|

Van Gogh’un pixel hali

Türkiye’de dijital sanat üretimi ivme kazandı. Genç sanatçılar sanatın yeni deneyim ve üretim alanı olan dijital projelerde özgün işlere imza atıyor. Dijitalin yeniden şekillenmesi, enformasyon akışının teknoloji ile birlikte hızla ilerlemesiyle birlikte yeni fikirler sanatla birleşiyor. Genç sanatçıları destekleyen bang.Prix ekibi küratörü Esra Özkan, “Van Gogh’un dışa vurumculuk akımında yaptığını bizler bugün kod temelinde yaparak pixeller üzerinden gösteriyoruz. Dolasıyla teknoloji ve sanatı ele alacağımız noktada fırçamız ve tuvalimiz olarak teknolojik araçlar çerçevesindeki bir ilişkiyi paylaşmalıyız” diyor.

Seray Şahinler Demir
04:00 - 22/09/2019 Pazar
Güncelleme: 21:46 - 21/09/2019 Cumartesi
Yeni Şafak
Fotoğraf: Arşiv
Fotoğraf: Arşiv

40 yıl önce hayatımıza giren internet, dijital devrimin en büyük atılımı oldu. Kodlarla oluşturulan, birçok işi dijitale adapte eden büyük makineler yerini zamanla micro boyutlardaki cihazlara bıraktı. Akıllı telefonlar ise her geçen aklın sınırlarını zorluyor. Günlük hayatı şekillendiren ve ondan etkilenen dijital uygulamaların bugün günlük hayata bu kadar entegre olması ise sürecin doğal bir sonucu. Son 5 yıldır ise bu uygulamalar sanatta karşılık bulmuş durumda. Her şeyin dijitalleştiği dünyada, sanat da teknolojiyle birlikte yeni bir ifade aracına dönüşüyor. Sadece bu alanda yetişen, kodlar üzerinden eser oluşturan yeni sanatçılar var.

DİJİTAL SANAT YÜKSELİŞTE

Dijital sanat Türkiye’nin sanat gündeminde de yerini bulmuş durumda. Özellikle son 5 yıldır dijital sanat sergileriyle sık sık karşılaşıyoruz. Son yıllarda bu alana yapılan yatırımlarda da ciddi artış var. Bu alanda akademik eğitimler başladı, yeni kuşaktan sadece dijital sanat üzerine kafa yoran sanatçılar yetişiyor. Dijital alanda çalışmaları ülke sınırını aşan sanatçılarımızın sayısı da artıyor. Refik Anadol bunun en başarılı örneklerinden. Türkiye’de ve dünyanın farklı ülkelerinde yapay zeka, büyük veri, robotlar ve genetik gibi inovatif ve bilimsel unsurları kullanarak sanatsal çalışmalar yapan teknoloji dünyasını yeni fikirlerle beslemek amacıyla düzenlenen bang. Prix ekibi bu alanda çalışmalar yürütüyor. Gençleri destekleyen yeni sergiler açan, araştırmalar yapıyor.

Küratör Esra Özkan, günümüzde teknolojinin erişilebilir olmasının etkisi, bu alanda çalışan sanatçı, küratör gibi üretimlerini güncel tutan ve teknoloji ile birleştiren paydaşların dünyada git gide yayılmasını ve görünür olmasını sağlıyor” diyor. Özkan’a göre dijital dünyanın içinde yer alan, en başından beri dijital sanatlar alanında üretim yapan gençleri bir yana ayırdığımızda resim, müzik, heykel gibi sanatın farklı alanlarında üretim yapanlar da artık dijital sanatlara yoğun ilgi duyuyorlar.

GÜÇLÜ BAĞLAR OLUŞTU

Özkan, “İçinde yaşadığımız ‘post–dijital’ dönem ve bu dönemin içerisindeki dijital anın her geçen gün yeniden şekillenmesi, enformasyon akışının teknoloji ile birlikte hızla ilerlemesi, dinamik ve düşünsel paradigmaları sektörün farklı çalışma alanlarında inovatif fikirlere dönüştürerek sanatla birleştiriyor. Teknoloji alanındaki gelişmeler özellikle son yıllarda hem sosyal çevremizde hem de iş yaşantımızın içerisinde kendini sürekli güncel tutan yeni bir dil olarak karşımıza çıkıyor. Bu dinamikler sanat sektörü aktörlerini de etkileyerek farklı bir perspektif ile teknoloji ve sanat arasında bağ kurmayı sağlıyor” diyor. Bu anlayış, sektörün paydaşlarının dijital sanatlar alanında yaşadıkları zorlukları zamanla çözümleyebilmesi, sanatçı hareketliliğinde olumlu bir artışa neden oldu; ülkeler, paydaşlar, organizasyonlar arasında güçlü bağlar oluşturmaya başladı bile.

Özkan, “Van Gogh’un dışa vurumculuk akımında yaptığını bizler bugün kod temelinde yaparak pixeller üzerinden gösteriyoruz. Dolasıyla teknoloji ve sanatı ele alacağımız noktada fırçamız ve tuvalimiz olarak teknolojik araçlar çerçevesindeki bir ilişkiyi paylaşmalıyız. Teknoloji-sanat kapsamında açılan sergiler ve aralarındaki ilişkiyi birçok farklı şekilde ele alabiliriz çünkü bu ilişki arasında birbirinden farklı durumlar var. Bunlardan en önemlilerinden biri mekan. Yurt dışında daha çok etkileşimli mekan yerleştirmelerini ve deneysel performansları dört tarafı kapalı özel büyük mekanlarda yapılan mappingler olarak görüyorken yerelde biraz daha sergi üzerinden ilerliyoruz diyebilirim” şeklinde konuşuyor.

Zorlukları da var


Ekip bu yıl Kanada’nın Montreal kentinde bu yıl 20.kez düzenlenen dünyanın en önemli teknoloji ve sanat etkinliklerinden biri olan TouchDesigner Summit’e katıldı. Ekip bu kapsamda hazırladığı “Dijital Sanat Alanında Çalışan Sanatçıların Uluslararası Mobilitesi” projesinin sonuçlarını uluslararası sanat dünyası ile paylaştı. Buna göre dijital sanat üretimi sanılanın kadar kolay değil. Yaşanılan zorluklar arasında ilk sırada yer alan fon bulma geliyor. 10 yılın üzerinde dijital sanatlar alanında deneyimi olan ve yurt dışında eseri sergilenen sanatçılardan %47.06’sının, 5 – 10 yıl arasında dijital sanatlar alanında deneyimi olan ve yurt dışında eseri sergilenen sanatçılardan %46.15’inin, 2 – 4 yıl arasında dijital sanatlar alanında deneyimi olan ve yurt dışında eseri sergilenen sanatçılardan %56.25’inin fon bulma konusunda zorluk yaşadıklarını belirttiği gözlemlendi. Bu sonuca göre deneyim yılı arttıkça fon bulma konusunda yaşanan zorluğun azalmadığı görülüyor. Araştırma katılımcılarının yorumları incelendiğinde, sanatçıların eserleriyle her zaman için daha fazla görünür olma konusunda arayışları olduğu görülüyor. Bu arayışlarından yola çıkarak, dijital sanat organizasyonlarının internet siteleri ve sosyal medya kanalları üzerinde sanatçıların görünürlüklerini geniş kitlelerde güçlendirecek yönde içerik paylaşmaları durumunda, sanatçıların etkinliklere katılım motivasyonlarını arttırabilecekleri düşünülüyor. Aynı şekilde bu durum dijital sanatlar alanındaki çalışmalarına daha yeni başlayan sanatçılar için de yeni motivasyonlar ve fırsatlar doğurabilir.


#Van Gogh
#Türkiye
#Sanat
#Esra Özkan
#Digital
5 yıl önce