|

Uçan halıda hem müzik hem masal var

Zeynep Betül Akyıldız, profesyonel olarak müzik ve masal anlatıcılığı üzerine çalışan bir genç. “aKşam grubu” ve “Uçan Halı Sakinleri” isminde biri müzik, biri masal anlatıcılığı üzerine çalışan iki ayrı grubun “hayal annesi.” Aynı zamanda opera öğrencisi olan Akyıldız, “Kadın kadına müzik yapmaya ihtiyacımız var” diyor.

Merve Akbaş
04:00 - 27/01/2019 воскресенье
Güncelleme: 15:17 - 26/01/2019 суббота
Yeni Şafak
FOTOĞRAFLAR: SEDAT ÖZKÖMEÇ
FOTOĞRAFLAR: SEDAT ÖZKÖMEÇ

Zeynep Betül Akyıldız çocukluğundan bu yana müzikle iç içe yaşayan bir genç bir kadın. Kadınlara özel konserler veren bir grubu var, aynı zamanda Uçan Halı Sakinleri adında bir grup arkadaşıyla da hem yetişkin hem de çocuklara masallar anlatıyorlar. Ancak Akyıldız’ın son zamanlarda farklı bir heyecanı da var. İstanbul Devlet Konservatuarı Opera ve Şan bölümünden mezun olmak üzere. Bölümünün ilk başörtülü öğrencisi olan Akyıldız, “Rahat hissettiğim tek yer konservatuar binası” diyor.

Müzikle ilgilenmeye ne zaman başladın?

Gözlerimi dünyaya açtığım andan itibaren evimizde müzik hep vardı. Dedem bir müezzin, aynı zamanda tasavvuf musikisi üzerine çalışıyordu. Ben doğduğumda kendi besteleri, kurucusu olduğu bir ilahi grubu vardı. Öyle olunca da konuşmaya başlar gibi şarkı söylemeye başlıyorsunuz, Üç yaşındayken dizime usül vurup ilahiler, şarkılar söylüyordum. Büyüdükçe müziğe olan ilgim ve kabiliyetim arttı. Ancak ailemin bu durumdan hem hoşnut hem de tedirgin olduğunu hissetmeye başladım.

Nasıl yani?

Müzik hakkında Müslüman ailelerde genel düşünce “kontrol edemeyeceğin, kaygan bir zemin” şeklinde oluyor. Böyle hissedilmesine de anlayışla yaklaşmak lazım, o zamanlar müzik bir Müslüman için sakıncalı bulunabilecek ortamlara girmeyi gerektirebiliyordu. Hele bir kız çocuğunun müzik yapmasının hiçbir yolu yok gibiydi. Böyle olunca bende de içten gelen bir çekince oluşmaya başladı. Ama müzik benim için yapmasam da olur diyebileceğim bir şey değil, içimden gelen bir şeydi. Bir alternatif olmalıydı.

Bu alternatifi bulmuş görünüyorsun...

Liseyi bir kız lisesinde okudum. İyi ki de okudum! O yıllarda gitar çalan bir sınıf arkadaşımla müzik yapmaya başladık, okulda 4 yıl boyunca konser verdik. Bu süreçte çok şeye tanık oldum, çok şey öğrendim. Kızların konser sırasında içten eşlikleri, ortamdaki samimi enerji ve çok hızlı oluşan çok başka türden bir dayanışma... Kadın kadına yapılan müziğin enerjisinin bambaşka olduğunu gördüm. Bu benim için önemli bir keşif oldu. Müzikle olduğu gibi hikayele ve performans sanatlarıyla da ilgileniyordum, bunları sanat terapileriyle birleştirme niyetiyle Şehir Üniversitesi’nde Psikoloji Bölümü’ne başladım.

Yalnız değil, beraber olmak istedin sanırım...

Kesinlikle. O enerjiyi birlikte yeniden yakalamak istedim. Büyüdükçe birbirinden çok farklı çevrelere girip birbirinden farklı çok insanla tanıştım. Yıllar sonra üniversiteme biri keman, biri piyano çalan iki müzisyen öğrenci kaydoldu: Gülnihal Aydınlı ve Münevver Sueda Kocatürk. Bir gün Münevver’le koridorda karşılaştık ve konuşmaya başladık. O diğerlerinden farklı olarak heyecanla dinledi.

ARYALARLA TÜRKÜLER HAVADA UÇUŞUYOR

Akşam grubu böyle mi çıktı ortaya?

Evet, 3 kadının güçlerini birleştirmesiyle çıktı. Münevver Gülnihal’le konuşmuş ve bir akşam üçümüz ilk defa buluştuk. Ben anlattım, onlar dinledi; onlar anlattı, ben dinledim ve birlikte yoğurduk. Üçümüzün de dışarıda yaptığı müzik çalışmaları vardı, biz buna ek olarak kadınlar için yeni bir sosyal alan oluşturacaktık. “Gündüz buluşamıyorsak akşam yaparız, kısırımız yoksa müziğimiz var” diye bir laf icat ettik ve öyle yaptık. Grubumuzun ismi “aKşam grubu” oldu, başlattığımız müzik hareketine de “aKşam müzik hareketi” dedik. Eski “gün” geleneğinin modern bir yorumu da diyebiliriz, adımız buradan gelsin, bu güzel kadın geleneği farklı bir şekilde devam etsin istedim. Zamanla grup büyüdü.

Kadınlardan nasıl tepkiler alıyorsun?

Başlattığımız şey kadınlar tarafından çok hızlı şekilde sahiplenildi, sanki herkes yıllardır böyle bir şeyi bekliyor gibiydi. Hiç tanışmıyorken yan yana oturabilmek. Birbirimizi dinleyebilmek. Aynı şarkıya birlikte eşlik edebilmek. O kadar çok kadın bize ulaştı, “Benim de hayal ettiğim bir şeydi bu!” diye mesajlar attı ki anlatamam... Repertuvarımızın çeşitliliği de bundan. Biz aKşam altında buluşan yüzlerce kadın olarak çok farklı backgroundlardan geliyoruz, birbirimizden çok farklıyız ama farklılıklarımız bir araya gelmemizin önünde bir engel olmuyor. Aksine, olagelen şey çok kıymetli bir buluşma oluyor, hatta bu güzel çeşitliliğimizi vurgulamak adına da çok renkli bir repertuvar hazırlamayı tercih ediyoruz. O yüzden konserlerimizde aryalarla türküler havada birlikte uçuşuyor.

Peki opera macerası nasıl başladı?

Ses dediğimiz şey, bir titreşim. Ve bedenimiz, bizim enstrümanımız. Bu titreşimi yönetme süreci farklı dinamiklere sahip, emek isteyen bir süreç. Ben, enstrümanımı daha iyi tanımak için yıllarca kendi kendime çalıştım, normal şarkılarda kullanamayacağım tizlikte sesler çıkarıyor, bu seslerle ne yapacağımı bilemiyor, öğrenmek için yanıp tutuşuyordum. Böylece 2016 yılında İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuvarı’na başvurmaya karar verdim. Bu süreçte müzik öğretmenlerimin bazıları başörtülü olduğum için kötü sonuçlarla karşılaşabileceğimi söyledi. Ama ben böyle varsayımlarla yaşayan bir insan değilim doğrusu. Gerçekten okul öğrencisi olduktan sonra da hiçbir olumsuz durumla karşılaşmadım.

Tasavvuf veya sanat müziği değil de neden opera?

Ben zaten ailem sayesinde bu alanlar ve göğüs sesinin kullanımı hakkında bilgi sahibiydim. Ancak opera, kafa tekniğiyle ses ürettiğin koca bir frekans alemi. Beden ve hisler üzerinde müthiş bir kontrol süreci. Ben fırsat bulursam bu teknikleri deneyimlemek, farklı sesler üretmeye devam etmeyi çok isterim.

Zorlayan yanları oldu mu?

Olmaz mı! Bir opera öğrencisi olarak en zorlandığım şey ses çalışmak. Özellikle diğer okulumda olduğum zamanlarda insanları rahatsız etmeden çalışmak zorlaşabiliyor. Opera çalışırken çok yüksek frekansta seslerle çalışıyorsunuz. Bir defasında bir güvenlik nefes nefese çalıştığım sınıfın kapısını açtı ve beni gayet sakin görünce şaşırdı. “Afedersiniz, biri ağlıyor zannettim” deyip çıktı. O yüzden rahat ettiğim yegane yer konservatuvar binası.

Ev oturmlarında müzik yaptım

Ailenden de sana destek oldular sanıyorum. Süreç nasıl kadın kadına müzik yapmaya geldi?

Üniversiteye başlamamla birlikte enstrüman öğrendim, birbirinden çok farklı kültürleri olan çevrelerle tanışmaya başladım. O sıralar annem ve arkadaşları birkaç haftada bir ev buluşmaları düzenliyor, çay demleyip sohbet ediyor, sonra da benden müzik yapmamı istiyorlardı. Annelerin ev oturmasında müzik yapmak tüm müzisyenlerin ortak kaderi olabilir!

Fakat ben aksine bundan çok ayrı bir lezzet aldım. Tıpkı lise konserlerimde olduğu gibi. Bu beni çok etkiledi, eski lise konserlerindeki enerjiyi anımsattı ve hemen lisedeki arkadaşıma ulaştım, yeniden buluşup yine konserler vermeyi teklif ettim, bu sefer okul konseri değil, kadınlar için hazırlanmış büyük konserler... Ama arkadaşım maalesef heyecanlanmadı, “Kim gelir ki?” dedi. Süreçte gerçekten yalnız hissettiğim dönemler oldu. Bir şeyi ha deyince yapamıyorsunuz. Ben de bu sırada hayali kafamda iyice evirip çevirdim.

HEM YETİŞKİNLERE HEM ÇOCUKLARA

Bir de bir grup genç olarak Uçan Halı Sakinleri’nde masal anlatıcılığı yapıyorsunuz? Masal anlatmanın sizdeki karşılığı nedir?

Müzik ve hikaye anlatıcılığı benim için Edi ile Büdü! Hikaye anlatıcılığı, geleneksel bir sanatımız. Yazının olmadığı zamanlarda, insanların kuşaktan kuşağa aktarım yaptıkları bir sözlü kültür geleneği, tıpkı türküler gibi. İmgeleri önce görme, sonra dinleyicilere gösterme sanatı. Müzikle olduğu gibi hikaye ve anlatıcılıkla da ilgileniyordum ve üniversitede ben de bu yolda yürümeye, bir hikaye anlatıcısı olmaya karar verdim. Şimdi bu niyetle oluşan “Uçan Halı Sakinleri” isminde bir topluluğumuz var. Topluluğumuzun üyeleri çok farklı mesleklerden, ama bizi buluşturan ortak nokta gönüllüce buluşmak, hikaye anlatmak oldu. Her yıl katılmak isteyenler için bir çağrı yapıyoruz, ben de anlatıcı koçluğu yapıyorum. Hem yetişkinlere hem de çocuklara masallar anlatıyoruz.

#Zeynep Betül Akyıldız
#Müzik
#Opera
5 лет назад