İstanbul Üniversitesi (İÜ) İlahiyat Fakültesi tarafından düzenlenen Uluslararası Din ve Dünya Barışı Sempozyumu'nda konuşan ABD Kuzey Carolina Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Carl W. Ernst, “2001'den sonra İslamiyet ile alakası olmayan terör ve şiddet eylemleriyle birlikte İslam'a yüklenen olumsuzluklar başka hiçbir dine yüklenmemiştir. Özellikle Amerika'da medya, Müslüman olan kişi, illa terörist olmadığını ispatlamak zorundaymış gibi bir şey yarattı. Oysa ki barış, Kur'an'da insanlığın etik ufkudur” dedi.
İÜ Rektörlük binasında dün yapılan sempozyum, dünya çapında farklı din ve kültürel geleneklere bağlı konunun uzmanı bilim adamlarını biraraya getirdi. Sempozyumu Düzenleme Kurulu Başkanı Prof. Dr. Şinasi Gündüz'ün açılış konuşmasıyla başlayan etkinlikte, terör ve şiddetin en çok İslamiyet'e zarar verdiği, oysa barışa en fazla önem atfeden dinin İslamiyet olduğu vurgulandı.
Prof. Dr. Gündüz konuşmasında, İslam ülkelerinde gelişen şiddet olaylarının İslamiyet'e son derece zarar verdiğini, bunun insanların İslamiyet'i yanlış anlamalarına yol açtığını söyledi.
ABD Kuzey Carolina Üniversitesi Öğr. Üyesi Prof. Dr. Carl W. Ernst ise konuşmasında 11 Eylül 2001 Dünya Ticaret Merkezi'nin 2 kamikaze uçağıyla bombalanması sonrası terör olaylarının İslamiyet'e yüklenmesinin son derece yanlış bir yaklaşım olduğuna dikkat çekti. Prof. Dr. W. Ernst, şunları dile getirdi:
“2001'den sonra İslam'la alakası olmayan terör ve şiddet eylemleriyle birlikte İslam'a yüklenen olumsuzluklar başka hiçbir dine yüklenmemiştir. Özellikle Amerika'da medya, Müslüman olan kişi, illa terörist olmadığını ispatlamak zorundaymış gibi bir şey yarattı. Oysa ki barış, Kur'an-ı Kerim'de insanlığın etik ufkudur.” Ernst ayrıca, tasavvufun tüm insanlık için önemine işaret ederek, sadece Müslümanlar için değil, farklı dinlerden herkes için olumlu etki yapacağını vurguladı.
Yeni Şafak Gazetesi yazarı ve Selçuk Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yasin Aktay, şiddetin metinlere dayandırılmasının çok yanlış olacağını söyledi. Aynı kaynaktan beslenen kişilerin konuyu çok farklı algılayabileceklerini, bunun metinlerin sorumluluğunda olmadığını kaydeden Aktay, “İslam'da bir yere veya bir zamana bağlı kalınmaz, hep ileriye ve başka şeylere odaklanılır. İslam'da tarıhteki olayları sürekli gündeme getirme, geçmişte yaşama ve ona göre hareket etme diye bir şeyde yoktur. Bir yere takılıp kalınmaz” şeklinde konuştu. İstanbul Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ahmet Kavas ise, Osmanlı'nın farklı kültürleri aynı topraklarda birarada tutma formülünü açıkladığı konuşmasında, “Osmanlı, başta İstanbul olmak üzere İzmir, Selanik, Kudüs ve Bağdat gibi şehirleri farklı kültürlerin ve dinlerin huzur içinde yaşadığı yerlere çevirdi. Osmanlı, Kafkaslar ve Balkanlar'da dahi bugün bile rastlanmayan bir huzur ortamını tesis etmiştir” dedi.
