Ceza Yeraltı ile başlayan müzik kariyerine Bomba Plak ile devam ediyor ve 10 yıldır kendi deyimiyle sistemi cezalandırıyor. Ama o gördüğünüz Amerikan Rapçileri gibi değil. Ceza şarkısında olduğu gibi 'Aramızda Fark Var' diyor:
Rap'i ilk 1980'li yıllarda keşfettim. Bir süre sonra amatör olarak yazmaya başladığımda Ceza adını kullandım. Sonra Nefret Grubu'nu kurdum. 1999'da Yeraltı, 2000'de Meclisi Ala İstanbul, 2001'de ise Anahtar diye bir albüm yaptık. Sonra Medcezir, Rapstar, Yerli Plaka ve en son Bomba Plak çıktı.
Babam memurdu. Üsküdar'da gecekonduda oturuyorduk. Çok maddi sıkıntı çektik. O yaşlarda dinlediğim bir müzikti Rap. Zaten hep seçici bir çocuktum.
O zamanlar ne demek istendiğini anlamıyordum. Sadece ritmi hoşuma gidiyordu.
Okulda gördüğüm muamele ile başladı herşey. İçime kapanık, az konuşan bir çocuktum. Haklı olduğumda bile sesimi çıkaramıyordum. Bu müzik benim çevremde gördüğüm yanlış giden şeylere karşı direnç göstermemi sağladı. Ben yazdıkça kendimi daha çok açtım. Duygularımı paylaşabildim.
Aslında şöyle; yaşadığım çevre kendinizi ispatlayabileceğiniz özgürlükleri olan bir toplum değil. Ama bu müzik ile kendime ait birşey yapmış oldum. Diğer insanlara dinlettiğim zaman 'İşte bunu ben yaptım' diyorum.
Fakirlik yaşadım çok uzun bir süre. Ama bunları anlatmak istemiyorum. Tabiki yaşadığım çok şey oldu. Yokluğu çok yakından tanıyorum. Zaman zaman hala yaşıyorum. Okul hayatında da yaşadığım bir sürü şey var. Eğitim sistemiyle ilgili.
Bu müziği yapmaya başladıktan sonra daha çok hor görüldüm. Çünkü insanlar ön yargılıydı. Bu Amerikan müziği, kültürü dediler. Ama bizim ne anlatmaya çalıştığımızı duymak istemediler. Hep eğri oturup doğru konuşmaya dikkat ettim. Ama ezildim de.
Ençok sevdiğim insandı. Son nefesini annem kollarımda verdi. Kaybı hayatımda bir çöküş oldu. Bir daha toparlanamayacağımı düşündüm. Ama sonra farkettim ki ondan gelen yıkıntı bende bir güç oldu. Yazdıklarım ve duygularım değişti. Hemen hemen her albümümde annem ile ilgili bir söz vardır.
Ben mecazi tarafıyla ilgileniyorum. Şiddete meyletmek yerine sözlerle cezalandırmak. Herhangi birşeyi şiddetle değil aklınızla cezalandırıyorsunuz.
Savaşı destekleyip, masum çocukları öldürenler.
Irkçılığa ve savaşa karşı nefret besliyorum o nedenle Nefret. Negatif gibi görünse de pozitif bir anlamı var.
Doğanın insanlar tarafından yok edilmesi ve insanların birbirlerine karşı duydukları ayrımcılıktan nefret ediyorum.
Manevi bir haz duyuyorum. İnsanlarla bunu paylaştığım için tabiki rahatlıyorum. Ama onun ötesinde bir vatandaş olduğum için topluma karşı sorumluluğum olduğunu düşünüyorum. Toplumsal olaylar karşısında tepkisiz kalmak yerine müziğimle birşeyler anlatabiliyorsam, gençlere 'Aslında hayat böyle' deyip gözlerini açıyorsam ne mutlu bana. İsrail'in Filistin'e karşı yaptığı katliama karşı hiç bir sanatçı biraraya gelmedi. Bahsettiğim insanlar bir de demokrat geçiniyorlar. Ama ben herkesin içinde çıkıp 'İsrail'e kahrol' 'Filistine özgürlük' diyorum.
Değilim ama ben insanım. Orada zulüm gören bir halk var. Ben müziğimle toplumun üzerinde etkisi olan biriyim.
Elektirik idaresinde 8 yıl çalıştım. Bir yandan da Nefret'in 3 albümünü ve Med-Cezir albümünü yaptım. Maddi anlamda hiç dönüşü olmadı. Dediğim gibi önemli olan benim duygularımı ifade etmem. İnsanlar bana 'Türkiye'de müzikten para kazanılmıyor sen bir de Rap yapacaksın, imkansız' dediler. Ailem de çok ön yargılıydı.
Herşeye rağmen yine de ne oldum demiyorum. Çünkü yarın ne olacağımız belli değil. Albümünüz çıkar, insanlar bir süre size ilgi gösterir ama sonra kimse yüzünüze bakmaz. Elektrik faturanızı bile ödeyemezsiniz ama dışardan 'A bak Ceza' derler. İşin iç yüzü hiç öyle değil. Dediğim gibi manevi tutkum ve bu iş sayesinde insanlara, sevdiklerime faydam olmasa bana da bir yararı olmayacak.
Tabiki önce kendiniz için yapıyorsunuz. Kendiniz bundan haz duymasanız o kişilere bunu sevdiremeyebilirsiniz.
Böyle olmak zorunda değil. Amerikan kültürüne özenmedim. Her zaman bol pantolan giymiyorum. Onlarla bizim aramızda çok büyük farklar var.
Onlar kadınları aşağılayıcı sözlerden, uyuşturucu sattıklarından, sokakta adam öldürüp dövdüklerinden bahsederler. Bununla övünürler. Türkiye'ye 50 Cent diye birisi geliyor. Söylediği şarkının anlamı 'Kadın satıcısıyım' demek. Acun programına çağırıyor ve Türkiye alkış tutuyor. Ben böyle şeylerden utanırım benim inancım ve görgüm böyle birşeye izin vermez. Hem görünüşümde hem de anlattıklarımda çok fark var. Sorumluluk sahibiyim. Ben Rap'i batıda gördüğümüz gibi değil kendi toplumuma göre yapıyorum.
Tabi ben de zaman zaman kendimi eleştiriyorum. Yaptığım yanlışları düzeltmeye, hak yememeğe özen gösteriyorum. Maneviyatımla kendimi yargılıyorum çoğu zaman. Sert bir çıkışım olduğunda haklı da olsam yanlış yaptığımı hissediyorum. Kibrimi kontrol etmeye çalışıyorum. Bana göre insanlar hangi işi yaparlarsa yapsınlar eşittir. Bulunduğum camiada gördüğüm kibiri çok eleştiriyorum. Çünkü ben 'sanatçıyım ünlüyüm' rüzgarına hiç kapılmadım.
Aynen. İnsanlar bizi fark ettiler aslında. Ceza yükseldi büyüdü diyorlar. Ben hep olduğum yerdeydim ama etrafımızda duvar vardı. O duvarlar yıkıldı insanlar bizi fark etmiş oldu.
Tabiki otokontrolünüz oluyor. Toplumun belli kesimlerinin rahatsız olduğu şeyler de içerebiliyor. İnsanların gönlünü kırmamak da gerekiyor. Artık sadece kendimi düşünerek yapmıyorum. Sizin beğendiniz kadar o insanların da beğenmesi gerekiyor. Yazarken kontrollü yazıyorum.
Çok duygusalım aslında. Sertliğim de ondan kaynaklanıyor. Çok kolay sinirlenip çok kolay ağlayabiliyorum.
İster istemez.
Hayır. Çünkü o bambaşka bir rap tarzı. Vurun, öldürün, ailenize karşı gelin gibi sözler yer alıyor. Ama ben öyle yapmıyorum. Daha fazla hırs ve moral veren şeyler yazıyorum.
Çoğunluk anlıyor ne demek istediğimi. Zaten sadece genç gruba şarkılar yapmıyorum. Benim çok değerli yazar, öğretmen, edebiyatçı, gazeteci dostum var. Hiç Türkçe bilmeyip müziğimi dinleyen çok insan var. Yurt dışında yüzü aşkın konser verdim. Mesajlarımın yerine ulaştığını düşünüyorum.
Aşk şarkısı da yazarım aslında. Kimsenin anlatmadığı şekliyle yazarım hatta.
Hayır küçümsemiyorum. Türk müzik piyasasındaki örnekler gibi yazmam. Çünkü o şarkılarda sadece kelimelerin yeri değişiyor. Aslında yazdığım şeyler var ama yayınlamadım.
Yerine göre eğlenceli şarkılarda yapıyoruz ama çoğunlukla yaralara parmak basıyoruz. Benim karakterimde bir depresiflik var bu doğru.
Öyle bir çabam yok. Çünkü biliyorum değişmeyeceğini. En azından yeni gelen nesil için birşeyler ne yapabilirim diye düşünüyorum.
İçimden geliyor.
Kesinlikle çalardım.
Ben bu söylediğiniz tüm konulara değindim. Bir parçamda 'Başörtüsünü değil, Noel babayı kovun evinizden' diyorum. Ermenilerle de ilgili de yaptım. 'Ermeni, Rum komşum çoktur ama aramızda hiçbir problem yoktur olsa bile geçinip gideriz bize göre hava hoştur.' 'Türk ya da Kürt, Alevi ya da Sünni, Laz ya da Çerkes, Fenerli ya da Cimbom biz 'puzze'ız biz anadoluluyuz bak bu plaka yerli' bunları hep yazdım.
Ben entellektüel birikime sahip biri değilim. Ama kendimi geliştirdim. Ansiklopedi ve sözlük okudum. Ama okul hayatını sürdüremedim.
Üsküdar Cumhuriyet Lisesi'nde müzik hocamız bizi fülütle döverdi. İngilizce öğretmenimden çok dayak yedim. Elektrik dersinde yumruk da yedim. Ortaokulda beni döven kişi Gülten Yalçın'dı.
Ne kadar yaramaz olursanız olun o çeşit bir muameleyi hak etmez. En az iki günde bir dayak yiyordum.
Ben bir defa rapstar değilim. Olmadığımı savunuyorum zaten. Ben bunu eleştirmek için yaptım. Ben ne olduğunu anlamadan insanlar 'Star oldun' dediler. Ben bundan rahatsız oldum.
Değil aslında. İnsanların gözündeki starlıkla sizin yaşadığınız arasında fark var. Birçok arkdaşım var isimleri star diye anılan. Halkın arasına karışmazlar. Ama ben sokakta yürüyorum, vapura ve dolmuşa biniyorum.
Kimsenin gönlünü kırmamaya çalışıyorum. Popüler olmak ve tanınmak gibi bir amacım da olmadı. Müziğiniz dinlendikçe tanınırsınız ve popüler olursunuz. Tanınmak istemiyorsanız müzik yapmazsınız. İyi bir iş yaparsınız duyulur bu kaçınılmaz.
İki yıldır bu programla ilgili bir baskı vardı. Ben olmasaydım çok alakasız insanları görecektiniz orada. En azından insanların yaptığına biz olmamış diyelim dedim. Ben de o formatta olmasını istemezdim ama dönüşleri de çok güzel oldu. Ulusal bir kanalda böyle birşeyin başlatılması çok güzel birşey. İnsanları o müziği anlatmaya ve yanlışları göstermeye çalışıyorum.
Daha sorumluyum ve gözler üzerimde. İnsanların benden daha çok beklentisi var. Bir dönem bir kibire kapılıyordum. Çünkü dünya etrafımda dönmeye başlamıştı. Ama son anda kurtuldum.
İkinci planda. Eleştiren insanlar benim lüks bir yaşantı içinde olduğumu düşünüyorlar. 'O gece kulübü senin bu gece kulübü benim' gezdiğimi düşünüyorlar. Amerikan kliplerindeki gibi bir hayat zannediyor herkes. Ama öyle değil. Aileme sevdiklerimin dertlerine çözüm bulmak istiyorum. Kazandığımı paylaşıyorum.
Paraya ihtiyacım olduğu için o reklam filminde oynadım. Bu durumu önceden sevdiğim bir sanatçıda gördüğüm de eleştiriyordum. Şimdi onları daha iyi anlıyorum. Kınadım ve başıma geldi. Ondan sonra bana yüzlerce teklif geldi. O kadar büyük paralardı ki bir gün içinde ev ve araba alabiliyordum. Ama yapmadım. İnsanlar yapılmayanı değil yapılanı görüyor.
Kötü değil ama bana yapılan eleştirileri kaldıramıyorum. Motivasyonumu düşürüyor. Benimde tabi ki kendi prensiplerim var. Sadece müzikten para kazanmak istiyorum.






