Avrupa Birliği (AB) ile imzalanan Geri Kabul Anlaşması, sürdürülemez bir duruma evrildi. AB, vize serbestisi başta olmak üzere anlaşma karşılığında verdiği hiçbir sözü yerine getirmezken Türkiye, Avrupa’ya ulaşmasın diye yüzbinler göçmeni topraklarında durduruyor. Bu da yetmezmiş gibi Avrupa, Türkiye’ye göçmen iadesini hızlandırmayı konuşuyor. Uzmanlar, Türkiye’ye ağır yük haline gelen anlaşmanın iptal edilmesi gerektiğini ifade ediyor.
2016’DA YÜRÜRLÜĞE GİRDİ
Türkiye ile Avrupa Birliği düzensiz göçün önüne geçmek amacıyla Geri Kabul Anlaşması imzalandı. Başlayan mülteci krizi üzerine AB, Türkiye’den anlaşmayı yürürlüğe koyması talebinde bulundu. Müzakereler sonucunda anlaşma 2016’da uygulamaya kondu. Bu anlaşma karşılığında Avrupa Birliği, Türk vatandaşlarına yönelik vize serbestisi getirmeyi kabul etti. Birlik ayrıca mültecilere harcanmak üzere 6 milyar Euro fon sağlamayı kabul etti.
TÜRKİYE SÖZÜNÜ TUTTU
Türkiye, altına imza koyduğu anlaşmayı önemli oranda yerine getirdi. Anlaşmanın ardından Ege Denizi'nde düzensiz göç büyük oranda kontrol altında tutulurken, ölümler de önemli oranda azaldı. Söz konusu dönemde, göçmen geçişlerinde yüzde 96'nın üzerinde düşüş yaşandı. Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (BMMYK) verilerine göre, Avrupa'ya göçmen akınının zirve yaptığı 2015'te Ege Adaları üzerinden 856 bin kişi geçiş yaparken, bu sayı 2018'de 32 bin 494 oldu. Çoğu Avrupa’ya gitmeyi planlan Suriye, Irak, Afganistan ve Pakistan gibi ülkelerden gelen göçmenlerin Türkiye’deki sayısı ise 5 milyona dayandı.
AB SÖZLERİNİ TUTMADI
Türkiye verdiği sözleri yerine getirmesine rağmen Avrupa Birliği verdiği sözleri tutmadı. Türk vatandaşlarına vize serbesti için hala atılmadı. Göçmenler için vaat edilen 6 milyar euroluk fon ise yılan hikayesine döndü. Bugüne kadar projeler için aktarılan fon 2 milyar 35O milyon euroda kaldı. İmza ettiği anlaşmaya uymayan AB, son günlerde Türkiye’ye göçmen idadesini daha da hızlandırmayı konuyor. Uzmanlar, faydadan çok zarar veren anlaşmanın Türkiye’ye artık ağır geldiğini ifade ediyor.
- Tek taraflı çekilebiliriz
- İstinye Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı Prof. Dr. Mesut Hakkı Caşın "Eğer Türkiye bu anlaşmanın AB tarafından yükümlülüklerinin yerine getirilmediğini söylüyorsa anlaşmadan tek taraflı ayrılma hakkı var. Doğu Akdeniz'de Türkiye haklı olduğu halde, hiçbir şekilde AB uluslararası sularda taraf olmadığı halde herhangi bir tahkim, yargı kararı olmaksızın uluslararası hukuka aykırı olarak yaptırım uygulaması doğru değildir. Türkiye bunu gerekçe göstererek veya yükümlülüklerini yerine getirmediğini göstererek tek taraflı olarak bu anlaşmadan çekilebilir" ifadelerini kullandı.
- Hiç olmasa daha iyiydi
- Avrupa Parlamentosu eski milletvekili Ozan Ceyhun, "Geri kabul anlaşması hiç olmasaydı daha iyi olurdu. Geri kabul anlaşmasını Cumhurbaşkanımız görelim bakalım verdikleri sözü tutacaklar mı demişti. Bu anlaşmaya karşı her zaman tavır aldı. Ve bence doğru bir tavırdı. O yüzden bu anlaşmada Avrupalılar verdikleri hiçbir sözü tutmadılar. Geri kabul anlaşması Türkiye'nin beklediklerini karşılamadığı gibi, AB bir kez daha sözünü tutmayan taraf olduğunu göstermiş oldu. Türkiye tarafından bu anlaşmaya uymuyoruz denilirse ben de imzalarım" ifadelerini kullandı.
- Kapılar açılmalı AB bir fatura ödemeli
- Uludağ Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Tayyar Arı, "Bu anlaşma çok uzun süre yürürlükte kaldı. Çoktan iptal edilmesi gereken bir anlaşmaydı. Türkiye ile ilgili olumlu bir gelişme de yaşanmadı. Türkiye tek taraflı yükümlüklerini yerine getirmesine rağmen AB tarafından herhangi bir somut adım yok. Yükümlülükleri yerine getirilmediği için tek taraflı devam ettirmemek gerekiyor. Avrupa’yı korkunç bir göçten kurtararak Türkiye göçmenleri kabul ediyor. Bu da bize büyük bir yük oluyor. Kapılar açılmalı AB bir fatura ödemeli" şeklinde konuştu.
- AB yükü Türkiye’ye yükledi
- Bahçeşehir Üniversitesi Dekanı Prof. Dr. Nurşin Ateşoğlu Güney, "Bana göre anlaşma koşulları işlemiyor. Bu anlaşmanın iptal edilip koşullar oluşturulunca yeniden anlaşma yapılması daha uygundur. Sözlerini yerine getirmeyen Avrupa Birliği, bütün yükü Türkiye'ye yüklemiş bir durumda. Öte yandaan Suriyeli göçmenlerin de mağduriyeti var. Bir mülteci akımını daha Türkiye'nin kaldırması mümkün değil. Bu sorun sadece bizim değil. Avrupa'nın güvenliği Türkiye sınırlarından başlıyor. Yaşanan gelişmelere baktığımızda yeniden müzakere şart gözüküyor" dedi.
