
Bölge bir akla göre düzenleniyor ve bu aklın tepesinde, hem kurulmasında hem pratiğinde Türkiye bulunuyor…
Terörist YPG/SDG’nin teslim olması/biat etmesi, nefis Türk işçiliğine işaret ediyor…
Başka oyuncular yok mu? Var. Olmasa garip sayarız. Kimi müspet kimi menfi rol oynadılar/oynayacaklar, bunun da tercümesi gerekiyor…
Esad’a, “gel barışalım, kucaklaşalım” ile başlayan gambit, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin stratejik bir topu en geniş alana açması, Türkiye-Irak ilişkilerinin ve-dahi Kuzey Irak’ın uygun kıvama getirilmesi, Şam yönetiminin el değiştirmesi ve Esad’ın oyun dışı bırakılması, İran’ın yolculanması, Rusya’nın darlanması, nihayet pazartesi akşamı da SDG/YPG’nin Şam yönetimine gelip, “nereyi imzalayacağız” demesi…
***
SDG/YPG’nin Şam yönetimi ile tokalaşmasından sadece birkaç saat önce Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yaptığı açıklamalar, Ankara’nın “haberdarlığını’/aynı temkini son ana kadar sakladığını/koruduğunu işaret ediyor. Ama küresel bağlama oturtuyor. Trump Amerika’sının yaklaşımını oradan anlayabilir miyiz?
Trump Amerika’sının -ister “sistemin banileri” deyin ister “Clinton/Obama/Biden”cılar deyin, “artığa” dönüşmüşlerin Washington’daki karşılığı olan,- “derin devlet” diye anılan yapılara yüklenmesiyle ortaya çıkan konjonktür, Suriye’de yaşanan dönüşüme, “nasıl etki etti” diye de sormak gerekiyor…
Pentagon ve CENTCOM başta olmak üzere, CIA ve Dışişleri Bakanlığı’na hakim/etkili kliklerin Suriye’deki durumunda değişiklik olmadı mı? Ya da terör örgütüne bakışlarında? Evet ve muhakkak ayak sürüyerek, söverektir…
CENTCOM komutanlarının geçtiğimiz ay içinde SDG/YPG yapılarıyla gerçekleştirdiği görüşmelerde, nihayet anlaşmadan 3 gün evvel yaptıkları temasta neler konuşulduğunu henüz detaylarıyla bilemiyoruz ama “imzalamayın, teröre devam” dediklerini kimse sanmıyor!
Trump yönetiminin, benzerini Ukrayna-Rusya savaşında yaptığı gibi bizim bölgemizde de sorun istemediği gibi genel bir bakışı yaşananların üzerine giydirebiliriz. Prensip olarak kabul edilebilir ama detaylarda farklılıklar var!
Bunu görmeyen yok zaten. Ama ABD’yi, Batı’nın bizzat kendisi olan ülkeyi düşman olarak tarif etmek, geri kalan Batı’nın “eski Batı” olduğunu itiraf anlamına geliyor. Tutunmaya çalışıyorlar ve örneğin Ukrayna’da tamamen karşı cephelere yerleşiyorlar. Suriye gibi özel durumlarda ise farklı bir form çıkıyor ortaya…
***
İlaveten, Trump’ın İsrail/Netanyahu’yla Batı Asya ve Ortadoğu’daki çıkarlarının yüzde yüz uyuşmadığını da eklemeliyiz. Bu Gazze/Filistin’de görünmez ama Körfez politiğine, İran dinamiklerine yansıyabilir!
Sonuç olarak Suriye’de, bir, zirvesinde Türkiye’nin bulunduğu piramidin alt katında ABD’nin sessizliği, Avrupa ve İngiltere’nin ‘yanaşması’ bulunuyor…
İki, Türkiye’nin etkisi, son Suriye-Irak-Ürdün-Lübnan buluşmasında görüldüğü gibi kümeler üzerinden, İngiltere-Almanya-Fransa-İtalya desteğini alarak yayılıyor. Cumhurbaşkanı’nın -yeni dünya düzenine göre- “şekillendiriyoruz” dediği bu.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.