Elektrikli otomobiller 2 bin 415 adetlik satışıyla geçen seneyi 5’e katladı.

Otomotiv Distribütörleri Derneği (ODD) Kasım ve toplam 11 ayın otomobil ve hafif ticari araç satışları rakamlarını açıkladı. ODD verilerinin en dikkat çekici yanı ise çip krizinden kaynaklı arz sorunu yaşanırken hibrit ve elektrikli araçların yoğun ilgi görmesi oldu.

HİBRİT SATIŞLARI PATLADI

2020’nin ilk 11 ayında 20 bin 373 adet hibrit satılırken, bu yılın aynı döneminde ise iki katını da geçerek 45 bin 190 adede yükseldi. Türkiye’deki hibrit pazarından en yüksek payı ise Toyota aldı. Hemen hemen tüm markaların hibrit modeli bulunurken, elektrikli araca geçiş sürecinde hibrit büyük katkı sunuyor. Hibritin rağbet görmesinin bir diğer nedeni ise dizel araçların üretiminin azalmış olması. Emisyon hedefleri doğrultusunda üretimden kalkan dizel araçların sağladığı performansı hibrit otomobiller sağlayabiliyor.

ELEKTRİKLİDE VOLTAJ YÜKSELDİ

Bulunurluk sorunu elektrikli araç satışlarına pozitif olarak yansıdı. Artan menzilleri ile yaygınlaşan şarj istasyonları tüketicinin gözünde güvenilirlik ve ulaşım noktasında artırırken, gelecekteki teknolojilere de adapte süreci olarak görülüyor. Bu yılın ilk 11 ayında 2 bin 415 elektrikli otomobil yollara çıktı. Geçen senenin aynı döneminde bu rakam 568 adetti. Bu rakamlarla elektrikli araç satışları ise yaklaşık 5 katına ulaşmış oldu.

HAFİF TİCARİ PAZARI DOMİNE ETTİ

Türkiye otomobil ve hafif ticari araç pazarı, Ocak-Ekim 2021’de geçen yılın aynı dönemine yüzde 1 büyüyerek 675 bin 107 seviyesinde kaydedildi. Aynı dönemde otomobil satışları yüzde 2,1 azalarak 518 bin 294 olurken, hafif ticari araç satışları yüzde 12,7 artarak 156 bin 813’e ulaştı.

Tedarik sorunu sürüyor

Fiat, 110 bin 904 satışla ilk sırada yer aldı. Fiat’ı, 70 bin 615 satışla Renault ve 64 bin 904 satışla Volkswagen takip etti. Ford 60 bin 204 satışla dördüncü, Toyota 45 bin 959 satışla beşinci sırada yer aldı. Öte yandan, sektör temsilcileri pazarda araç bulunurluğu noktasında hala sorunlar yaşandığını, müşterilerin her istediği aracı bulamadığını, dolayısıyla markaların “elinde araç bulundurabildiği” ölçüde satış yapabildiğini belirtiyor.