|
İskender"in değil Pembe Kader"in öyküsü bu

Biz ülke olarak bir kitabı konuşmaya çok alışık değiliz. Ya da benim yaşadığım yıllarda olmadı diyeyim, eskilere haksızlık etmeyeyim. Edebiyatçılarımızı bile pek tanımıyoruz hatta. Magazini, dedikodusu da olmuyor hal böyle olunca. Hadi ''öyle sansasyonel işlere bulaşmasın, duru kalsın'' desek o da pek yok. Edebi kamunun konuşacağı başlıkları açan dergilerin tirajları ortada. Bir Elif Şafak var bu durumun dışında kalan, kitapları satış stratejileriyle pazarlanan, haliyle yüz binler satan. Hem geniş kitlelerin hem edebi çevrenin ilgisini çekmeyi başaran.

Aslında panolarda reklam tanıtma, kitabı tek bir cümle ile satma işini ilk getiren isim Orhan Pamuk''tu; "Bir kitap okudum ve hayatım değişti". Ama Nobel aldığından mıdır ya da bir dünya kurmakla, kurulu dünyada söz söylemek arasındaki farkı gördüğünden midir bilinmez çekildi biraz.

Elif Şafak yolunda devam ediyor. Son kitabı İskender, ana gazetelere kim bilir ne kadar zaman sonra giren tek kitap (kültür-sanat sayfaları hariç). Önce kapağını gördük. Başkahramanı İskender olup öyle poz vermiş yazar. Kesinlikle ilgi çekici bir fikir. Hepimiz baktık Şafak nasıl bir erkek olmuş diye. Sonra yazar yarattığı karaktere dair bir şablon sunmamalı eleştirileri geldi.

Kafka''nın Değişim''i yazdığında yayıneviyle kapak konusunda sıkı bir tartışma yaşadığını okumuştum. Bir böcek resmi istememiş kesinlikle. O öyle ortaya konacak bir resim değilmiş. Herkes kendince bir hayal kurmalıymış. Tabi bu iki kitap arasında karakterinin belirsizliği açısından bir benzemezlik söz konusu. Değişim''i bir yazarın özellikle model sunmaktan kaçınmasına örnek vermek için hatırlattım. Yoksa hemen hemen tüm yazarların uyduğu bir kaidedir bu. Kimse karakterini çizmez kolay kolay.

Gelelim İskender''e. Beni asıl şaşırtan o oldu. Gazetelerde bir iki röportaj okuduktan sonra aldım elime kitabı. Yazar bir erkeğin içine girdiğini yazıyordu. Ben de okurken bir erkeği çok iyi tasvir eden bir kadın yazarın kitabını okuyacağını düşünmüştüm. Her şey İskender''in gözünden anlatılacaktı. İskender''in ailesiyle, çevresiyle, arkadaşlarıyla, sevgilisiyle ilişkilerini okuyacaktım. Ama kitapta rolü o kadar az ki şaşırdım. Ya da benim beklentimin çok altında diyelim. Bu daha çok Pembe''nin romanı olmuş gibi. İskender''in annesi Pembe Kader''in; Elias''ın dediği gibi şiir gibi bir ismin.

Tabi kitapta sadece bir aile yok. Kürtler var, Londra''da komün hayatı yaşayan işgalciler var, Avrupa''da yaşayan göçmenler var, onları istemeyen ırkçılar var. Hepsi ayrı kitap olabilecek birçok hal var yani. Bunca başlık olunca her biri hakkında, ancak ortalama bildiklerimiz kadar derin bir dünya çiziliyor. Kişilerin dünyalarını kast etmiyorum burada. Onlar zengin ve detaylandırılmış. Topluluklarda var sıkıntı. Kürt bir ailenin göçü söz konusu örneğin. Fakat bize Kürtleri yeterince derin, yeterince ayrıntılı anlatmıyor kitap. Yeterince – birlikte yaşıyoruz ama ne kadar az tanıyoruz birbirimizi- dedirtmekten uzak. Gelenek olarak namus belasına kızlarını, eşlerini, annelerini öldürebileceklerini görüyoruz. Gazetelerden de okuyabileceğimiz gibi/kadar. Daha fazla nedenini, nasılını soramıyoruz. Ya da işgalcilerin müzik dinleyip, kafa bulup, kapitalizme sövüp saydığına tanık oluyoruz da, nasıl bir yaşam kurduklarını, beklentilerini, cesaretlerini, dış dünyayla ilişkilerini idrak edemiyoruz.

Tüm bunlar eleştirilebilir yanları olsa da, kitabın kurgusuna söylenecek laf yok. Çok çok başarılı. İsim isim, tarih tarih, şehir şehir bölmüş/örmüş kitabı Şafak. Hiçbir geçiş geride bıraktığınız bölümü anlamsız kılmıyor. Ya da hiçbir yeni hikaye ''bu da nereden çıktı ne güzel devam ediyorduk'' dedirtmiyor. Aslında tadı damakta kalan bölümler var ama yeni hikayelere açılmak da güzel. Son derece duru bir dille yazıldığı için de su gibi akıp gidiyor. Kimilerini sevip, birilerine kızıp, hepsini biraz anlayıp bitiriyorsunuz.

İsim isim, tarih tarih, şehir şehir bölmüş/örmüş kitabını Elif Şafak
13 yıl önce
İskender"in değil Pembe Kader"in öyküsü bu
Var tartışmaları
Ne olacak bu anne babaların hali?
Seçim sonrası ekonomide manzara nasıl?
Amerikan siyasetinin İsrail ‘trajedisi’
Jeopolitik sürpriz: ABD, Rusya ve İsrail nasıl anlaştı?