Ortodokslar heterodoks oldu

04:0024/09/2023, Pazar
G: 24/09/2023, Pazar
Yusuf Dinç

Merkez Bankası’nın son faiz kararı ortodoks standartlar içinde hayli yetersizdi. Ama gene de anaakımı takip eden tüm iktisatçılar kararı memnuniyetle karşıladı. Hatta “500 yetmez,” diyenlere neredeyse burun kıvırdıklarını görünce ortodoksinin Türkiye’de zemin kaybettiğini anladım. Dahası ortodoksların da yavaştan heterodoks olmaya başladığını düşündüm. Yakında olmasa da sanki bir gün, Türkiye’nin kendi yolunu çizme şansını daha iyi kullanacağı bir dönem gelecek gibi. O gün daha hazırlıklı, daha

Merkez Bankası’nın son faiz kararı ortodoks standartlar içinde hayli yetersizdi. Ama gene de anaakımı takip eden tüm iktisatçılar kararı memnuniyetle karşıladı.

Hatta “500 yetmez,” diyenlere neredeyse burun kıvırdıklarını görünce ortodoksinin Türkiye’de zemin kaybettiğini anladım. Dahası
ortodoksların
da yavaştan
heterodoks olmaya başladığını
düşündüm.

Yakında olmasa da sanki bir gün, Türkiye’nin kendi yolunu çizme şansını daha iyi kullanacağı bir dönem gelecek gibi. O gün daha hazırlıklı, daha konsolide, daha yapıcı bir ortam bulunabilir.

AMERİKA’NIN ORTASINA DEVLET KURMAK
Şehit Muhsin Yazıcıoğlu, “ihtiyaç duyduğumuzda Amerika’nın ortasında devlet kurarız!” demişti. Türkevi’ni Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bir
başkent
gibi kullandığını görünce merhum Başkan’ın bu sözünü hatırladım.
ÜRPERTİCİ SİYASİ SÖYLEMLER

Siyasilerin konuşmalarını tüm toplum işitiyor. İstikrarlı gideni var, coşku vereni var, tutarsız geleni var, yapmacıklık yapanı var, umutsuzluk yayanı var. Başkaca da vardır. Olabilir. Ama birisinin söylemleri tek kelimeyle “ürpertici” geliyor.

Mermi atmalar mı dersiniz, zehir içmek mi dersiniz… Konuşmaları dinleyeni yıpratıyor. Ama geçenlerde “
kıyma makinesinden geçirilmek
” ifadesini kullanınca gerçekten ürperdim. O ifadeler kulaklarımdan hâlâ gitmediği için de yazmak ihtiyacı hissettim.

Bu sözler nasıl kuruluyor, ne biçim bir zihin süzgecinden geçip çıkıyor anlayamıyorum. Küçükler, çocuklar, gençler ve tüm herkes niye bu sözlere maruz kalsın ki?

Dünyanın başka yerlerinde böyle sözler ediliyor mudur, hiç sanmıyorum.

KORİDORLA KAVGA ETMEK

G20 toplantısında Hint-Arap-Akdeniz Koridoru Anlaşması imzalanınca Türkiye sanki öfkelendi. Hop oturup hop kalktı.

Öteden beri çalışmaları yapılan bu koridor projesi aslında Türkiye için bir fırsat olabilir. Süveyş’e alternatif olarak geliştiriliyor ve görece Türkiye’ye daha yakın.

Bu koridor gerçekleşecekse Türkiye
jeoekonomik
imkânlarıyla dilerse koridorun önemli bir paydaşı olabilir. Neden olmasın? Koridorla kavga etmek yersiz bir tutum olur. Ticaretle kavgaya girilmez.

Hem koridor Yeni Baharat Yolu olarak kabul edilecekse bilinmelidir ki Türkiye zaten Baharat Yolu’nun ana güzergâhında değildir. Osmanlı, genişleyerek Baharat Yolu’nu kontrol etmiştir. Gene de Osmanlı, genişlemeden önce ve daha da öncesinde dahi Baharat Yolu bu topraklara bereket getirmiştir.

GERGEDAN BOYNUZU TEORİSİ

Dişler, kabuklar ve boynuzlar, hepsi olmasa da, değerlidir. Kaplumbağalar kabukları, filler dişleri ve gergedanlar boynuzları için maalesef bazısının azalan sayılarına rağmen avlanmaya devam edilir.

Geçenlerde ilgi çekici bir belgesel izledim. Afrika’da yaban hayatı koruma timleri gergedanları uyuşturucu iğne ile avlıyorlardı. Sonra bayılan hayvanların boynuzlarını kesip yeniden doğaya salıyorlardı.

Bunu yapmalarındaki amacı, sırf boynuzu için kaçak avcıların bu hayvanları öldürmesine mani olmak, şeklinde açıkladılar. Hayvanların avlanma gerekçelerini ortadan kaldırıp kaçak avcıları onlardan uzak tuttuklarını değerlendiriyorlardı.

Gerçekten çarpıcıydı. Asıl sorun hukuksuz avcılar olduğu halde boynuzu kesip sorun ortadan kalkmış gibi yapıyorlardı.

Oysa hayvanların acı çekmediği ve hayatlarının güvence altına alındığı düşünüldüğünden tercih edilen bu boynuzsuzlaştırma işlemi, araştırmalara göre onların savunmasız, özgüvensiz ve asosyal olmasına neden oluyor. Yani varlıklarını tehdit eden başka dertler açıyor.

Ben de buna
gergedan boynuzu teorisi
dedim; süreç içinde sorunu zincirin yanlış yerinden tanımlamanın yeni sorunlar getirmesi durumu.

Defaatle yazdım ama konuyu Türkiye’de birden fazla konut edinimine karşı takınılan karşı tavra yeniden getirmek istiyorum. Bu da bana teoriye benzer geliyor.

Elbette akut bir sorunu gidermek için oluşan geçici bir tavır bu.

Ama gene de dikkatli olmak lazım. Daha önce betonla Türk toplumu arasında sağlanamayan uyum inşaat düşmanlığına çevrilmişti. Akabinde bu yanlışlık bugünkü konut arzı sorununu doğurdu. Şimdi de yanlış olmadığı halde ilave konut edinimi gerçekten yanlışmış gibi benimsenirse sorunun geçiciliği ortadan kalktığında başka dertlerle yüzleşileceğini bilmek gerekir.

Teorinin daha başka birçok örneği var.

#Ekonomi
#G20
#Yusuf Dinç