Kıbrıs Barış Harekatı'nın 36. yılında Boğazköy Şehitliği'nde yatan askerler dikkat çekiyor. Diyarbakırlısı, Bingöllüsü, Bursalısı, Ankaralısı beraber yatıyor Bogazköy Şehitliği'nde. İsimleri künyeleri yazılı ama üç mezar taşı var ki, onlarda ad yok, nam yok. Sadece bir kelime yazıyor. "Meçhul"
Kastamonulusu, Diyarbakırlısı, Bingöllüsü, Bursalısı, Ankaralısı... Hepsi koyun koyuna Boğazköy Şehitliği'nde yatıyor. Kıbrıslı kardeşlerini Rumlardan korumak ve kurtarmak için Anadolu'nun bağrından kopup gelmiş 20'li yaşların hemen başındaki gençler yatıyor Boğazköy Şehitliği'nde. Girne'ye giderken çıkılan tepeciklerin hemen yanında Boğazköy Şehitliği.
Kıbrıslı Türklerin, Rumlar tarafından baskı altına alınarak, şiddet, cinayet, tecavüz ve saldırılara maruz kalmasına son vermek için anavatandan kalkan uçaklar Kıbrıs sahillerine indi. Banyolarda küçücük çocukların, kadınların öldürülmesiyle sonuçlanan cinayetler nedeniyle Türkiye, yavru vatanını yalnız bırakmamış ve çıkarma yaparak Barış Harekatı'nı gerçekleştirmişti.
Bundan 36 yıl önce bir Temmuz gününde gerçekleşen harekatta Türk askeri, Kıbrıslı Türkleri koruma ve kollama görevini üstlenmişti. Şu anda olduğu gibi sıcak bir yaz günü olan 20 Temmuz'da birinci harekat başladı, bu harekatı ikincisi takip etti ve 16 Ağustos'a kadar süren Türk Silahlı Kuvvetleri'ne mensup subay, astsubay, er ve erbaşlar soydaşlarını Rumların baskısından kurtardı. Tabii ki bu bir savaştı. 'Ayşe tatile çıktı' parolasıyla başlayan bu savaşta, Türk birlikleri de kayıplar verdi. Bu savaşın sonunda şehit olanlar Boğazköy ve Karaoğlanoğlu şehitliklerine defnedildiler, memleketlerine gönderilmediler. Ancak büyük çoğunluğu Boğazköy'de yeraldı.
Şehitlerin isimleri tek tek belirlendi, kısa künyeleri çıkartıldı, memleketi, doğumu şehitliğin mezar taşlarına yazıldı. 326 şehit Boğazköy Şehitliği'nde yatıyor, soydaşlarını kurtarmanın gururu ve mutluluğuyla. Bu şehitlerin 300'ü Türk Silahlı Kuvvetleri'ne mensup, 26'sı da Kıbrıslı mücahit ordusunun neferleri. TSK'nın 300 şehidinden 18'i subay, 14'ü astsubay, 268'i de er ve erbaşlardan oluşuyor. İsimleri tek tek yazılı ama üç askerin mezar taşında 'meçhul' yazıyor.
O mezar taşlarının hepsinde isimleri yazan kahraman asker ve mücahitlerin yanında üç meçhul asker mezar taşı ise, 'biz de savaştık, biz de vatanımızı koruduk' der gibi adeta. Kimbilir belki Türk Silahlı Kuvvetleri'nin üç askeri, belki de mücahitlerden üç isim. Çıkarma sırasında şehit düşen bu askerlerin kim olduğu belirlenemeyince mezar taşlarına sadece 'meçhul' yazılmış. Bu üç meçhul asker de Kıbrıs savaşında verdikleri namus ve vatan mücadelesinde nefeslerinin sonuna kadar mücadele etmiş ve şehit düşmüş. Aslında ne farkeder, Çanakkale'de, Afyon'da, İzmir'de ataları feda etmemiş miydi canını? Şimdi de Güneydoğu'da, sınırda, doğuda yüzlerce askerimizin şehit olduğu gibi. Üç meçhul asker diğer arkadaşları gibi yatıyor Boğazköy Şehitliği'nde gururla, mağrur ve görevini yapmanın huzuruyla. Adeta 'siz rahat uyuyun Kıbrıslılar, biz canımızı verdik sizler için' der gibiler.
