Terim Hint kumaşı mı?

00:0014/10/2009, Çarşamba
G: 3/09/2019, Salı
Sanlı Sarıalioğlu

Oh be nihayet bitti… "Finallere gideriz, gidemeyiz" lafları sona erdi. Matematik iflas etti. Fatih Terim istifasını verdi, federasyon hiç itiraz etmedi. Bu işler böyle, başarı nasıl alkışlanıyorsa, başarısızlıkta da bir bedel ödenmesi gerekiyor.Benim sinirlendiğim, övgü ve yergiyi aynı terazide kullanmamamız. Vitrindeki insanlarımızı ya gökyüzüne çıkarıyoruz ya da yerin dibine batırıyoruz. Hep beraber göreceğiz, bir kesimi Terim''in istifası doyurmayacak. Onlar, "Mahvetti, batırdı, bir daha sahalarda

Oh be nihayet bitti… "Finallere gideriz, gidemeyiz" lafları sona erdi. Matematik iflas etti. Fatih Terim istifasını verdi, federasyon hiç itiraz etmedi. Bu işler böyle, başarı nasıl alkışlanıyorsa, başarısızlıkta da bir bedel ödenmesi gerekiyor.

Benim sinirlendiğim, övgü ve yergiyi aynı terazide kullanmamamız. Vitrindeki insanlarımızı ya gökyüzüne çıkarıyoruz ya da yerin dibine batırıyoruz. Hep beraber göreceğiz, bir kesimi Terim''in istifası doyurmayacak. Onlar, "Mahvetti, batırdı, bir daha sahalarda görünmesin, kendini beğenmiş, futbolumuzu geriye götürdü" edebiyatıyla Terim''e saldıracak. Bir kesim ise, "O bir İmparator… O bir lider… O bir sihirbaz… Futbolumuzda böyle biri yok. Sakatlıklar onun belini büktü" feryatları ile aramızda dolaşacak. Hatta bunlar şimdiden boy göstermeye başladılar.

APOLETLER SÖKÜLMEZ

Neden gelişmeleri objektif bakış açılarıyla değerlendirmiyoruz? Kötü günleri olgunlukla karşılamayı, iyi günleri alkışlamayı ne zaman öğrenecek, bu kültüre ne zaman ulaşacağız? Terim''in kariyeri ortada. Muhteşem başarıları da var, muhteşem (!) başarısızlıkları da. Bu gerçeği neden bazılarımız görmezden geliyor? Her antrenörün inişleri çıkışları elbette olacaktır. Terim bu kez tökezledi, beceremedi. İşin özeti bu. Peki son durum Terim''in yetersiz olduğu sonucuna mı bizi götürür? Kesinlikle hayır. Ancak hiç kimse de bulunmaz Hint kumaşı değildir, yeri mutlaka doldurulur.

Terim, itibarlı bir firma. Böyle bir firmanın apoletlerini hiç kimse öyle şipşak sökemez. Ancak burada Terim''e de düşen görevler var. Zaman zaman insanlara yukarıdan bakması, her durumda kendisini haklı görmesi, ister istemez kamuoyunda öfke yaratıyor. İşte o zaman da insanlar eleştirinin dozunu artırıyor.

HEM SUÇLU HEM GÜÇLÜ

Belçika maçından önceki basın toplantısını şöyle bir anımsayalım. Hocamız durmadan rakamları konuşturdu ve ne denli başarılı olduğunu vurguladı. 4 yıl 4 aydır görevdeymiş. Bu sürede milli takımımız 55 maçta 26 galibiyet, 16 beraberlik ve 13 yenilgi almış. Bu dönem, tüm zamanlar içinde bir teknik adamın bir defada milli takımda en uzun görev aldığı, en fazla maç kazandığı, en az yenildiği, en istikrarlı dönemmiş.

Hocam, sizinle ilgili yorumu biz yapsak acaba çok daha doğru olmaz mı? Evet, daha önce çok başarılıydınız. Ama son turnuvada çuvalladınız. Çok zayıf bir grupta sadece ve sadece Estonya ile Ermenistan''ı geçebildik. Belçika''yı geçip geçmeyeceğimiz de henüz belirsiz. Bundan daha acıklı bir tablo olabilir mi?

Başarısızlığın allanıp pullanmasını hiç sevmem. Neden "Pardon" demesini bilmiyoruz? Hem suçlu hem de güçlü olmak var mı? Bunu kime kabul ettirebilirsiniz?

Ne olacak Beşiktaş''ın hali?

Beşiktaşlıların ağzından düşmeyen soru, başlıkta asılı. Aslında bu, çaresizliğin, yüreklerini kaplayan isyanın dışa vuruşu. Soru bombardımanından ben de nasibimi alıyorum. Eş, dost, tanıdık, tanımadık, yakama yapışan sanki sorumlusu benmişim gibi hesap soruyor. Haklılar, içleri yanıyor. Nasıl yanmasın, bir önceki sezonu iki kupayla kapayan Kartal, 8 takviye yapıyor, milyon euroları harcıyor ve durum gerçekten vahim.

Şimdi evirip çevirmeden ve kıvırmadan yanıt vereyim. Kimse kimseyi kandırmasın, boş hayaller kurmasın, lig şampiyonluğu uçtu gitti, o dükkan kapandı, kepenkler indi. Hem de daha 8. haftada. İşin asıl acıklı yanı, işte bu erken pes ediş. Peki, lig şampiyonluğu umudunun sona ermesi, bu sezonun tamamen kapanması anlamına mı geliyor? Olur mu öyle şey, önlerinde 4 hedef daha var.

1 Ufak bir kıpırdanış ile ligde 3. sıraya kolaylıkla ulaşabilirler. Bu, UEFA Avrupa Ligi''nin kapısını açar.

2 Üçüncülüğe yerleştikten sonra ikincilik hesapları işin içine girebilir. Galatasaray veya Fenerbahçe''den biri geçilebilir.

3 Türkiye Kupası önemli bir başka hedef. Hem parası hem de itibarı var

4 Ve Şampiyonlar Ligi… Çuvalla para, ayrıca en büyük itibar. İkincilik şansı devam ediyor. Neden en kötü olasılıkla UEFA''ya kalınmasın?

Yukarıda sıraladığım 4 hedefi kim küçümseyebilir? Beşiktaş, bunları gerçekleştirebilecek çapta ve güçte. Yeter ki mevcut potansiyelini sahaya yansıtabilsin. Problem işte bu.

Adam olmayız!

Şiddet, küfür bitmiyor. Küfrün süresine bakıyorlar. 120 saniyeye kadar serbest, geçerse ceza. Oh ne güzel! Al eline kronometreyi, başla küfre, sınıra yaklaştığında bıçak gibi kes. Biraz dinlen, sonra haydi yine yeni baştan. Böyle komik bir disiplin uygulaması dünyanın neresinde görülmüş? Caydırıcılık bunun neresinde?

Şimdi, disiplin talimatımıza bir madde daha ilave edildi. Devamlılık arz eden bölücü slogan atanlara da ceza verilecek. Ne kadar devamlılık arz ederse? Yine kronometrelerimize mi sarılacağız? Merak ediyorum, hangi sloganlar, hangi küfürler yasak? Hangi sloganın, hangi küfrün cezası ne kadar?

İşin içine pek çok detay sokarsanız, sonuca ulaşamazsınız. Avrupa bunu nasıl yapıyor, bir baksanıza oraya. Öncelikle huzuru kaçıranı, uzunca süre statlara sokmuyorlar. Bu anarşistlere spor mahkemelerinde ağır cezalar (para-hapis) veriyorlar. Serserinin yakasını bırakmıyorlar. "Fair- play ruhuna sahip olmayanın statlarda işi yok" diyorlar. Bunu gerçekleştiremediğimiz sürece olaylar sürüp gider. Biz, canımız yanmadığı sürece adam olmayız.

Helal olsun başkan...

Aziz Yıldırım derbilerdeki uygulamayı sona erdirmiş. Biletleri teberrulu olarak iki misli fiyata satan dernekler bundan sonra bu nimetten(!) faydalanamayacakmış. İsteyen, bileti sadece satış noktalarından alacakmış.

Başkana helal olsun. Cesur işler yapıyor. Kimsenin ağzının kokusunu çekmiyor, kimsenin önünde eğilmiyor. Kulübün çıkarlarını her şeyin önünde tutuyor. Bıraktık bedava bilet dağıtmayı, şahıslara veya derneklere rant sağlamamak için parasıyla bile bilet vermiyor.

Şimdi denilebilir ki, "Futbol takımı iyi durumda iken her şey toz pembedir. Kimse tepki koymaya kalkışamaz". Ancak, biraz tökezlendiği anda çatlak sesler hemen ortalığı kaplar.

Hayır, bu görüşe katılamam. Aziz Yıldırım, günlük sonuçlara göre genel politikasını belirlemiyor. Son yıllarda Fenerbahçe tribünlerine büyük çoğunlukla gerçek futbol seyircisi gelmeye başladı. Aileleri görüyoruz. Hanımların, küçük çocukların sayısı gittikçe artıyor. Küfür azaldı (Son Gençlerbirliği maçı hariç). Seyirci portresi değişmeye başladı.

Aziz Yıldırım, kulüp içi profesyonel işleyiş için de düğmeye bastı. Aykut Kocaman, ilk hamle. Şimdi inanıyorum ki Kocaman''ın altında profesyonel birimler de oluşacak.

Başkan, kararlı adımlar atıyor. Zik zag çizmiyor. Ne derneklere ne de taraftar gruplarına taviz vermiyor. Bu yönüyle, alkışı fazlasıyla hak ediyor. Umarım bazı kulüplerimiz, Aziz başkanı örnek alırlar.

HAFTANIN iNCiLERi
  • Mustafa Denizli, Terim için, "Onun ruh halinden en iyi ben anlarım" dedi.

    --- Anlamaz mı, İrlandalılar''dan az mı çekti

  • Del Bosque, Guiza için, "Yokluğu hiçbir şeyi değiştirmez" dedi.

    --- Herr Daum, buyurun yanıtı siz verin.

  • Adnan Polat, "Terim, Galatasaray''da görev alabilir mi" sorusuna, "Hocamıza Avrupa yakışır" yanıtını verdi.

    --- Kapıyı göstermenin kibarcası işte budur.

  • Arda, Terim''e "Hocam seni biz yaktık" dedi.

    --- Sanki tek yanan Terim..

  • Fatih Tekke, "Milli takıma çağırılmama sebebini Terim''e sorun" şeklinde konuştu.

    --- Terim tarih oldu. Artık başkasına sorulacak...

  • Rüştü Reçber, hava alanındaki yumurtalı olaydan sonra şaşıran yabancı oyunculara " Bunlar bizde normaldir" dedi.

    --- Anormali; tencere tava, radyo, televizyon atmak.

  • Deivid, Galatasaray ile oynayacakları derbi için tahminde bulunmuş: "Üç atarız".

    --- Atma Deivid, din kardeşi değiliz.

  • Sivok, "Bazen Barcelona gibi oynamaya çalıştığımızı düşünüyorum" diye konuştu.

    --- Vay be!… Biz gidip göz muayenesi olalım.

  • Süleyman Seba, "Beşiktaş batmaz" saptamasında bulundu.

    --- Ah Süleyman Ağabey ah. Meydan boş kaldı boş.

  • Lugano, "Maçtan sonra televizyondan agresif görüntülerimi izleyince utanıyorum. Kendimi tutamıyorum, kontrolümü yitiriyorum" dedi.

    --- Samimi itiraf işte buna denir.

  • Nouma, "Türkiye benim yuvam, Beşiktaş ailem, taraftar sevgilim" ifadelerini kullandı.

    --- Nouma , tavlama sanatından müthiş(!)örnekler sunuyor.

  • Mustafa Denizli, "Avrupa yoluna devam edeceğiz, ligde de varız. Bunun sinyalleri geliyor" değerlendirmesini yaptı.

    --- Acaba hocamız özel bir frekansla uzaydan mı alıyor bu sinyalleri? Ah şu frekansı biz de bir öğrensek…