|
Yüzleşebilirler mi?

BİRİNCİ RESİM: Yüz ikinci madde ile tahliye edilen Hizbullah yöneticilerinin çoğu “Yolcudur Abbas, bağlasan durmaz” diyerek sırra kadem basmışlardı. Geride kalan isimler İstanbul''daki operasyon sonucunda gözaltına alındı.

Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesi''nin 31 Aralık 2009''da ancak sonuçlandırabildiği davanın gerekçeli kararı üç ayda yazılmış, tebligatıyla altı ay uğraşılmıştı.

Son üç ayda, Yargıtay dosyanın incelemesini bitiremedi.

Süre doldu, lastik patladı!

*

İKİNCİ RESİM:

Hizbullah''ın on bir yıl önce Beykoz''da ele geçirilen arşivinin mahkemeye gitmemiş olması yeterince dikkat çekiciydi.

Tahliye olan Hizbullah yöneticilerinin avukatı, bazı kurumların mahkemelere yardımcı olmadığını, örgütün arşivinin mahkemelerden bile gizlendiğini söyledi!

*

ÜÇÜNCÜ RESİM:

Hizbullah örgütünün, genel seçim öncesinde ülkeyi kargaşaya sürüklemek amacıyla provokasyonlar yapabileceğine dair ciddi kuşkular dile getiriliyor.

*

DÖRDÜNCÜ RESİM:

İkinci Ergenekon Davası kapsamında tutuksuz yargılanan Emekli Albay Arif Doğan son duruşmada “Hüseyin Velioğlu''na Hizbullah''ı ben kurdurttum!” itirafını yaptı.

Doğan, “Bugünkü Hizbullah''la benim kurdurttuğum farklı” diyerek, bir yandan da sıyırmaya çalıştı.

JİTEM''i de kurduğunu söyleyen Arif Doğan''ın aynı duruşmada hem “Yetmiş sekiz kelle aldım” diye konuşup, ardından da JİTEM''in kanunsuz eylemi olmadığını iddia etmesini “fazla oksijen” teziyle izah etmek bile yetersiz kalacaktır!

*

BEŞİNCİ RESİM:

Ergenekon''un kara kutusu Tuncay Güney, 2001''de polise verdiği ifadede Hizbullah''ı JİTEM''in kurduğunu söylemiş, JİTEM''in temelini atan ismin eski Jandarma Genel Komutanı Teoman Koman olduğunu öne sürmüştü.

Koman, 28 Şubat sürecinde ekranlarda JİTEM''i “Fak-Fuk Fon gibi bir kuruluştur!” diye tanımlayabilmiş bir derin şahsiyetti.

*

ALTINCI RESİM:

Epeydir Kanada''da yaşayan Tuncay Güney suskunluğunu Takvim gazetesine bozdu; Hizbullah için “Derin devletin imamları” dedi!

Güney, Hizbullah tahliyelerinin “hukuksal bir oyun” olduğunu işaretliyor ve ekliyor:

“Tahliyelerle hükümeti yıpratma planı devreye sokuldu. Bölgede PKK eylemlerinden sonra Hizbullah''ın eylemlere başlaması, dolayısıyla bir kaos ortamı oluşturulmak isteniyor!”

*

YEDİNCİ RESİM:

Ergenekon''un “arşivcisi” Tuncay Güney, Hizbullah''ın uluslar arası ve yerel istihbaratın ortak projesi olarak kurulduğundan bahsediyor.

…… …....

Hizbullah, Ergenekon Ahtapotu''nun PKK''dan sonraki ikinci en kanlı koludur. Ergenekon dediğimizde, sağdan sola geniş bir yelpazeye yayılmış bir çok örgütü içine alan bir derin yapıdan söz etmiş oluyoruz.

Güney''in “Malatya katliamında ve Dink suikastında kullanılanlar da, Hizbullah eylemlerini yapanlar da aynı yerden emir alıyorlardı!” şeklindeki sözlerini bu çerçevede okumak gerekiyor.

*

SEKİZİNCİ RESİM:

Ergenekon, Türkiye''de yıllar yılı hüküm sürmüş olan ABD-NATO''ya bağlı “Derin Yapı”nın operasyonel örgütüdür.

İşbu Hizbullah, Ergenekon''un kollarından birisi olarak kurulurken, Lübnan''daki Hizbullah''ın ismi kopya edilerek ince bir psikolojik siyaset uygulanmıştı.

Böylelikle, iki Hizbullah arasında algısal bir “derin hat” çekilmiş oluyordu!

Tam bu noktada, Tuncay Güney''in Takvim''e anlattıkları arasında yer alan çok ilginç bir bölümü okuyoruz:

“İranlı diplomat Muhsin Karger…

Bir dönem Tahran''a gönderdiği raporda, Hizbullah''ı ''Türkiye''nin Hizbulşaytanı'' olarak tanımlıyordu. İçerideki Hizbullah, vaktiyle Beyrut''a bir ekip yollamıştı. Lübnan''daki Hizbullah''ın liderleriyle görüşme yapıp onlardan yardım talep etmişlerdi.

Tahran yönetimi bu ilişkiyi engelledi!

Çünkü, o dönemde, içerideki Hizbullah''ı ''Ankara''nın kuklası'' olarak tarif etmişlerdi. Sonuçta bizim Hizbullahçılar Beyrut''tan eli boş dönmüşlerdi!”

*

DOKUZUNCU RESİM:

Tuncay Güney, ilk kez “Chicago” adlı bir örgütten söz ediyor!

Hizbullah''ın, Chicago örgütünün bir kolu olduğunu öne sürüyor.

NATO üyesi bütün ülkelerde “gizli askerler”in görev yaptığına, bu askerlerin Chicago örgütünce korunduğuna dikkat çekiyor, Ergenekon''un kara kutusu!

*

ONUNCU RESİM:

Bütün bunlardan sonra…

Ergenekon Operasyonu''na karşı çıkan-her fırsatta Silivri''dekilere selam yollayan cephenin, Hizbullahçıların tahliye edilmesi üzerine yargısal faturayı ısrarla hükümete çıkaran açıklamalarını gözümüzün önüne getirelim…

Ve soralım:

“Mustafa Balbay içeride iken Hizbullahçılar tahliye ediliyor!” diyerek Ergenekon davasını etkisizleştirmeye çabalayanlar; “Hizbullah”ın Ergenekon-NATO hattındaki derin arka planı ile yüzleşebilirler mi?

Yüzleşmeye cesaret edebilirler mi?

13 yıl önce
Yüzleşebilirler mi?
Ya Molla Fenârî bizim neyimiz oluyor?
Rabbine hasım kesilen insan!
Sosyal çürüme yazıları 8: Sıkıntı yok cumhuriyeti
Belirsizlik ‘algılamayı’ öldürür
Reisi’nin manidar ölümü