Kınalı Kar eriyor

Yeni Şafak
00:0016/06/2004, Çarşamba
G: 25/05/2017, Perşembe
Yeni Şafak
Arşiv
Arşiv

Kınalı Kar dizisiyle artık herkesin tanıdığı Cumalıkızık köyü, Osmanlı dönemi kırsal mimarisinin günümüze kadar gelen önemli bir örneği. Ancak, 'koruma ve yaşatma' altına alınan köydeki bazı evler bakımsızlıktan teker teker yok oluyor.

---------------------------------- manset -------------------------------------------
---------------------- manset ---------------------

Bursa'nın doğusunda Uludağ'ın eteklerinde beş "kızık" köyü sıralanır. Bayındırkızık, Derekızık, Hamamlıkızık, Fethiyekızık ve Cumalıkızık... Herbiri Osmanlı dönemi sivil mimarisinin önemli örnekleri olan bu köylerin tarihi 700 yıl öncesine kadar uzanmakta. Ancak önemli kültürel, tarihi ve mimari birikimlere sahip olmalarına karşın bu köylerin dördü zamana yenik düştü. İçlerinden sadece Cumalıkızık Köyü doğal dokusu korunarak günümüze kadar ulaştı. 1998 yılında kırsal kalkınma projesi kapsamına alınarak korunmaya ve yaşatılmaya çalışılan köy, yerli ve yabancı turistlerin daima ilgisini çekti. Son bir kaç yıldır TV dizisi Kınalı Kar'la birlikte herkesin tanıdığı bir yer haline gelince de özellikle hafta sonlarında yerli ziyaretçilerin uğrak yeri haline geldi.

Koruma sözde kalmış

Bir hafta sonu gidip şehrin stresini atmak ve doğayla tarihi bir arada görmek isteyenler için ideal bir yer Cumalıkızık. Rengarenk ve hiç değiştirilmeden günümüze gelmiş cumbalı evleri, üzerinden suların aktığı tarihî sokakları, ahududu bahçeleriyle tam bir görüntü cenneti olan köy, yüzyıllar öncesi bir yolculuğa götürüyor ziyaretçilerini.

Ancak arka sokaklara doğru ilerleyince farklı bir manzarayla karşılaşıyorsunuz. Çünkü az önceki renkli evlerin yerini, karanlık viraneler alıyor. "Koruma altına alınan" köyde, yıllara daha fazla dayanamayan kocamış evlerin yıkıntıları, sanki "Bugüne kadar hiç değişmeden gelebildik, ancak, yaşamamız için bir el atın" dercesine duruyor karşınızda. Köylüler, evlerin kırılıp dökülmesi konusunda oldukça dertli. Eski muhtar Ali Çetin'den görevi devralan yeni muhtar Ahmet Kuş, köyün doğasını, tarihini ve kültürünü korumak için ellerinden geleni yaptıklarını, ancak devletin bu konuda hareketsiz kaldığını söylüyor.

300 haneden180'i kaldı

Bakımsız olan evlerin yıkılması sonucu 300 hanelik köyün 180 haneye indiğini anlatan muhtar, "Bu konuda eski muhtar çok çalıştı. Ben de göreve gelir gelmez yıkılmaya yüz tutmuş 5-6 evi Anıtlar Yüksek Kurulu'na iletilmesi için Yıldırım Belediyesi'ne bildirdim. Ancak hiçbir cevap gelmedi" diyor. 1987 yılında Yıldırım Belediyesi'nin bir mahallesi haline getirilen köyün 17 bin dönümlük arazisi 800 dönüme inmiş. Bu da, tarım ve hayvancılıkla geçinen köylünün ekonomik durumunu olumsuz yönde etkilemiş. "Şehir bizi yuttu" diyen muhtar, mahalle olarak geçmelerine ise şöyle tepki gösteriyor. "Eğer köy olarak kalsaydık ve arazi bizde olsaydı, şimdiye kadar bu evleri kendi gücümüzle restore ederdik. "

HER SOKAK BAŞINA TEZGAH KURULMUŞ

Asmalı Konak'la Ürgüp'te olduğu gibi Kınalı Kar dizisiyle de Cumalıkızık'ta bir Kınalı Kar turizmi oluştu. Gerçi, yerli yabancı turistlerin ilgisini çektiği için bu köyün diziden önce de ziyaretçisi eksik olmazdı ama diziyle birlikte, yerli ziyaretçilerde belirgin bir artış oldu. Özellikle hafta sonunda köy tıklım tıklım doluyor. Bu da köy halkı için iyi bir gelir kaynağı olmuş. Her sokak başında, her evin önünde kurulan tezgâhlarda, bir tarafında Kınalı Kar, diğer tarafında Cumalıkızık yazan hediyelik eşyalardan yöresel giyecekler ve yiyeceklere kadar birçok şey satılıyor. Bunun yanında neredeyse her evin avlusuna sedirler açılmış ve gözleme ile köy yemeklerinden oluşan mönülerle ziyaretçiler ağırlanıyor.

  • MUSTAFA NİZAMOĞLU


    ----------------- imza------------------

    ----------------- imza------------------



  • #Arşiv
    #Yeni Şafak Arşiv