İsrail polisi, işgal altındaki Doğu Kudüs’te bulunan Mescid-i Aksa’da, fanatik Yahudilerin baskınını önlemek için nöbet tutan Filistinlilere sabah saatlerinde bir saldırı daha düzenlemişti.
Alçak saldırıya ilişkin Kudüs Şurası tarafından dayanışma çağrısı yapıldı. Yapılan yazılı açıklamada şu ifadelere yer verildi:
"SALDIRI TÜM MÜSLÜMANLARA YAPILMIŞTIR"
İnananların yeryüzünde üç haremi olan Mescid-i Haram, Mescid-i Nebevî ve Mescid-i Aksa onların kutsal emanetidir. Buraların dokunulmazlığını, ismetini ve izzetini korumak Müslümanların ortak ahlaki ve hukuki sorumluluğudur. Haremlere yapılan herhangi bir saldırı bütün Müslümanlara yapılmış bir eylemdir.
"HAREMİN İSMETİNE LEKE SÜRDÜRÜLMEMELİDİR"
Bu itibarla işgalci siyonist güçlerin kutlu Ramazan ayında haremimize ve orada ibadet eden kardeşlerimize karşı gerçekleştirdikleri vandalca saldırı bütün İslam milletlerini hedef alan bir saldırıdır. Horlanan bizim izzetimiz, aşağılanan bizim dinimiz, akan bizim kanımızdır. Tüm unsurlarıyla ve imkanlarıyla ümmet buna karşı aynı sertlikte karşı koymalı, asla zaaf göstermemeli ve hareminin ismetine leke sürdürmemelidir.
"ATILMAYAN ADIMLAR SİYONİSTLERİ CESARETLENDİRECEKTİR"
Unutmayalım ki, bundan önce de defalarca siyonist işgal Mescid-i Aksa'ya saldırma cüretinde bulunmuştu. Dolayısıyla bugün atılmayan her ciddi adım siyonistleri yarın için daha çok cesaretlendirme ve vandallıklarını ödüllendirme anlamına gelecektir.
"CİDDİ YAPTIRIMLAR UYGULANMALIDIR"
Asil milletimiz, Kudüsle ilgili her olayda haklı tepkisini meşru yollardan göstermektedir. Artık hükümetimizden beklentimiz kınama beyanları ötesine geçip İsrail'e ciddi yaptırımlar uygulamasıdır. Sözün bittiği bir noktada yapılması gereken vandalların anlayacağı dilden, milli duruşa yakışan bir kararlılık ve eylemdir.
"SALDIRILAR MİLLİ GÜVENLİK MESELESİ KABUL EDİLMELİ"
Başta ifade ettiğimiz çerçevede bizim açımızdan Mescid-i Aksa'ya yapılan saldırı bir milli güvenlik meselesidir. Vatandaşlarımızın kutsal ziyaret yerlerinin güvenliğinin sağlanması ülke sınırlarımız içindeki bir caminin güvenliğinden bağımsız kabul edilemez. Milli savunma konseptimizin bu çerçevede güncellenmesi kaçınılmaz bir zorunluluktur.
"GÜÇLÜ BİR DAYANIŞMA GEREKİYOR"
Kurtuluş destanı ile kazandığımız milletin ve ümmetin bağımsızlık ve birliğinin sembolü olan Türkiye Büyük Millet Meclisimiz bütün siyasi partileriyle yekvücut olarak Filistin halkının yanında olduğunu dünyaya göstermeli, farklılıkları bir kenara bırakarak güçlü bir dayanışma ortaya koymalıdır.
