Seyahatlerinizde sadece bedeninizi yanınızda taşıyorsanız, geriye sadece bavullara sığmayan yorgunluk kalıyor. Gözü ve gönlü genişleten okumalarınızla çıktığınız her yolculuk ise size yeni yolculuklar için biletler, haritalar ve yollar sunuyor. 40 günü aşan Özbekistan seyahatimizdeki, kişisel kanaatimi bir tarafa bırakırsam, yayın değil ama yapım ekibimizin belki en etkileyici bulduğu şehir genellikle herkesin ilk anda yolunun düşmediği Şehr-i Sebz yani Keş şehri oldu. Emir Timur’un dünyaya geldiği şehir olmaklığının yanında Şemseddin Külal hazretlerinin türbesi ve makamının bulunduğu külliyedeki “enerji”, gerçekten de her yönüyle özel bir enerji. Ak Saray başta olmak üzere çevresindeki göğe açık mekan dizilimi, kapısı açık bırakılmış büyük bir hikayeye davet ediyor gibi her ziyaretçisini.
İşte o hikayelerden biri ile başbaşa bırakmak istiyorum bugün sizleri. Geçtiğimiz hafta “Asya’nın Kandilleri” başlıklı yazımda da andığım kıymetli yazar Halime Toros’un 2005 yılındaki Şehr-i Sebz ziyareti ve belgesel çekimleri sonrasında kaleme aldığı, Türk Dili dergisinde yayınlanan bu berrak öyküyü de günlüğüme almak istedim. İyi okumalar dilerim. “Kaşkaderya kızlarının öyküsü”nün tüm yolcularına selam olsun.