|
Yüz Yıllık Yalnızlık
Lime lime parçaladılar

topraklarımızdan kopardıkları yerleri.

Sınırlar çizdiler ki evlerin

içinden geçip aileleri dağıttı.

Kardeşi kardeşe hasret

bırakacak haritalar icat ettiler.

Bizim yalnızlığımız


yüz yıl önce böyle başladı.

.../...

Tam yüz yıl önce Osmanlı, İmparatorluğu"nun en köklü toprakları, insan kaynağı ve kalbi Balkanlar"dan acılar içinde sökülerek çıktı.

Yıllar boyu Balkan Savaşları"ndaki yenilgisinin utancını derin bir sızı olarak içinde hissetti.

Selanik"ten, Bosna"dan, Kosova"dan, Kırcali"den, Mostar"dan dört yüz yıllık anıları, muhteşem eserleri geride bırakarak ve bir daha hiç dönmeyecek şekilde çekildi.

Geride gözü yaşlı yetim kardeşler bıraktı.

Anayurduna geri dönerken Osmanlı çocukları, yüz yıl boyunca devam edecek bir parçalanmanın ve savrulmanın başlangıcını yaşdıklarını henüz bilmiyorlardı.

Aç kurtlar, acımadan Osmanlı"nın 5 milyon metrekare toprağını etinden et koprır gibi alıp götüreceklerdi. Kopardıkları her toprak parçası yüz yıl sürecek drama, kaosa ve hüzne boğulacaktı.

Balkan Savaşları"nın acısını unutmak için hınçla girişilmiş Birinci Dünya Savaşı"nda geri kalan topraklarımızı kaybettik.

Balkanlar gibi bu kez manevi dünyamızın direği, inancımızın merkezi topraklar koparıldı bizden.

Mostar"daki ağıtlara Filistin katıldı, Medine katıldı, Mekke katıldı. Medine surlarının dibinde Fahrettin Paşa"nın gözyaşlarına, Yemen"de, Kudüs"te, Şam-ı Şerif"te, Halep"te Osmanlı"nın son neferleri eşlik etti.

Adına sonradan "Ortadoğu" diyecekleri kutsal Hicaz yüz yıllık acıya, parçalanmaya ve kaosa doğru sürüklendi.

Lime lime parçaladılar topraklarımızdan kopardıkları yerleri.

Sınırlar çizdiler ki evlerin içinden geçip aileleri dağıttı.

Kardeşi kardeşe hasret bırakacak haritalar icat ettiler.

Bizim yalnızlığımız yüz yıl önce böyle başladı.

Viran edilmiş topraklarımızda dağıldı ailelerimiz.

O gün bugündür topraklarımızda huzur yok. O günden beri acı çekiyoruz.

Kaos, savaş, terör, sefalet, ihanet eksik olmuyor topraklarımızdan.

O günden beri yabancılaşıyoruz toprağımıza, insanımıza, kültürümüze, inancımıza.

Biz yüz yıldan beri yalnızız.

Oysa biz birbirimizin sahibiydik. Arap"ın sahibi Türk"tü. Türk"ün sahibi Kürt"tü, Aranavut"tu, Boşnak"tı. Çerkez"in sahibi Türkmen"di, Türkmen"in sahibi Ermeni"ydi, Yahudi"ydi. Biz birbirine muhtaç, birbirini tamamlayan, birbirini seven milletlerdik.

Tam yüz yıldır yalnızız.

Yalnız olduğumuzu unutacak kadar yalnızdık.

Şimdi fark ettik yalnızlığımızı.

Yeniden keşfettik topraklarımızı, yitirdiğimiz kardeşlerimizi.

Meğer Antep Halep"in kardeşiymiş. Meğer Şam Hatay"ın ağabeyiymiş. Meğer Kahire İstanbul"un akranıymış. Meğer Kudüs ciğerimizin içiymiş. Meğer Saraybosna kalbimizmiş, Selanik canımızmış.

Aslında ne kadar çok kardeşimiz varmış.

Meğer biz yalnız değilmişiz.

Bir güzel rüyaya uyandık kardeşlerimizle beraber.

Yüz yıllık yalnızlığımız bitiyor.

İşte bu yüzden bizi boğmaya çalışıyorlar.

.../...

#ETİKET

"Yüz Yıllık Yalnızlık" 1982 Nobel Edebiyat Ödüllü, Kolombiyalı yazar Gabriel Garcia Marquez"in 1967 yılında Meksika"ya ilk gidişinde yazdığı başyapıtı kitabının adıdır. Marquez ailesinin yüz yıla yakın süren yalnızlık hikayesini muhteşem masalsı bir dille anlatır. Can Yayınları

.../...

twitter.com/alinurkutlu
11 yıl önce
Yüz Yıllık Yalnızlık
Evvelbahar
Siz hiç “ayben”e para gönderdiniz mi?
Irak: Kurtların sessizliği…
Direniş meşrudur, tükür kardeşim
Columbia’da ‘Filistin’le Dayanışma Çadırları’