|
Türkiye, neden beklenen’dir?
Önce az, öz ama sarsıcı bir aforizma:
Biz gelince onlar / Batılı emperyalistler defolup gidecek coğrafyamızdan; yeter ki, biz önce kendimize gelelim.
Şu hâlimizle bile yeryüzünün mazlumlarına sahip çıkan,
kimsesizlerin kimsesi, sahipsizlerin sahibi
olan büyük ölçüde sadece biziz şu çivisi çıkmış dünyada. Üstelik de hiçbir maddî, siyasî, dünyevî beklenti içine girmeden, hiçbir karşılık beklemeden kol kanat geriyoruz mazluma.
Dünyanın ruhu biziz.
Bu çok açık ve net.

Bizi bekliyor tarih ama bunu görebilecek durumda bile değiliz biz. Etrafımıza derinlemesine bakabilirsek, derin nefes alarak hâdiseleri okuyabilirsek tarihin bizi beklediğini, Türkiye’nin beklenen olduğunu, Türkiye’nin dünyanın ruhu, mazlumların umudu, zorbaların kâbusu olduğunu görebiliriz.

AHMET CEVDET PAŞA, FUAT SEZGİN VE DİĞER KEŞFEDİLMEYİ BEKLEYEN “KEŞFEDİLMEMİŞ KITALARIMIZ”
Sadece
insanî yardımla
geliyor değiliz tabiî ki.
Entelektüel
olarak da büyük atılımlara gebe Türkiye.
En büyük çileyi, yok oluş felâketini biz yaşadık; bu ontolojik yok oluş felâketine nasıl direnilenilebileceğini, bu direnişin entelektüel bir meydan okuma geliştirilerek nasıl aşılabileceğini biz gösterdik özellikle Meşrûtiyet dönemlerinde geliştirdiğimiz ve bugün bile henüz anlaşılamamış ve aşılamamış muazzam entellektüel birikimle ve bunu dünya âleme gösterdik aslında.
Ahmet Cevdet Paşa gibi üç asırlık, dört asırlık derin nefes alan
ve biz farkında olmasak da bizim bir kaç yüzyılımızı hazırlayan, kuran dev bir adam bu ülkeden çıktı. El attığı her alanda
kurucu metinler
yazdı: Tarih’ten tarih felsefesi’ne, ilimler felsefesi’nden mantığa, hukuk’tan siyaset felsefesine kadar belli başlı bütün alanlarda
öncü metinlere imza attı, gelecek yüzyılların yol haritasını çıkardı, tohumlarını ekti.
Yine
Fuat Sezgin gibi 1300 cilt gibi devâsâ bir İslâm bilim tarihi çalışmasına imza atan dâhî bir adam
bu ülkeden çıktı. Biz Fuat Sezgin’i hem
geç tanıdık hem de hakkıyla anlayamadık:
Klasik metinlerimizin sahabe tarifi için kullandığı ifadeyle,
“şafak yağmuru”
idi Fuat Sezgin Hoca: Zifiri karanlığın çöktüğü bir zaman diliminde ortaya çıkan
gün ışığı,
zihin ve kültür dünyamızı aydınlatan, insanlığın özelde bilim tarihinin, genelde ise medeniyet tarihinin silbaştan yeniden yazılmasına yol açacak kadar öncü, önaçıcı, büyük tarihî işlere imza atan bir
güneşti.
Fuat Sezgin’ın entelektüel ufku ve çapı da, yaptığı olağanüstü çalışmanın kültürel kuşatıcılığı, derinliği ve kışkırtıcılığı da yeterince anlaşılamadı
henüz; bu entelektüel sığlık ve çapsızlık devam ettiği sürece de uzunca bir süre daha anlaşılması, takdir edilmesi ve ondan gereği gibi beslenilmesi, yararlanılması zor görünüyor.
Sezai Karakoç, İsmet Özel ve Cemil Meriç kalibresinde, hem çağı ve çağın sorunlarını çok iyi tanıyan
hem bizim
medeniyet birikimimizin
ve ruhunu derinlemesine kavrayarak bizim dünyaya ne söyleyebileceğimiz sorusunun cevabı üzerinde kafa patlatan,
çağrısı çağını kuracak, değeri yarın daha iyi anlaşılacak çaplı Müslüman düşünür ve sanatçılar yine bu ülkeden çıktı
. Bu ülkenin, keşfedildiğinde küresel ölçekte ses getirecek İslâmî iddialarını dillendiren ve temellendiren düşünür ve sanatçılar bunlar.
BİZ İSLÂM DÜNYASINI VE DÜŞÜNÜRLERİNİ TANIYORUZ AMA ONLAR BİZİ TANIMIYOR
Şu kesin:
Biz İslâm dünyasını, çağdaş İslâm düşüncesini yakından takip ediyoruz ve iyi tanıyoruz.
Ama İslâm dünyası, Meşrûtiyet’ten itibaren çıkardığımız ve sömürgecilik tecrübesini ve psikolojik, kültürel ve entelektüel yıkımlarını iliklerine kadar yaşayan İslâm dünyasının düşünürlerinin aksine, söylemleri, reaksiyoner bir dil barındırmayan, azınlık psikolojisinden uzak asil bir dil ve vakur bir söyleme sahip
bizim düşünürlerimizi tanımıyor.
Dürüst olmak gerekirse,
iki asırdır çıkardığımız düşünürleri
ve onların ortaya koyduğu keşfedilmemiş kıta’yı andıran muazzam entelektüel birikimi
biz tanıyor muyuz ki, başkaları, bizim dışımızdaki Müslümanlar tanımıyor diye şikâyet etmeye hakkımız olsun!
Ama bu sorunlar geçici ve kolaylıkla aşılabilecek sorunlar. Gerek biz, gerekse İslâm dünyası, bizim
iki asırdır ortaya koyduğumuz entelektüel birikimi keşfettiğinde ve bu birikimle yüzleşip bu birikimden hem beslenmeye hem de bu birikimi tartışmaya başladığında
ortaya çıkacak manzara ve alacağımız mesafe çok daha umut vadeden, ufuk sunan kanatlandırıcı bir manzara olacak inşallah.

Vesselâm.

#Türkiye
#İslâm
#Batı
#Ahmet Cevdet Paşa
#Fuat Sezgin
#Sezai Karakoç
#İsmet Özel
#Cemil Meriç
2 yıl önce
Türkiye, neden beklenen’dir?
Evvelbahar
Siz hiç “ayben”e para gönderdiniz mi?
Irak: Kurtların sessizliği…
Direniş meşrudur, tükür kardeşim
Columbia’da ‘Filistin’le Dayanışma Çadırları’