12 Eylül darbesinin mimarı Kenan Evren darağacına gönderilen gençler için 'Bir sağdan, bir soldan astık' dediğini itiraf etti. 12 Eylül davasında sanık yatağından savunma yapan Evren "Adaletli olsun diye bir sağdan bir soldan dedim. Bir sağdan, bir soldan asarak tarafsızlığımızı gösterdik' dedi.
12 Eylül 1980 darbesiyle ilgili dönemin Genelkurmay Başkanı ve 7. Cumhurbaşkanı Kenan Evren ile Hava Kuvvetleri Komutanı emekli Orgeneral Tahsin Şahinkaya hakkında açılan davanın 10. duruşması dün yapıldı. Ankara 12. Ağır Ceza Mahkemesi'nde geçtiğimiz gün görülen duruşmada tedavi gördükleri hastanelerden tele-konferans yöntemiyle sanık sandalyesine oturan Evren ve Şahinkaya, dün savunma yaptı. Sanıkların görüntüleri, yine 4 LCD ekran aracılığıyla salona yansıtıldı.
Duruşmaya katılanların tutanağa geçirilmesinin ardından mahkeme ile Evren'in yattığı Ankara GATA ve Şahinkaya'nın tedavi gördüğü İstanbul GATA arasında kurulan tele-konferans sistemi açıldı. İki sanığın da yataklarında bulunduğu görüldü. Evren siyah kazak, Şahinkaya ise pijama üzerine lacivert hırka giyerken, iki sanığın yanında geçtiğimiz gün alınan ara karar uyarınca birer naip hakim görev yaptı. Evren ve Şahinkaya'nın yanında sağlık görevlileri de hazır bulundu. Müdahil avukatların talebi üzerine ilk olarak Tahsin Şahinkaya savunmasını yaptı.
Sanık Şahinkaya'nın ardından savunma yapan Kenan Evren, endisinin Cumhurbaşkanı olduğunu ve hesabını millete verdiğini dile getirdi. Evren, ihtilallere sebep olarak siyasilerin beceriksizliğini göstererek TSK'nın iktidar meraklısı olmadığını savundu. Kurucu iktidar olduklarını dile getiren Evren, mahkemenin kendilerini yargılamaya yetkisi olmadığını söyledi. Evren, 'Bugün de olsa yine aynı şeyi yaparım' dedi. Demokrasinin olduğu yerde ihtilalin olmayacağını ifade eden Evren, kendisini ancak tarihin yargılayacağını söyledi.
Evren, mahkeme heyetinin 'Yaptığınız birçok konuşmada, 'Birçok sivil gelip neden yönetime el koymuyorsunuz' dediğiniz bilinmektedir. Sizi darbeye yönlendiren sivilleri sayar mısınız' sorusuna 'Bunları hatırlıyorum, ama isimlerini bilmiyorum' karşılığını verdi. 'Katıldığınız bir programda, adaletli olsun diye 'Bir sağdan bir soldan astık' şeklinde bir cümle kurdunuz. Bunu ne amaçla söylediniz? Adam asmak eylemi bu kadar basite indirgenebilir mi? Bu hususu açıklar mısınız' sorusuna Evren itiraf niteliğinde cevap verdi.
Evren'den itiraf niteliğinde bir cevap geldi. Evren, 'Söyledim. Sağda olanlar var, solda olanlar var. Yalnız sağdakileri verip de idam ettirip, bir sağdan, bir soldan... Bunla hiçbir tarafı tutmadığımızı, bitaraf olduğumuzu anlatmak istedik' diye konuştu. Bu sırada mahkemede bulunanlardan bazıları, 'Ondan sonra da insanım diye yaşıyorsunuz, değil mi' diye tepki gösterildi. "Biz, ihtilal yaptık, ihtilale teşebbüs etmedik. Herkesin ihtilal ile ihtilale teşebbüsün aynı şey olmadığını bilmesi gerekir" diyen Evren, mahkemenin sorularını cevaplamayacağını söyledi. Sanık konumunda olmadığını iddia eden Evren, savunmasının ardından sağlık kontrolünden geçti.
Darbe davasının sanıkları Evren ve Şahinkaya, mahkemenin kendilerini yargılama yetkisinin bulunmadığını iddia ederek "Bizi ancak tarih yargılar" dedi. Şahinkaya, savunması sırasında 'Ben 12 Eylül darbesini emir komuta içerisinde yapan Türk Silahlı Kuvvetleri'nin Hava Kuvvetleri Komutanıydım. Milli Güvenlik Konseyi üyesiydim. Bizim muhatabımız büyük Türk milletidir. Türk Silahlı Kuvvetleri 12 Eylül 1980'de Türk milletine olan görevini yerine getirmiştir. Bizler o gün için en doğru olanı yaptık. 12 Eylül müdahalesi Türk ve dünya tarihinde yerini almış tarihi bir olaydır. Tarihi olayları ancak tarih yargılar" dedi.
Sanık Şahin-kaya'nın 'Sorulara cevap vermeyeceğim' demesi üzerine müdahil avukatlardan Ömer Kavili, "Bir cevap vermemesinin bir anlamı yok. Ancak tarihe not düşülmesi açısından, hukuki gerçeğin ortaya konması açısından sorgunun sürmesi elzemdir" ifadelerini kullandı. Müdahil avukatları, sorulara cevap verilmese de soruların kayda geçilmesi açısından sorulması gerektiğini ifade etti. Kısa bir ara verdikten sonra kararı açıklayan Mahkeme Başkanı İnce, "Sanık her ne kadar sorulara cevap vermeyeceğini ifade etmiş ise de devam edecek sorularda sanığın savunması açısından cevaplamak istediği soruların bulunabileceği ihtimali ve dolayısıyla cevap vermemesinin engellenmemesi açısından müdahil vekillerince sorulacak soruların zapta geçirilmesine" oy birliğiyle karar verildiğini duyurdu.
Duruşmada ilk olarak Evren'in savunmasının alınacağı açıklandı. Mahkeme Başkanı Süleyman İnce, Evren'e iddianamedeki suçlamaları özetledikten sonra yasal haklarını hatırlattı. İnce, 'Haklarınızı anladınız mı? Savunmanızı kendiniz mi yapacaksınız? Müdafiniz eşliğinde mi savunma yapmak istiyorsunuz' diye sordu. Evren, 'Ben bu konuda bir şey söylemek istemiyorum' karşılığını verdi. Bunun üzerine İnce, 'O noktaya gelmedik daha' diyerek, aynı soruyu tekrarladı. Evren bu defa da 'Bizim bu işkence olaylarıyla ilgimiz yok' ifadesini kullandı. İnce'nin soruyu tekrarlamasıyla Evren, 'Evet' dedi. İnce, daha sonra Şahinkaya'ya, savunmasını avukat eşliğinde yapıp yapmayacağını sordu. Şahinkaya, soruya 'Evet efendim' yanıtını verdi. Müdahil avukatlardan Arif Ali Cangı, 'sanıklar arasındaki astlık ve üstlük ilişkisi dikkate alınarak, savunmalara Ali Tahsin Şahinkaya'dan başlanmasını' istedi. Mahkeme, talebi yerinde görerek, Evren'den önce Şahinkaya'nın savunmasını dinledi.
Müdahalenin ve alınan kararların Türk milletine açıklandığını ifade eden Şahinkaya, 'Komutanlarımın, benim ve diğer silah arkadaşlarımın 12 Eylül 1980 sonrasındaki tasarruflarından dolayı yetkisini, 1982 Anayasası'ndan alan yargının, Milli Güvenlik Konseyi'nden olan bize suç isnat etme veya yargılama şeklinde herhangi bir yetkisi yoktur. Milli Güvenlik Konseyi üyesi olarak, bana sanık sıfatı ne idareten ne hukuken mümkün değildir' dedi. Şahinkaya, savunmasının ardından 'sanık' sıfatı taşımadığını iddia ederek başka hiçbir soruya cevap vermeyeceğini söyledi.
Avukatlardan Fikret Babaoğlu, bunların tutanağa geçirilmesi sonrasında söz aldı. Babaoğlu, sanıkların sistematik işkence ve kötü muamele suçları yönünden de savunmalarının yapılması gerektiğini öne sürdü. Babaoğlu, 'İddianamenin hukuki değerlendirmesinde sanıkların 146. maddeden yargılandıkları yazılıysa da genel değerlendirme bölümüne baktığımızda sanıkların aynı zamanda sistematik işkence ve kötü muameleden de yargılandığı görülüyor. Bu anlamda sanıkları uyarmanız gerekiyor' dedi. Talebe ilişkin görüşü sorulan Cumhuriyet Savcısı Cemil Tuğtekin, 'iddianamedeki anlatım ve sevk maddesi doğrultusunda, sanıkların savunmalarının alınması gerektiği kanaatine varıldığından, sanıklar yönünden cezalandırılması istenen madde gözetilerek savunmalarının alınmasını' talep etti. Mahkeme heyeti, 'iddianamede işkence olaylarının yanı sıra başka olaylara da yer verildiğini ancak işkence ve bu olaylarda somut suç isnadında bulunulmadığını, mahkemenin daha önceki ara kararıyla sanıklar hakkında sistematik işkenceye neden olma suçlaması yönünden suç duyurusunda bulunulduğunu' belirterek, talebin reddine ve sanıkların savunmalarının, iddianamede belirtilen suç ve sevk maddeleri doğrultusunda alınmasına karar verdi.






