Bir Avrupa Şampiyonası finalleri düşünün ki, devleri devrilmiş... Avrupa''nın tartışmasız 1 numarası Almanya yokolmuş, futbolun beşiği İngiltere sallanmış, son şampiyonlardan Danimarka kaybolmuş...

Ve Türkiye orada ve de dimdik ayakta... Hocası, yöneticisi, futbolcusu ve taraftarıyla... İhtişamı ve görkemiyle... Havası ve gururuyla... Neşesi ve coşkusuyla...

Daha da güzeli futbolcularımızın "Finali biz oynarız" inancı ve güveniyle...

Evet, bugün Güney Avrupa''nın devleri kendi aralarında kapışıyor... Türkiye, İtalya, İspanya, Portekiz... Avrupa''nın yeni dayıları galiba bu ülkeler... En doğudaki Türkiye ile en batıdaki Portekiz, büyük hedeflerle ve devam kararlılığıyla karşı karşıya...

Figo, Joao Pinto, Sa Pinto, Gomes ve Conceicao''lu Portekiz, turnuvanın en başarılı, en sağlam ve en korkulan ekiplerinden biri...

Buna karşılık Hakan Şükür, Ogün, Arif, Rüştü, Okan''lı Türkiye... İtalya yenilgisinden sonra dünyası kararan, İsveç beraberliği ile vedaya hazırlanan ama Belçika galibiyetiyle yeniden doğan Türkiye...

Gerçek kimliğini bulup havasını yakalayan ve artık rakipleri korkutan, Avrupa''yı şaşkına çeviren bir Türkiye...

Amsterdam bugün Türkiye kokuyor... Arena Stadı, Ali Sami Yen, Atatürk veya İnönü stadlarını andıracak... Gurbetçilerimiz gurbet elde Portekiz''e "Türkiye''ye hoşgeldiniz" diyecek... Hatta Hollandalılar''ı bile neredeyse evlerinde ağırlayacak...

Burası bir deplasman değil bizim için gönlümüzde güller açtıran, beynimizde ümitler aşılayan bir ufkun ve sıcaklığın yeri... Avrupa''ya taşıdığımız Türkiye, bugün Avrupalı gazeteci ve TV''cilere de evsahipliği yapacak...

Ay-Yıldızlı ekibimiz seyircimizle elele kolkola, Türkiye''deki insanımızla gönülgönüle bugün bir ilki daha zorluyor...

Hedefimiz zaten finaldi, yarı finali atlamamız gerekiyordu, inşallah başaracağız... Amsterdam''dan en sevindirici haberleri sizlere aktarmak ümidiyle hoşçakalın...