|

Rüzgarda potansiyel güçlü

TÜREB Yönetim Kurulu Başkanı Ataseven "Türkiye'nin mevcut rüzgar potansiyeli, toplamda 72 bin megavatlık kurulu gücün yaklaşık yarısından fazla" diye konuştu.

Yeni Şafak
18:17 - 28/02/2016 Pazar
Güncelleme: 16:20 - 28/02/2016 Pazar
AA

Türkiye Rüzgar Enerjisi Birliği (TÜREB) Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Serdar Ataseven, Türkiye'nin toplam kurulu gücünün yarısından daha fazla rüzgar enerjisi potansiyeli olduğunu belirterek, "Bu potansiyelin yaklaşık 38 bin megavatı karada,10 bin megavatı ise denizde bulunuyor. Rüzgarda yatırımların hızlanması için ilgili tüm bakanlıkları kapsayan 'çatı mevzuat' ile başvuru süreci kısaltılabilir" dedi.



Ataseven, Türkiye'nin rüzgar enerjisi potansiyeline ilişkin yaptığı değerlendirmede, Yenilenebilir Enerji Genel Müdürülüğünün daha önceden gerçekleştirdiği ve sınırlı teknolojiye dayanan çalışmalarının, ciddi sonuçlar ortaya koyduğunu söyledi.



Rüzgar enerjisi potansiyelinin zaman kaybetmeden değerlendirilmesi gereğinin altını çizen Ataseven, "Türkiye'nin mevcut rüzgar potansiyeli, toplamda 72 bin megavatlık kurulu gücün yaklaşık yarısından fazla. Toplamda 48 bin megavat tekno-ekonomik potansiyel var, bunun yaklaşık 10 bin megavatı denizdeki (offshore) rüzgar gücünden oluşuyor. Yüksek teknoloji ve akıllı yatırımlarla bu potansiyeli değerlendirmeliyiz" ifadelerini kullandı.



Bu yıl hedef daha büyük


Geçen yıl seçim dönemi olmasına rağmen, rüzgarda 956 megavatlık kurulu güç ilavesi gerçekleştirildiğini hatırlatan Ataseven, şimdiye kadar bir yılda ulaşılan en yüksek değer olduğunu vurguladı. Ataseven, bunun bu yıl aşılmasının hedeflendiğini söyledi.



Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığının 'Strateji Belgesi'nde 2023 yılına kadar, kurulu gücün yüzde 20'sinin yenilenebilir kaynaklardan karşılanmasının öngörüldüğünü ifade eden Ataseven, bunun için rüzgardan elektrik üretiminde var olan sıkıntıların iyi yönetilmesi gerektiğini kaydetti.



Ataseven, iletim kapasitesindeki kısıtın sadece Türkiye'ye has bir durum olmadığını aktararak, "Daha fazla rüzgar gücünü sisteme bağlanabilir hale getirmek için iletim hatlarında alt yapı çalışmalarına hız verilmesi gerektiğini" vurguladı.



"Rüzgarda asıl yan sanayi önemli"


Rüzgar türbini ve diğer parçalarda illa "kendi markamızı oluşturalım" diye diretmenin bir anlamı olmadığını belirten Ataseven, "Türbin fabrikaları açılarak, yan sanayi üretimi çok hızlı gelişebilir, hatta otomotiv sektöründe faaliyet gösteren firmalar rüzgar sektörüne geçiş yapabilir" diye konuştu.



Ataseven, Türkiye'de kanat ve kule üretimi olduğunu ve iki parçanın üretiminin toplam türbin maliyetinin yaklaşık yüzde 50'sinden fazla olduğunu hatırlattı.



Rüzgar yatırımlarında parçaların yarısının Türkiye'de yapıldığını belirten Ataseven, sektördeki ağır ilerlemenin asıl nedeninin karşılaşılan yasal zorluklar olduğunu dile getirdi. Ataseven, şöyle konuştu:



"Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı kabul sürelerini ciddi ölçüde kısalttı ancak, yine de mevzuatın daha sade ve kısa olması gerektiğini düşünüyoruz. Bugün Türkiye şartlarında bakıldığında inşaat öncesi dönem; elektrik üretimi için lisans başvurusu yapmanızdan önceki dönem, en az bir yıllık bir ölçüm gerekiyor. Toplamda 40'ın üzerinde kurum ve kuruluştan izin almanız gerekiyor. İnşaat öncesi şantiyede sahaya girmeye kadar olan süreç, yaklaşık 5-7 yıl arasını buluyor. Sahaya girdiğinizde ise 1 yıl içinde bitirebiliyorsunuz. Rüzgar yatırımlarının üretime geçmesi Türkiye'de 7,5-8 yılı buluyor. 2020 yılına kadar işletmeye giren rüzgar santralleri için 7,3 sent/dolar alım garantisi var, bu sürenin uzatılması konusu değerlendirilmeli."



#Rüzgar Enerjisi
#Türkiye Rüzgar Enerjisi Birliği (TÜREB) Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Serdar Ataseven
8 yıl önce