Howard başörtüsünü savundu

Avustralya Başbakanı John Howard iktidar partisinden bazı milletvekillerinin Müslüman kız öğrencilere kamu okullarında başörtüsü yasağı getirilmesi teklifini reddetti. Anti terörizm konusunda destek almak amacıyla geçen hafta Avustralya'daki Müslüman liderlerle bir toplantı yapan Howard, böyle bir yasağı desteklemediğini belirterek, "Başörtüsünü yasaklarsanız, tutarlı olmak için Yahudilerin kippasını da, Sihlerin türbanını da yasaklamanız gerekir. Böyle bir karar almak da, bunu uygulamak da çok zor'' dedi.

Öte yandan Federal Eğitim Bakanı Brendan Nelson, devlet okullarında başörtüsüne yasak getirilmesine karşı olduğunu bildirdi. Eyalet eğitim bakanlarının tamamının da söz konusu yasağa sıcak bakmadıkları ifade edildi.

Müslüman Kadınlar Derneği Başkanı Maha Krayem Abdo ise, başörtüsünü yasaklamanın tehlikeli bir uygulama olacağını belirterek, "Müslüman kızlar dini inançlarını her Avustralya okulunda yaşama konusunda özgür olmalıdır. Avustralya eşit haklar konusunda dünyanın önde gelen bir ülkesidir. Başörtüsünü yasaklamak buna karşı gelmektir" dedi. Krayem Abdo, bir tarafta Avustralya Irak'ın özgürlüğü için mücadele ederken, diğer tarafta Bishop'ın Avustralyalı Müslümanlar'ın dini özgürlüklerini kısıtlayıcı teklifte bulunmasının büyük çelişki olduğunu da kaydetti. Müslümanlar, 20 milyonluk Avustralya nüfusunun yüzde 1,5'ini oluşturuyor.

Öte yandan birkaç hafta önce muhalefetteki İşçi Partisi lideri Kim Beazley, öğrencilerine "radikal" bilgiler öğreten İslami okullara devlet tarafından verilen ödeneklerin kesilmesi teklifinde bulunurken, bu kez de Liberal Partili 2 bayan milletvekili, devlet okullarında başörtüsü yasağı uygulanmasını istemişti. Üyelerden kadın milletvekili Bronwyn Bishop, kamu okullarında Müslüman kız öğrencilerin giydiği başörtüsünün "bir meydan okuma simgesi" olduğunu ileri sürerek "Bu sadece bir başörtüsü değil, özgürlüklerimize ve hayat tarzımıza bir meydan okumadır" iddiasında bulunmuştu. Liberal Partili Sophie Panopoulos da Müslüman kadınların pasaport fotoğrafı çektirirken yüzlerini kapatmalarından endişe duyduğunu belirterek Panopoulos, başörtüsü kullanmanın dini bir kuralı yerine getirmekten çok "başkaldıran" bir yönü olduğunu savunmuştu.