|
Ergenekon’un yeni 1 numarası

Silivride’de görülen Ergenekon davasında kanaatime göre en önemli konu bu terör davasına Ergenekon isminin kim ne neden verildiğinin ortaya çıkarılmasıydı. Zira bu durum aydınlatıldığında Ergenokon’un isim babası ve hangi konuda provokasyon yapmak istedikleri ortaya çıkacaktı. Nitekim NATO üyesi ülkelerde kurulan bu gizli ve gölge ordular, kurulduğu ülkelerde o ülkelerin milli isimlerini aldılar. Örneğin, Fransa’daki ismi Rüzgar Gülü’ydü, Almanya’da Anti Komünist Saldırı Birliği, İsviçre’de Gizli Müdafaa Örgütü, Hollanda’da Operasyon ve Keşif Örgütü, Yunanistan’da Şheepskin, Türkiye’de Ergenekon, İtalya’da Gladio. Türkiye’deki NATO’nun gizli ve gölge ordularının oluşturduğu illegal terörist yapılanmaya Ergenekon ismi verilmesi, NATO’nun Gizli Koordinasyon Komitesi’nin şemsiyesi altında illegal faaliyetlerini sürdüren ABD ve İngiliz derin devletlerinin ve bunlarla irtibatlı FETÖ alçaklarının müşterek kararı ile alınmıştı. Bu durum ABD ve NATO’nun menfaatine yönelik bir strateji olarak benimsenmiş, bu yapıların illegal faaliyetlerinin ortaya çıkması durumunda yıpranan asla NATO veya gizli ve gölge orduları olmamış; bu gizli ve gölge orduların faaliyet gösterdiği ülkelerde, NATO ile yapılan anlaşmalar kullanılarak yıpranan ülkelerin sızılan kurumları olmuştu.

Türkiye’de Ergenekon ile ilgili olarak ortaya çıkan deliller İtalya’daki Gladyo yapılanması üzerinden NATO’nun gölge ordularına işaret ediyor. Gladyo şebekeleri ile Ergenekon arasında stratejik benzerlikler neredeyse birbirinin tıpatıp aynısı. Türkiye’de ERGENEKON terör örgütünün NATO’nun gölge ordusu olduğunun en önemli kanıtlarından biri de Avrupa Parlamentosu’na üye birçok ülkenin kendi içlerinde siyaset mekanizmalarından habersiz bir şekilde istihbarat birimleri ve ordu içindeki illegal bir şekilde örgütlenen Gladyo yapılarının tasfiye edilmesi yönünde aldığı kararlar sonrasında Türkiye’de yaşanan önemli gelişme olmuştu.

Türk Gladyosu gizli NATO gölge orduları, Batı Avrupa genelinde açığa çıkarıldıktan sonra da faaliyetlerini sürdürmeye devam etmişti. Paramiliter birimler sistemin içine kanser gibi yayılmış ve öylesine derinden nüfuz etmişti ki kolay kolay yerli ve milli olmayan bu birimlerin ortadan kaldırılması veya yargı önüne çıkarılması pek mümkün görünmüyordu. Fakat NATO üyesi bazı ülke liderlerinin Gladyo tipi yapılarının kendi ülkelerinde de ordu ve gizli servisler içinde var olduklarını yönelik açıklamaları ve kamuoyu baskısı sonrasında 3 Aralık 1990’da Genelkurmay Harekat Dairesi Başkanı Korgeneral Doğan Beyazıt ile ÖHD Başkanı Tuğgeneral Kemal Yılmaz önce milletvekillerine ardından da basın mensuplarına yaptıkları açıklamalarda NATO kıtalarının Türkiye’de varlık gösterdiğini kabul etmişlerdi. Generaller Türk Gladyosu’nun üyeleri için vatansever tanımını kullanıyorlardı.

Ancak uluslararası basın NATO ve Pentagon’un nasıl olup da Türkiye’deki katliam, darbe ve faili meçhullere doğrudan destek sunabildiğini sorgulamaya başlar başlamaz, Türkiye’deki askeri yönetim, Türk Gladyo’sunun deşifre edilmesine yönelik tüm araştırmaların önüne geçti. Meclis’te kontrgerilla gölge yapısını ya da ÖHD’yi incelemek için 30 a yakın komisyon kurulması talebi reddedildi. Askeri yönetim Meclis’ten ve bakanlardan gelen soruları yanıtlamayı reddetmişti.. Ancak iş işten geçmişti Çünkü NATO kıtalarının Türkiye’de ordu ve gizli servisler içinde var oldukları açıklanmıştı bir kere. Türkiye’de NATO’nun gizli ordularının isminin Ergenekon olduğu deşifre olmuştu. Bu gizli ordunun 1 numarasının emekli bir orgeneral olduğu da biliniyor. Hatta bana göre ismi bile belli! Son dönemde enteresan ataklar yapan emekli bir üst düzey komutan. Diğer yandan Türkiye’de olduğu gibi kamuoyu derin yapı Ergenekon’u amaç eylem ve stratejiler için hep aynı kalır sanıyorlar.

Bu özel seçilmiş ve işlevsel dinamik bir yapıdır. Her zaman aynı kalmaz, zaman içerisinde değişime uğrar. Bu amaçları için de geçerlidir. Öncelikle Sovyet ve komünizm tehlikesine karşı iken daha sonra iç siyaseti kontrol amacına dönüşmüştür. 90’lı yılların başında yapısal bir değişiklikle üçlü bir teşkilata dönüşmüştür. Bir tanesi çok daha fazla insanın katılımı olan Yeşil Gladio, biri daha kısıtlı olan Sarı Gladio ve bir diğeri de sadece merkezi içeren ve hiç kimsenin hiçbir şekilde ulaşamayacağı en gizli olan Kırmızı Gladio…Bu yapıların tamamının yuları CIA ve Pentagon’un farklı birimlerinin kontrolündedir. Diğer önemi bir özellik de Gladyo A’dan B’ye veya C ye geçerken eski Gladyo unsurlarının tasfiye edilmesidir. Türkiye’de Gladyo A ile Gladyo B arasında yaşanan savaş ve mücadele aslında bu olması gerekir. Ancak Gladyo B (FETÖ)’nin GLADYO A’nın altında bir birim olduğu iddiaları da ciddi bir biçimde ortaya atılmaktadır. Bu nedenle Ergenekon Türkiye’de tekrar faaliyete geçti iddiaları sonunda 100 bin beyaz kuvvet (sivil unsurların değiştirildiği iddiaları) bana da gayri ciddi gelse de Türkiye’nin yarı milli olduğunu düşündüğüm bu derin yapıdan bir an önce kurtulması gerekir. Abuk sabuk Türkiye’ye meydan okumalar, azınlıkların üstelik devletin en üst katlarının darbe ile tehdit edilmeleri FETÖ ve PKK’nın aleni desteklenmelerinin hesabı bir an önce sorularak devlete meydan okuduklarını sanan bu yeni haşhaşilerin hak ettikleri ders verilmelidir.

#Silivri
#Ergenekon
#Gladio
#CIA
#FETÖ
#PKK
il y a 4 ans
Ergenekon’un yeni 1 numarası
İslâmî hareketten kavramlar savaşına…
Yaşama Sanatı ve Sinema
Bizim sorunumuz ne?
İran’da değişimin ayak sesleri…
İslâmcılık, milliyetçilik ve tam bağımsızlık