İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani'nin geçtiğimiz hafta Avrupa'ya düzenlediği seyahat, İran ile Avrupalı dev şirketler arasında milyarlarca dolarlık anlaşmalarla sonuçlandı. İran'a yönelik uluslararası ambargoların kaldırılmasının hemen ardından gerçekleşen bu seyahatin, aynı zamanda gelecek ay İran'da yapılacak olan büyük seçime hazırlık manevrası olduğu görüşü yaygınlık kazanıyor.
İlk bakışta sadece büyük ölçekli ekonomik anlaşmaların imzalanması amacıyla düzenlendiği sanılabilecek Ruhani ziyaretinde birkaç önemli detay daha bulunuyor. Yapılan ticari anlaşmalarla İran'ın iç politikası arasında derin bir ilişki var.
2013'teki seçim çalışmaları sırasında Ruhani'nin üzerinde durduğu ana mesele, İran'ın Batı'yla arasını açan nükleer programı sonlandırma konusuydu.
2010'dan beri İran ekonomisini bu ambargoların felç ettiğini yineleyen Ruhani, ambargoların kalkmasının İran'ın önündeki en büyük adım olduğunu vurgulamaktaydı. Ruhani, Batı'yla varılan mutabakatın ve imzalanan yeni anlaşmaların meyvelerini topladığını kendi seçmen kitlesine zaman kaybetmeden gösterebilmenin yollarını aradı. Bu şekilde hem seçmen kitlesini garantiledi, hem de nükleer programı sonlandırarak ambargolardan kurtulma kararını eleştirenleri köşeye sıkıştırdı.
Sistem içerisindeki köklü gruplarla mücadele etmenin yollarını arayan Ruhani, Avrupa'ya gerçekleştirdiği gezilerde birinci elden devasa ticari anlaşmalara imza atarak İran iç politikasında güç kazanmayı hedefliyor. Bu şekilde Ruhani, Mahmud Ahmedinecad döneminde karalanan İran imajını, uluslararası ve bölgesel bir aktör olarak yeniden inşa etmeye çalışıyor.
