15 Temmuz Şehitler Köprüsü’ne 18 yaşındaki oğlu Abdullah ile giden Gazi Ali Osmanoğlu, cuntacıların silahından çıkan kurşunun başına isabet etmesi sonucu vücudunun bir kısmı felç oldu. Vurulduğu ilk andan itibaren konuşma, yürüme ve hareket etme yetisini kaybeden Osmanoğlu, yaşama tutunma azmi sayesinde tüm zorlukların üstesinden geldi.
ŞEHİT OLDUN DEDİLER
Bir sene boyunca Erenköy Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Merkezinde yapılan egzersizlerle yeniden konuşma ve yürümeye başlayan Osmanoğlu, yaşadığı bir yıllık zorlu süreci Yeni Şafak’a anlattı. Darbe girişiminden haberdar olduğu anda Ümraniye’de bulunan evlerinden çıkarak 15 Temmuz Şehitler Köprüsü’ne gittiğini söyleyen Osmanoğlu, “Gördüğüm manzara mahşer yeri gibiydi. Bir yandan yaralıları taşırken diğer taraftan kurşunlara hedef olmamak için siper alıyorduk. O esnada yoğun silah sesleri geldi ve bir anda başımdan vurulduğumu hissettim. Yere düştüğümde vücudumu hareket ettirmekte zorlanıyordum. Çevremde bulunanlar başından vuruldu, bırakın şehit oldu diye bağırıyordu. O esnada oğlum yanıma geldi ve hastaneye yetiştirdi” diye konuştu.
Başına aldığı kurşun ile uzun bir süre sadece gözleriyle iletişim kurabildiğini söyleyen Osmanoğlu, “Yapılan ameliyatlarda kafatasım parçalandığı için bir kısmını aldılar. İlk aylarda hiç konuşamıyor hareket edemiyordum. Yapılan fizik tedaviler ise yaradı ve zamanla konuşmaya hareket etmeye başladım. Ziyaretime gelen binlerce kişi oldu. Her birinin ettiği dualar beni daha da güçlendirdi. Şimdi tek başıma hastane bahçesine çıkabiliyorum. Yavaş yavaş yürümeye başladım” dedi.
DIŞ GÖRÜNÜŞÜM DÜZELİYOR
Kafa kemiğinin yerine özel olarak yapılan bir aparatın takıldığını ve olan şekil bozukluğunun da ortadan kalktığını kaydeden Osmanoğlu, “Dış görünüşümde kafamın bir kısmında kemik olmadığı için şekil bozukluğu bulunuyordu. Devletiminiz verdiği destekler ile Ankara’dan özel olarak ekipmanlar getirdiler. Yapılan ameliyat sonrası kopan kısma aparat takıldı ve o şekil bozukluğu da düzelmiş oldu” diye konuştu.
BİR SENEM HASTANE
ODASINDA GEÇTİ
15 Temmuz darbe girişimi sonrası bir yılının hastanede geçtiğini söyleyen Osmanoğlu, “ Bir senem hastane odasında geçti. Şuan yaşadığım hayattan hiç pişman olmadım. Yine olsun yine çıkar mücadelemi veririm. Bu vatanı biz kola kazanmadık öyle kolay kolay da vermeyiz. Ne gerekiyorsa yaparız” dedi. FETÖ davalarının biran önce sonuçlanmasını isteyen Osmanoğlu, “Hainler artık cezasını bulsun. Bizim tek isteğimiz var oda idam. Hainlerin idam edilmelerini istiyoruz” şeklinde konuştu.
Bin kolum vatana feda olsun
Darbe girişimi esnasında cuntacılara karşı mücadele etmek için gittiği Tuzla, Orhanlı Gişelerinde iki kolundan da vuruldu. 15 Temmuz’un yıl dönümde Gazi Civan ile Orhanlı Gişelerinde buluşarak geride kalan bir yılı anlattı. Civan, Yeni Şafak muhabirleriyle birlikte bir gün geçirdi. Cuntacıların köprüyü kapatması üzerine vatan mücadelesi için Sabiha Gökçen Havalimanına gitmek üzere evden ayrıldıklarını belirten Civan, “1980 darbesini yaşamış biri olarak girişim sonuçlarını iyi biliyordum. Yaşanılan sıkıntıların ve idamların bir daha yaşanmaması için kendimi sokağa attım” dedi.
YAYLIM ATEŞİ AÇTILAR
Tuzla’da bulunan Sabiha Gökçen Havalimanı’nın FETÖ mensubu askerler tarafından işgal edildiğini öğrenmeleri üzerine evden çıktığını kaydeden Civan, “Havalimanına gitmek için Orhanlı Gişelerine geldiğimizde gişelerin halk otobüsleriyle kapatıldığını gördüm. Havalimanına gitmek isteyen askerler yol kapalı olduğu için geldikleri araçlardan inerek yol kenarında bulunan toprak alana mevzi alarak halka ateş açıyorlardı. Halk kurşunlardan korunmak için araçlarını siper etmişti. Bir süre sonra askerlerin vatandaşları vurmaya başladı. Bir yandan yaralıları toplamaya çalışırken diğer taraftan üzerimize sıkılan kurşunlardan korunmaya çalışıyorduk” dedi.
POLİS, SİVİL AYRIMI
YAPMADAN VURDULAR
Yarlıları araçlarla hastaneye taşırken bir polisimizin kafasından vurularak şehit edildiğini gördüğünü söyleyen Civan, “Polisimizin şehit olduğunu anlayınca bariyerlere çıkarak ‘asker polis kardeştir’ diye bağırdım. İki elim havada askerlerin yanına gitmeye başladığım esnada ateş etmeye başladılar. Sağ parmağımda bir şarapnel parçası parmağımı kırarak çıkmış. Sol kolumu havaya kaldırmak istediğim esnada kolumun kalkmadığını sarktığını kopmak üzere olduğunu anladım” diye konuştu.
KOLUM VATAN İÇİN GİTTİ
Hastaneye yetiştirildikten sonra yapılan ameliyat sonucunda sol kolunun kesildiğini ve sağ orta parmağına da şarapnel parçası isabet ettiğini belirten Civan, “Bir kolumu kaybettim, bir parmağım da sakat kaldı. Ben müsterihim giden kolum vatanım için gitti. Bu bayrak bu millet için feda ettim. Kolum kesildiği zaman hiç üzülmedim. Hastanede beni binlerce kişi ziyaret etti. Onlar beni teselli edecekleri yerine ben gelenleri teselli ettim” dedi.
Bir adım atmak için bir yıl bekledi
Çengelköy’de hainlerin kurşunun omuriliğine isabet eden Gazi Mustafa Uygun ‘un
belden aşağısı felç oldu. Uygun devlet tarafından alınan robot sayesinde yürümeye
başladı. Uygun bir an olsun hayattan kopmadığını söylüyor.
15 Temmuz hain darbe girişimi gecesi Çengelköy’e giden Kadıköy-Kartal Metro Hattı İstasyon Amiri Mustafa Uygun cuntacıların silahından çıkan kurşunların hedefi oldu. Karnından girip, omuriliğinde parçalanan kurşun, Uygun’u yatağa mahkum etti. Bir yıldır Erenköy Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon merkezinde tedavi altında bulunan Uygun, ABD’den özel olarak getirilen robot sayesinde yeniden
hareket etmeye başladı.
ACIMADAN ATEŞ ETTİLER
Türk bayrağı ile donattığı odasında darbe gecesi yaşadıklarını anlatan Uygun, “Marmaray ile Üsküdar’a geçtim. Çengelköy’e geldiğimde askerin halka ateş açtığını gördüm. O an darbe girişimini anladım. Başında siyah bere olan bir subay üzerime doğru gelmeye başladı. Ne olduğunu anlayamadan üzerimize acımadan ateş açmaya başladı. Kurşunlardan biri karnıma isabet etti. Bir anda yere yığıldım. Ayaklarımı hareket ettiremiyordum” dedi.
YÜRÜYEMEYECEĞİM SÖYLENDİ
Hastaneye kaldırıldıktan sonra üç ameliyat geçirdiğini belirten Uygun, “Bir daha yürüyemeyeceğimi söylediler. Ben ise umudumu hiç kaybetmedim. Her gün düzenli olarak fizik tedavi oluyorum. Belki bir umut olur da tekrardan ayağa kalkıp yürüyebilirim diye...” dedi.
Oğullarımın mutluluğu bana güç veriyor
ABD’den 90 bin dolara getirilen özel yürüme robotu sayesinde yeniden yürüyebildiğini söyleyen Uygun, “Robot sayesinde yeniden adım atabilme sevincini yaşadım. Şuan için belli aralıklarla bu robot üzerime giydirilerek yürütülüyorum. Mehmet Akif (14) ve Muhammet Ali (15) adında iki çocuğumda babalarını ayakta gördükleri zaman mutlu oluyorlar. Onların mutluluğu bana da güç veriyor” şeklinde konuştu. Darbecilerin duruşma salonlarında vermiş olduğu ifadelerin tüm şehit ve gazilere hakaret olduğunu söyleyen Uygun, “Hainler resmen bizimle dalga geçiyor. Tertemiz kıyafetler ve takım elbiseler giyerek duruşma salonlarına geliyorlar. Bunların sefa içinde yaşamaları daha ne kadar sürecek. Bizim acımızı dindirecek tek çözüm idamdır. Bunları idam edin bizim acımızı hafifletin” dedi.
KAPIMIZ HİÇ BOŞ KALMADI
Tanıdığı, tanımadığı binlerce insanın kendisini ziyarete geldiğini belirten Uygun, “Kapımız bir yıldır boş kalmadı. Her gün birileri gelip halimi hatırımı soruyor. Bu da bizim unutulmadığımızın göstergesidir. Sırf beni ziyaret etmek için şehir dışından insanlar geliyor. Bu gurur bizlere yeterde artar. Bu vatanı kimseye bırakmayız. Hiçbir hain vatanımızı bizden alamaz. Odamın her yerinde Türk bayrağı bulunuyor. Bunun için kan akıttık. Al bayrağımızı hiç kimse yere indiremez” diye konuştu. FATİH ÖZER
