"Otuz bin şehit"

Mehmet Gül''ün "30 bin şehit" deyimini kullanması tartışmalara yol açtı. Otuz bin şehit içinde ''PKK''lılar da yer alıyordu.

En azından röportajdan çıkan anlam buydu.

Gül, Çanakkale''de ölen Anzaklar için Mustafa Kemal Paşa''nın sözlerine atıfta bulunmuştu.

O kadar Gül''ün üstüne gidildi ki..

Tuttu, sözlerinin çarpıtıldığını iddia etti.

Röportajı yapan meslektaşımız Mine Şenocaklı töhmet altında bırakıldı.

Aslında Mehmet Gül ilk değildi.

Bu klişeyi kullananlar, ''Kandırılmış memleket çocukları'' diyerek..

Bilinçli ya da değil, ölen PKK''lıları da terör kurbanları arasında sayıyorlardı.

Rakamdan asker ve polis sayısını çıkardığınızda, geriye PKK''lılar ve siviller kalıyordu.

Az bir sayı değildi bu.

''Otuzbin şehit'' bir şefkat ifadesiydi.

Ana babalara uzatılmış bir sevgi dalı..

Yahut düşünmeden edilmiş bir laf.

Ne derseniz, deyin.

***

Diyelim ki, gaf.

Kimler yapmış bu gafı?

O kadar çok ki, bir kaçını zikretmekle yetineceğim. Mesela MHP Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Şandır..

Rize İl Başkanlığı''nın 2005''de düzenlediği şölende kullanmış bu deyimi.

Şölende Güneydoğu''daki MHP İl Başkanları da bulunuyordu.

Gerçi Şandır, otuz bin yerine 35 bin şehitten söz etmiş.

Çünkü teröre verdiğimiz kurban sayısı otuzbeş binlere ulaşmıştı.

MHP''ye yakınlığıyla bilinen Türkiye Kamu Sen Genel Başkanı Bircan Akyıldız..

O da 2002''de gerçekleşen Şube Başkanları 1. İstişare Toplantısı''nda kullanmış bu deyimi..

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal mesela..

Bir televizyon programında şöyle konuşmuş: "Biz bir imparatorluğun içinden geliyoruz. İmparatorluklarda birçok etnik köken barınır. Biz kız almışız, kız vermişiz, artık etle tırnak gibi kaynaşmışız. 30 yıldan beri terörle mücadele ediyoruz. 30 bin şehit verdik."

***

Sadece siviller mi?

Tümgeneral Ali Karababa, Şırnak 23. Sınır Tümen Komutanlığı görevini devrederken yaptığı konuşmada, ''Bu ülke bugüne kadar PKK terörüne 30 bin şehit vermiştir. Ama bu ülke 30 bin kişilik değildir. 72 milyon nüfusa sahip. 3 milyon şehit veririz, 10 milyon şehit veririz, yine de sarsılmayız" demiş.

Radikal milliyetçi yazarları saymıyorum bile.

Mehmet Gül''ün çizgisi belli.

1970''lerde Ülkü Ocakları Başkanlığı yapmış.

İki dönem önce MHP''den milletvekili seçilmiş.

Dün birbirine acımasızca kurşun sıkanlar bugün aynı saflarda bir araya gelebiliyor.

Oysa, taraflar biribirini nasıl suçlarlardı o yıllarda..

Bir kelimeden anlamlar türeterek Gül''ün lafını ağzına tıkamanın âlemi var mı?

İyi niyetle söylenmiş bir söz. Geçin.

Hüsamettin Cindoruk Demokrat Parti''den beri sağ bir çizgi izliyor. Adalet Partisi''nde, Doğru Yol Partisi''nde siyaset yaptı. Demirel''in siyasi yasakları kaldırıldığında DYP''nin başında emanetçi olarak Cindoruk oturuyordu. Fötr şapkasını Demirelvari indirip kaldırarak miting kürsülerine çıktığında Baba''yı aratmazdı. Halk kürsüde Demirel''in silüetini görüyordu. Merkez sağın liderliğinde gözü vardı. Demirel engelini aşamadı. Sonra Çiller barikatına takıldı.

Mehmet Ağar, Cindoruk abisine genel başkanlık teklif etmiş. O da "Neden olmasın, olabilir" demiş. Tabii Süleyman(Demirel) Bey "Eyi emanetçidir, eyiii" demiştir. Cindoruk DP''nin başına geçerse, sular durulana kadar onu ''emanetçi'' olarak görebiliriz.

Çünkü Hüsamettin Bey yetmiş beş yaşına giriyor arkadaşlar. Deneyimli bir politikacı, tamam, ama yetmez. Kırat''ın dizginlerini ele alabilir mi? Ele alsa da şaha kaldırabilir mi?

Hele kırat, savaştan yenik çıkmışken..

Gazeteport''tan Emin Özgönül''e konuşan Emin Çölaşan kendisini "Türk basınının sakıncalı piyadesi" ilan etmiş. Ben buna takarım birader. Aydın Doğan, Hürriyet yazarlığını sona erdirmişti ya. Çölaşan da "Kovulduk Ey Halkım, unutma bizi" diye kitap yazmıştı. Kaç yazar arkalarında beş on gazete bıraktı. Çölaşan hangi gazetenin kapısını çaldı geri çevrildi? Mesela Cumhuriyet.. İlhan Selçuk, "Eminciğim seni severim, ama bize uymazsın" mı demiş. Sözcü gazetesi, "Abi eski yazıların bize daha ucuza geliyor" mu diyecek? Gazeteport, "gelme" mi diyecek? Habertürk "kadromuz dolu" mu diyecek. Çukurova Grubu haydi haydi razı olur. Engin Ardıç''la Oray Eğin''in arasında fena durmaz. ART''de Mustafa Balbay ile program yapıyor zaten. Kanaltürk''ten Tuncay Özkan "Abi ben zaten postallarımı çekip mitinglere çıkıcam, gel” der mi, demez mi? Sadece Hürriyet mi var Türk basınında. "Hürriyet şu kadar satıyor amaaa?", "Aynı maaşı verirler mi amaa?" Ne yapalım? Pazarlık kapısı sonuna kadar açık. Her zaman ballı çörek olmaz.

Uzun lafın kısası, "sakıncalı piyade" lafı beni kesmedi abicim. Hakikaten sakıncalı piyadelere ayıp oluyor..