|
Abdullah Öcalan"la pazarlık başladı mı?

Birkaç gündür Celal Talabani üzerinden bir şov izliyoruz. Şovun doğrudan Türkiye''nin iç sorunlarıyla bağlantılı olması, Talabani''nin güvenilmezliğine rağmen, son derece ciddiye alınmasını zorunlu hale getiriyor.

Önce “PKK ile anlaştık” diyor. “Birkaç gün içinde ateşkes ilan edecek” diyor, Türkiye''ye güvenceler vermeye çalışıyor. Neden? Türkiye''nin ABD''ye yaptığı baskılar mı sonuç verdi? Irak yönetimine yazılan rica mektupları mı sonuç verdi?

Sonra bambaşka şeyler söylüyor. Türkiye''yi, İran''ı, Suriye''yi tehdit ediyor. Aslına bakarsan Kuveyt dışında Irak''ın bütün komşularını tehdit ediyor. Bu ülkelerin Irak''ın içişlerine karıştığını, devamı halinde Irak''ın da bu ülkelerdeki muhalif grupları destekleyeceğini, sorun çıkaracağını söylüyor. Yani “Bu ülkelerdeki Kürtleri ayaklandırırız” diyor. Türkiye''ye ve diğer bölge ülkelerine en fazla ürktükleri gerçeği işaret ediyor.

Bunlarla da kalmıyor, devam ediyor: “Bizim de kartlarımız var. Özellikle Amerikan varlığı bir dış işgali caydırıcı nitelikte. İşte bu yüzden gelecekteki olası müdahalelere karşı Irak''ta sembolik boyutta da olsa Amerikan gücü kalmasını istiyoruz.” Birkaç gün önce “PKK ile anlaştık, ateşkes ilan edecek” diyen Talabani bu sözlerden birkaç gün sonra, “Türkiye''yi yatıştırabileceklerini ve PKK''yı Türkiye ile çatışmaları durdurması konusunda ikna edebileceklerini” söylüyor.

Tuhaf bir ortama sürükleniyoruz. Irak''ta Kürtlerden sonra Şiiler de federasyon istedi. Ülke dağılıyor. Kuzey Irak bölgesel anayasası bütün güçleri aynı koalisyon içinde toplamaya dönük maddeler içeriyor. Nitekim PKK''ya aynı Anayasa tarafından dokunulmazlık zırhı verildi ve Kürk koalisyonunda yerini aldı. Bundan sonra Türkiye''nin ABD ile birlikte PKK''nın üzerine gitmesi, Kuzey Irak otoritesine bunu kabul ettirmesi diye bir seçenek hemen hemen kalmadı.

ABD, PKK ve Kürt liderliği arasındaki pazarlıklar, anlaşmalar şimdilerde uygulanıyor. Özellikle Türkiye''yi PKK ile masaya oturtma konusunda ısrarlı adımlar atılıyor ve kısmen başarılı sonuçlar alınıyor. Türkiye''deki etkin lobinin katılımıyla, medya ve aydın imzalarıyla beslenen ama aslında ABD tarafından dizayn edilen bir süreç bu. Talabani''nin son sözleri, bu sürecin önemli ayrıntılarını ortaya dökmekten başka bir anlamı içermiyor.

Büyük pazarlık ABD/İngiltere tarafından hazırlandı. Kuzey Irak''ta pişiriliyor. Türkiye''de ise siyaset, medya ve sermaye ile destekleniyor. Ama sanıldığı gibi bir barış projesi değil. Keşke öyle olsaydı. Keşke bölgedeki sorunlar, bu sorunları istismar eden güçler devre dışı bırakılarak konuşulabilseydi. Ama izlediğimiz süreç, ABD''nin bölgesel dizaynının bir parçası. Bir çeşit “devrim” provası. Yeni Türkiye planlaması. Bu da beni ürkütüyor gerçekten!

Hal böyle iken Türkiye''de bambaşka bir reaksiyon kendini saldırgan bir üslupla hissettiriyor.

Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral İlker Başbuğ''un sert ifadeleri, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt''ın Harp Akademileri''nin 2 Ekim''deki açılış töreninde yapacağın konuşmanın televizyonlar tarafından naklen yayınlanacak olması, Cumhurbaşkanı A. Necdet Sezer''in 1 Ekim''de Meclis''te yapacağı konuşmanın daha şimdiden tartışılması ve krizi tırmandıran açıklamaları, PKK ya da Kürt meselesi üzerinden Türkiye içinde büyük bir kavganın yaklaşmakta olduğuna işaret ediyor.

Bir tarafta ABD ile birlikte hareket eden, Türkiye''yi büyük pazarlığa hazırlayan, siyaset/aydın/sermaye desteğine sahip garip bir uzlaşma ya da “barış” süreci. Diğer tarafta, aşırı hassas, sert, reaksiyoner ve sorunu çatışma ve güçle çözmeye dayanan güçlerden oluşan bir direnç.

İki taraf arasındaki gerilimin ne kadar tırmanacağını kestirmek zor. Ama bir taraf barış adına İmralı''daki Abdullah Öcalan''la pazarlık sürecini başlatırken diğer taraf, ABD''ye rağmen, bölgeye müdahalenin yollarını arayabilecek, ilginç ittifaklara girişebilecek. Kendi halkına karşı yaptırımlara girişebilecek.

Bu kamplaşma tehlikeli. Çok tehlikeli...

18 yıl önce
Abdullah Öcalan"la pazarlık başladı mı?
Tevradî bir mitin Kur’anî bir kıssa ile tashihi
i-Nesli anlaşılmadan siyaset de olmaz, eğitim de…
İç talebe ilişkin öncü göstergeler ilave parasal sıkılaştırmaya işaret ediyor!
Enerjide bağımsız olmak
Târihin doğru yerinde durmak