine kıyasla daha zordur” diyor. Doğan ayrıca “Sesimi muhafaza etmek için öncelikle sigara ve sigaralı ortamdan, asitli içeceklerden, gürültülü ortamdan ve aşırı baharatlı yiyeceklerden uzak duruyorum. Mutlaka düzenli spor yapıyorum. Beslenmeme ve uyku düzenime dikkat ediyorum” ifadelerini kullanıyor.
Bu tür yarışmalarda juriyi şarşırtmanın gerekli olduğuna ifade eden Doğan, bütün performanslarında farklı bir özelliğini vurguladığını belirterek “Genelde tenorların dünyada alışılmış bir Mozart yorumlama anlayışları var ve bence hepsi birbirine benziyor. Ben tamamen kendi yorumumla, bir Bellini, Verdi operasını nasıl söylüyorsam Don Giovanni'yi ve Cosi Fan Tutte'yi de öyle söyledim. Tabii ki 12 yıllık sahne tecrübemin verdiği avantajla şarkıcılığımın yanında oyunculuğumu da gösterebildim. Yarışma sonrası jüri şarkıcılığımın, teknik ve müzikalitemin yanı sıra iyi oyunculuğumun da ödülü almamda etkisi olduğunu söyledi” diyor.
Söz ve müziği kendisine ait olan bir albümü tamamlayan Arda Doğan, bu yıl içerisinde albümünü müzikseverlerle buluşturacak. 120'nin üstünde değişik formlarda besteleri olan Doğan “Bu bestelerimi degişik projelerde kullanmayı düşünüyorum. Bir opera
şarkıcısı olmanın yanı sıra söz yazarı ve besteci olmanın avantajlarını da kullanarak dünyada ve ülkemde kendi şarkılarımı söylemek istiyorum. Şarkılarımı dinleyenlerin söyledikleri sözler ve övgüler karşısında çok gururlanıyorum. Sadece kendi bestelerim için değil, bu toprakların müziğini tanıtma şansını yakaladığım için de çok mutluyum” diyor.
Aldığı bu ödülle birlikte sanat camiasından ve yakın çevresinden tebrikler geldiğini söyleyen Doğan, “Avrupa Müzik Akademisi çok prestijli ve çok önemli bir kuruluş. Güney Amerika, Amerika, İngiltere, Rusya, Çin, Japonya, Kore, ve hemen hemen bütün Avrupa ülkelerinin katildiğı bir uluslararası organizasyonda böyle bir başarı saglamak çok önemli. Üç konser için şimdiden davet aldım. Ayrıca bir de festival daveti aldım” diyor ve ekliyor: “Yarışma sonrasında bazı juri üyelerine sözleri bana ait olan kendi bestelerimi dinletme fırsatım oldu. Tüm Avrupa'yı kapsayacak bir proje için bir davet daha aldım. Bu proje 2017-2018 sezonunda çogunluğu benim bestelerimden oluşan korolu ve orkestralı bir Avrupa Turnesi olacak.”
