Cuntacılara karşı mücadele vermek için babası Tarık Ecebalın ile İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne giden Tolga Ecebalın yüzüne aldığı tek kurşunla şehit oldu. Şehidin babası Tarkan Ecebalın oğlunun Fatih Balat’ta bulunan evini müze haline getirdi. Çocukluk resimlerinden, vurulduğunda giydiği kanlı ayakkabısına kadar bütün eşyalarının sergilendiği müze de Ecebalın oğlundan ayrı geçen bir yılı Yeni Şafak’a anlattı.
15 Temmuz gecesi oğlunun işten eve geldiğini ve askerlerin yolları kapattığını söyleyen Ecebalın, “Oğlum eve geldiğinde dışarıda askerlerin olduğunu sanırım bir darbe girişimi ile karşı karşıya kalacağımızı söyledi. Ben de ne darbesi oğlum dedi. İlerleyen saatlerde oğlumun sözlerinin doğru olduğunu bir darbe girişiminin yaşandığını anladık. Oğlumla birlikte İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin önüne gittik. Bir anda o anın en şiddetli yaylım ateşi açıldı. Hepimiz yere yattık. Atışlar durunca oğlumun yanına gitmek için ayağa kalktım. 15-20 adım attım ki oğlumun yerde yattığını ve vurulmuş olduğunu anladım” dedi.
Gözünün altına aldığı tek kurşun ile oğlunun şehit olduğunu belirten Ecebalın, “Allah o gece insanların içinden ölüm korkusunu aldı. Hastaneye kaldıramadan şehit olmuştu. Morga girdiğimde oğlumun gülüyor olduğunu gördüm. Ölüm onu bozmamıştı. O gece verdiğimiz mücadeleyi halkımıza anlatmak ve göstermek için oğlumun evini müzeye çevirdim. Takım elbiselerini, sünnetlik kıyafetini ve vurulmadan önce üzerinde bulunan kıyafetlere burada sergiliyorum” dedi.Aradan geçen bir yılda yaşadıkları zorlukları anlatan Ecebalın, “Bir yıl bizim için çok zor geçti. Onu anlamak anlatmak zor. Bizim için bir yıl Tolgasız geçti. Ama biz her dakika tolgaylaydık. Tolga bize şeref ve gurur bıraktı. Evini müze haline getirdik ve Tolga ile yaşamaya devam ediyoruz. Fenerbahçeliydi. En büyük mutluluğu çocuklarıyla vakit geçirmekti. İki çocuğu artık babasız kaldı. Bazen 9 yaşındaki kızı Bade gelip babasının eşyalarının ceplerini karıştırıyor. Ben de ceplerin içerisine para koyuyorum. ‘Dede para buldum’ diyor. Ben de baban koymuştur kızım diyorum. ‘Babam ölmedi mi dede?’ diye soruyor. Şehitler ölür mü kızım diyorum. Öyle söyleyerek avutmaya çalışıyorum” şeklinde konuştu.
Şehit oğlunun çocukluğunu anlatan Ecebalın, “Evde uslu ve söz dinleyen bir çocuktu. Zaman zaman dışarı çıkıp arkadaşlarına sizinleyken nasıl bir çocuktu diye soruyorum. ‘Tolga şehit oldu biz dağıldık. bize sahip çıkan kimse kalmadı artık’ diyorlar. Oğlum herkese yardım eder, bir kişi darda olduğu zaman elinden tutardı. En büyük hayali oğlunun sünnet olduğunu görebilmek ve kendi giydiği sünnet pelerinini oğluna giydirmekti. Ancak nasip olmadı” dedi.
