|

Kudüs’teki varlığımız Anadolu ile kaimdir

İngiliz sömürgesi Hindistan’a giden yolda önemli bir merkez olan Kudüs Sancağı, Gazze üzerinden kuşatılır. Cemal Paşa komutasındaki askerin vermiş olduğu topyekun mücadele karşısında iki defa bozguna uğratılan İngilizlerin üçüncü Gazze Muharebesi’nde aldıkları galibiyet sonucu, 104 yıl önce bugün kutsal şehir Kudüs, hakimiyetin sembolü olan Türk bayrağına veda etmiştir.

00:00 - 9/12/2021 Perşembe
Güncelleme: 22:53 - 8/12/2021 Çarşamba
Yeni Şafak
 İLLUSTRASYON: CEMİLE AĞAÇ YILDIRIM
İLLUSTRASYON: CEMİLE AĞAÇ YILDIRIM
Gökhan Gökçek
/ Tarihçi-Yazar

Kudüs, insanlığın ortak değeri olmanın dışında dünya üzerindeki mücadelelerin merkezi olmuştur. M.Ö. XIX ve XVIII. yüzyıllara kadar tarihlenen belgelerde şehrin adı “Urusalim” olarak zikredilir. Daha sonra bu kullanım Avrupa tarih yazımında “Jerusalem” isimlendirmesini ortaya çıkarır. Pek çok milleti ve medeniyeti sinesinde barındıran Kudüs, Hz. Ömer’in fethinden sonra Müslümanların idaresine geçer. Çeşitli İslam devletlerinin hakimiyetinden sonra Haçlıların işgaline uğrayan Kudüs, Selahaddin Eyyubi’nin fethiyle beraber yeniden İslam beldesi olur. Memluklerden sonra Yavuz Sultan Selim’in Veziriazamı Sinan Paşa’nın harekatıyla Osmanlı Devleti toprağı olan Kudüs’teki Türk hakimiyeti, 1917 Aralık’ına kadar sürecektir.


HANİFLİĞİN SEMBOL ŞEHRİ

Semavi üç büyük dinin kutsal mekanlarını barındıran Kudüs, Osmanlı Devleti hakimiyetinde bir İslam şehri kimliğini koruyup geliştirse de her türlü etnik ve dini unsurun bir arada yaşadığı kozmopolit bir bölge olmuştur. Babası Yavuz Sultan Selim’in fethettiği şehrin yaklaşık 1000 küsur yıldır harabe şeklinde olan surlarını inşa ettiren Kanuni, Yafa’dan Kudüs’e uzanan kısmı birleştirip buraya bir kapı inşa ettirir. Şehirdeki üç semavi dinin mekanlarından mülhem şehrin ortak bir payda olmasını istercesine kapının girişine “Lâ ilâhe illâllah, İbrahim halilullah” yani “Allah’tan başka ilah yoktur, İbrahim de onun dostudur.” yazdırır. Böylelikle büyük mücadelelerin şehri olan Kudüs, büyük bir imparatorluk bünyesinde Hanifliğin sembol şehri haline gelir.

ARTUK BEY’İN ÜÇ OKU

Kudüs’teki Türk hakimiyeti, Büyük Selçuklu hükümdarı Sultan Alparslan’ın 1071 tarihli Malazgirt Zaferi’nden kısa bir süre sonra başlar. Suriye ve Filistin hattında da fütuhata girişen Emir Atsız, Kudüs’ü aynı yıl fetheder. Atsız’ın vefatından sonra bir başka Selçuklu beyi olan Artuk, Kudüs’e tayin edilir. Selçuklu tarihi ile ilgili önemli bilgiler veren tarihçi Urfalı Mateos, Yeniden Diriliş (Kıyamet) Kilisesi tavanına Artuk Bey tarafından hakimiyetin sembolü üç ok atıldığını ve bu okların uzun süre burada kaldığını ifade edecektir. Artuk Bey’den sonra Fatımiler ve Haçlıların hakim olduğu Kudüs, büyük İslam kahramanı Selahaddin Eyyubi’nin fethinden sonra Memluk ve Osmanlı devletleri eliyle yeniden Türklerin idaresine geçecektir. Bu bakımdan ifade etmek gerekir ki Kudüs, Anadolu’nun fethiyle aynı zamanda vatan kılınmış henüz –pek çok kadim Türk yurdunda olduğu gibi- ancak 100 yıl önce terk edilmiştir.

İNGİLİZLERE KARŞI TOPYEKUN MÜCADELE

Osmanlı Devleti’nin ömrünün sonlarında düşmanla yaşadığı muharebeler kadar iç işlerinde yaşadığı sorunlar da yıkılış sürecini hızlandırmıştır. Özellikle ayrılıkçı propagandalar Birinci Cihan Harbi’ndeki Osmanlı Devleti’ni daha da zora sokar. İslam halifesine karşı yapılan ayrılıkçı İngiliz propagandasına karşı Osmanlı Devleti, İttihat ve Terakki’nin üç büyük isminden birisi olan Cemal Paşa’yı Suriye’ye gönderir. Amaç bölgedeki İngiliz destekli ayrılıkçı hareketleri bastırmak ve yine bölgeyi savaşa hazırlamaktır. Suriye vilayetine bağlı dört sancaktan birisi olan Kudüs’e gelen Cemal Paşa ilk iş olarak Fransız Cizvitler tarafından kullanılan St. Anna Kilisesi’nin binasını Selahaddin Eyyubi Külliyesi adıyla bir üniversiteye çevirir. Arapların ve Türklerin tarihindeki büyük İslam kahramanlarından olan Eyyubi’nin isminin konması ortak değerler üzerinden bağları daha da güçlendirme çalışmasıdır.

Hz. Peygamberin doğum günü olan Mevlid Gecesinde, Başkumandan Vekili Enver Paşa’nın katıldığı Mescid-i Aksa’daki mevlit programı yapıldıktan sonra Aksa’da dualar edilir ve Kudüs Selahaddin Eyyubi Külliyesi’ne Enver ve Cemal Paşalar öncülüğünde açılış öncesinde bir yürüyüş gerçekleştirilir. Buradaki eğitim kurumunun asıl amacı İngiliz propagandası altında Osmanlı Devleti ve Halife karşıtı faaliyetlerde bulunan Mısır’daki el Ezher ve Hindistan’daki Aligarh Koleji’ne karşı anti-emperyalist bir din öğretimi gerçekleştirmektir.

Lakin bu çabalar, İngiliz işgaliyle son bulacaktır.

TAHRİP EDİLMEMESİ İÇİN TESLİM EDİLİR

Hristiyanlık için taşıdığı önemin dışında İngiliz sömürgesi Hindistan’a giden yolda önemli bir merkez olan Kudüs Sancağı, Gazze üzerinden kuşatılır. İngilizler, I. Gazze Muharebesi’nde büyük kayıplar vererek geri çekilirler. Sömürgelerinden getirdikleri birliklerle kısa sürede takviyelerini tamamlayan İngiliz ordusu, Filistin Cephesi’ndeki II. Gazze Muharebesi’nde de hezimete uğrar.

Enver Paşa, Dördüncü Ordu Komutanı Cemal Paşa’ya, Padişahın da bu durumdan duyduğu memnuniyeti belirten bir telgraf çekerek, orduyu tebrik edecektir. İngilizler daha önce Şerif Hüseyin öncülüğündeki Araplara vaat ettikleri Kudüs ve civarını, uğradıkları iki bozgundan sonra Yahudileri kazanmak için, Balfour Deklarasyonu adıyla bu sefer de Yahudiler’e vaat ederler. Üçüncü Gazze Muharebesi de muzaffer imajı kırılan İngilizlerin bu adımından sonra başlar. Gerek yeni komutanları General Allenby’nin etkisi gerekse de isyancı Arapların tutumu ve yeterli iaşe ile ikmalin sağlanamaması, ne yazık ki üçüncü bir başarıyı getirmez.

Önce 7 Kasım 1917’de Gazze düşer akabinde Kudüs tamamen kuşatılır. İyi donatılmış İngiliz işgal ordusunun top atışları şehri tahrip etmeye başlar. Direnişin kutlu beldeyi koruyamayacağını anlayan Kaymakam İzzet Bey, üç büyük din tarafından kutsal kabul edilen şehrin tahrip olmaması için İngilizler’e şehri teslim teklifinde bulunur. General Allenby’nin Kudüs’e giriş tarihi olan 9 Aralık 1917’de, Osmanlı Devleti’nin müttefiki olan Almanya’da dahi kiliseler çan çalarak, şehirdeki Hristiyan hakimiyetini kutlayacaktır.



#Kudüs
#Anadolu
#Hindistan
#Gazze
#Cemal Paşa
#Yavuz Sultan Selim
#Selahaddin Eyyübi
2 yıl önce