|
Yeni Uluslararası Askeri Düzen

ABD''nin Sırplara karşı başlattığı saldırının hedefi, Kosova''daki katliamı ve trajediyi sona erdirmek değil. Eğer Amerikan yönetiminin sözde "insani yardım" stratejisiyle başlattığı hava harekatının hedefi, gerçekten Kosova''ya yardım yapmak olsaydı, bugün Kosova''daki katliamlar yaşanmayacak; aksine önlenmiş olacaktı.

Ortaya çıkan manzara, ürkütücü bir katliam manzarası. Eğer Amerikan yönetimi, isteseydi, hem bu katliamı önleyebilir; hem Kosova''nın yakılıp yıkılarak boşaltılmasıyla sonuçlanan etnik temizleme faciasını engelleyebilir; hem de gözü dönmüş cani Sırp lider Miloseviç''i yıllar önce dize getirebilirdi.

Sırpların, Bosna trajedisinden bu yana işlediği katliamlara sadece göz yumulmakla yetinilmesi; ABD''nin NATO''yu kullanarak Sırpları bombalamasının, Kosova''da müdahaleden öncekinden daha fazla katliam yaşanmasına yol açması, üstüne üstlük de hiç bir medya kuruluşunun bu katliamları tüm dünyaya ulaştırmasına bile izin verilmemesi.

Stratejik Savaşlar ve Stratejik Haritalar

Dolayısıyla şu an Balkanlarda coğrafi bir savaştan çok stratejik bir savaşla karşı karşıyayız. Bu stratejik savaşı Batılı stratejistler, ABD''nin yeni bir uluslarası düzen kurmak amacıyla başlattığını belirtiyor ve bu düzeni Yeni Uluslararası Askeri Düzen olarak tanımlıyorlar.

Amerika''da yayımlanan haftalık haber-yorum dergisi The Nation''ın henüz piyasaya sürülmeyen 19 Nisan tarihki nüshası, bu konuyu kapak yaptı. Dergide, Yeni Uluslararası Askeri Düzen kavramını, çeşitli açılardan tartışan yazılar yer alıyor.

Uluslararası barış ve güvenlik alanında profesör olan Michael T. Klare''in kaleme aldığı derginin editoryal yazısında Yeni Uluslalarası Askeri Düzen kavramı''nın Clinton Doktrini olduğu belirtiliyor ve Clinton Doktrini''nde Yeni Uluslararası Askeri Düzen''in hayata geçirilmesinde NATO''nun önemli bir rol üstlendiği ve NATO''nun bu rolünün NATO''yu pasif bir güvenlik paktından aktif ve agresif bir "aygıt" haline getirdiği vurgulanıyor.

Körfez Savaşı ile temelleri atılmaya çalışılan Bosna trajedisiyle ivme kazandırılan ve Kosova trajedisiyle iyice pekiştirilmek istendiği gözlenen Yeni Uluslararası Askeri Düzen''in başmimarı Amerika''nın rakiplerinin Körfez''de de, Balkanlarda da Rusya ve özellikle de Avrupa olması hiç de tesadüfi değil.

Yani, ABD (İsrail''i de yanına alarak) Orta Doğu''nun, Balkanların, Kafkasların ve Orta Asya''nın jeo-stratejik, jeo-ekonomik, jeo-politik ve jeo-kültürel haritalarını yeniden çiziyor. Rakip olarak gördüğü güçleri de teker teker pasifize etmeye çalışıyor.

İslam Dünyasını Kuşatma Operasyonu

Buraya kadar yaptığım çözümlemelere dünyanın önde gelen pek çok gözlemci ve yorumcusu da katılıyor. Atlandığını veya gözardı edildiğini düşündüğüm nokta şu: ABD''nin İsrail''le birlikte stratejik eksenli operasyonlar yaptığı bu bölgenin İslam coğrafyasının merkezini oluşturduğuna ve çekirdeğini de Türkiye''nin teşkil ettiğine dikkatinizi çekmek isterim.

Aslında tüm bu operasyonların asıl hedefi, orta veya uzun vadede müslümanlığın siyasi, ekonomik ve kültürel olarak baş aktör konumuna ulaşma potansiyeli taşıdığı İslam dünyasının kuşatma ve kontrol altına alınmak istenmesidir. Türkiye''deki 28 Şubat süreciyle birlikte başlatılan operasyonların da bu amaca matuf olduğu gerçeğine dikkat çekmek istiyorum. Yeni Uluslararası Askeri Düzen''de bölgemizdeki ülkelere ve özellikle de Türkiye''ye biçilen rol, burada sözünü ettiğim anlamda İslam dünyasını kuşatma operasyonunda her şeyden önce ABD (ve İsrail''in) çıkarlarını korumak anlamına gelen "istikrar unsuru olma rolü".

Ülkemizin çıkarlarını her şeyin üstünde tutan kimi siyasilerimize ve elitlerimize bu gerçekleri gözönünde bulundurarak uzun soluklu ve pratik projeler ve politikalar geliştirmelerini öneriyorum.

Daha Heyecanlı ve Okunur Bir Gazete

Son olarak bir kaç cümleyle de olsa birazcık da gazetenin mutfağından okuyucularımızı haberdar etmek istiyorum. Türkiye''nin birikimi sloganıyla yayın hayatını sürdüren Yeni Şafak, bu ilkeden yola çıkarak basınımızın en bağımsız, dürüst ve objektif yayıncılık yapan gazetelerinden biri olmayı sürdürecek. Bugüne kadar izlediği yayın çizgisiyle kazandığı saygınlığımızı, bu ilkelerden ödün vermeden devam ettirebileceğimizin bilincindeyiz.

Başta Yayın Danışmanımız Akif Emre, Yayın Koordinatörümüz Mehmet Ocaktan, Ankara Temsilcimiz Mustafa Karaalioğlu ve Yazı İşleri Müdürümüz Yusuf Ziya Cömert olmak üzere gazetede oluşturduğumuz güçlü, dinamik ve heyecanlı bir ekiple, sizlere her geçen gün daha okunur, daha dolu dolu bir gazete sunmanın kıvancı içinde olduğumuzu ve önümüzdeki günlerde yepyeni ataklarla daha iyi bir gazete sunmak için kollarımızı sıvadığımızı anımsatmak istiyorum. Her geçen gün daha heyecanlı ve daha okunur bir Yeni Şafak sunmak için çaba gösteren tüm Yeni Şafak ekibine burada bir kez daha teşekkür etmeyi borç biliyorum. Huzur dolu bir hafta dileğiyle...

25 yıl önce
Yeni Uluslararası Askeri Düzen
Türkiye’nin tezlerini kim anlatacak…
Enflasyon ile mücadelede beklentileri kırmak ve fiyat yapışkanlığının önüne geçmek
Cari açık ve Gabar’dan gelecek 3,2 milyar dolar
Küresel savaşın kaçınılmazlığına dâir
Yeni tehditler ve Türkiye’nin kurumsal güncellenmesi