|

Hat sanatını dünyaya tanıtacağız

Hattat Mustafa Cemil Efe, devlet büyüklerine ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yaptığı hat levhalarıyla biliniyor. Geçtiğimiz hafta Beyoğlu Sanat Galerisi’nde “En Güzel 99 İsim En Güzel 99 Yazı” hat sergisini görücüye çıkaran Efe, bu tür sergilerin hat sanatının dünyaya açılmasında önemli rol oynadığını söylüyor ve ekliyor, “Hat sanatını dünyaya tanıtacağız”

Yeni Şafak ve
04:00 - 1/03/2015 Pazar
Güncelleme: 17:31 - 28/02/2015 Cumartesi
Yeni Şafak

Devlet büyüklerine, Cumhurbaşkanımızın ofisine ve evine yaptığı hat levhalarıyla bilinen hattat Mustafa Cemil Efe, bir ilke imza attı ve Esmaül Hüsna’yı tek kamıştan çıkardı. Sergide her biri ayrı bir tabloda işleyen Allah’ın 99 ismi ile 100 eserde yer veren Efe, eserlerini Amerika, Özbekistan, Bosna Hersek, Almanya ve Japonya olmak üzere yedi ülkede ve yurt içinde yedi farklı şehirde sergilemeyi planlıyor. Hattat Cemil Efe’yle hem devlet büyüklerine ve Cumhurbaşkanımıza yaptığı levhaları hem de hat sanatına olan ilgiyi konuştuk. 


Hat sanatı hayatınıza nasıl girdi?

Babamın katkısı büyük. Babam şiir yazan, minyatür yapan ve sanata ilgisi olan biriydi. Ondan görerek ben de klasik sanatlarla uğraşmaya başladım. Konya Selçuk Üniversitesi Güzel Sanatlar’da hat okudum. Sonra İstanbul’a geldim ve Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi’nde yüksek lisans eğitimine başladım. Burada okurken aynı zamanda İSMEK’te ihtisas merkezinde hocalık yaptım. İki yıl kadar orada ders verdikten sonra Üsküdar’da kendi atölyemi açtım. Aynı zamanda öğrenci yetiştirdim. Üniversiteye çok geç girdim daha öncesinde tiyatro, sinema, görüntü yönetmenliği, grafikerlik gibi işler de yaptım. Bunlar da farklı eserler üretmeme neden oldu. Hayalimde hep özel bir iş yapmak vardı. Allah bana lütfetti. 


Önceden edinmiş olduğunuz modern sanat bilgisi sanatınıza ne kattı?

Hat sanatı sadece son on yılda daha bilinir hale geldi. Özellikle son yetmiş seksen yıldır bilinmezlik içinde olmuş. Sanatkârlar heba olup gitmişler. Bugün devlet, şahıslar ve koleksiyonerler hat sanatını destekliyor. Osmanlı’da bir bakkal, aynı zamanda medresede müderris ve hattat olabiliyordu. Bakkal Arif Efendi adı altında dünyaya nam salmış bir hattatımız vardır. Mutlaka bir sanat sahibi olmak lazım. Klasik sanatlar beni öyle çekti ki kendi mesleklerimi bir kenara bırakıp hat sanatına yöneldim. 


DAHA ÇOK HİLYE TERCİH EDİLİYOR


Siz koleksiyoncularla beraber çalışıyorsunuz. Maddi ve manevi olarak ne şekilde değer görüyor?

Osmanlı’da en alt kademeden en üst kademeye kadar herkesin evinde orijinal bir levha asılıydı. İnsanlar bugün evlerine baskı yazı asıyorlar. Batı “Bu resim güzeldir” diyor ve güzel kabul ediliyor. Baktığınızda dört yaşında bir çocuk Leonardo da Vinci’yi, Picasso’yu biliyor. Bizde 70 yaşındaki birinin Rakım Efendi'nin yazılarından haberi yoktur. İşte biz ve bizden sonraki kuşak bunları yapacak ve yapmalı. Hat sanatı resim sanatı ile mukayese edilecek bir sanat değil. Picasso, kendisine gelen bir Türk'e, “Sen git hat sanatıyla uğraş, çünkü bizim resimde aradığımızı Türkler hat sanatında buldu” demiştir. Buradan bakıldığında ciddi anlamda tanıtım yapılması gerektiğini düşünüyorum. Bu sergide de onu yapmaya çalışıyoruz. Şimdilerde koleksiyonerler genellikle hilye-i şerif tercih ediyorlar ama farklı ve özel tasarım talepleri de oluyor.


Hediye yaparken özgürüm


Bir dönem İSMEK kurslarında hocalık yaptınız. Hat sanatına olan ilgi uçucu mu yoksa kalıcı mı?

Uçucu bir merak olmasına bile razıyım. Beni hocam rahmetli Prof. Dr. Fevzi Günüç, 23 yılda yedi bin talebeye ders vermiş. Bunlardan içlerinde ben de dâhil olmak üzere altı tanesi icazet alabildi. Ama o yedi bin kişi, kalemi, kâğıdı, mürekkebi tanıdı, hat sanatı neymiş ne kadar zormuş bunu gördü. En azından bir konuda fikir sahibi oluyorsunuz.  


Cumhurbaşkanımızın Barak Hüseyin Obama’ya  ve kongrede Ahmet Davutoğlu’nun Erdoğan’a hediye ettiği levhayı hazırladınız. Devlet büyüklerine hediyeler yapıyorsunuz. Özel hediye hazırlamak tedirgin ediyor mu, kısıtlanmış hissediyor musunuz kendinizi?

Cumhurbaşkanımızın evindeki ve saraydaki levhalarını da ben yaptım. Onları hazırlarken de beni hiçbir zaman sıkmadılar ve kısıtlamadılar. Özgür bıraktılar o yüzden özgün eserler çıktı.


Püf noktası nedir?

İsteğe bağlı. Vladimir Putin için bir hattat arkadaşımızdan isminin yazılı olduğu tuğra talep edilmişti. Benden de Obama için onun ismini yazmamı istediler. Barak Obama’yı herkes tanıyordu, o yüzden Hüseyin bölümünü daha öne çıkaran bir çalışma yaptım.  


Bu tercihler neye göre yapılıyor. Hediye edilecek olan devlet büyüğünün zevkine göre mi?

O tamamen talebe bağlı. Altınla bezenmiş bir levha isteniyorsa biz onları müzehhip arkadaşlara yönlendiriyoruz. Özel bir tasarım isteniyorsa özgürce hareket ediyoruz. 0


Bu kadar ilgi görmesini beklemiyordum


Gelelim sergiye. Böyle bir proje nasıl ortaya çıktı?

Koleksiyoner Muhammed Hanifi Kutluoğlu’yla daha önce birlikte çalışıyorduk. Kendisi Kabataş’tan Üsküdar’a yaptığımız motor yolculuğu sırasında bana bu projeyi önerdi. İlk teklif ettiğinde “çok zor olur” dedim. O da bana “Bu işi kim yapacak, çok sevap olur?” dedi. O zaman kabul ettim. Bu konuda beni sonuna kadar destekledi. Yazıları hazırlama aşaması 6 ay kadar sürdü. Tasarımlarda geçmiş hattatlardan da çok istifade ettim. Bu projenin sergi olacağını da baştan bilmiyordum. Sonrasında Kumbaracı4 İslam Eserleri Galerisi'nin temsilcileri bu projeyi hazırladılar. Küratörlüğünü Ebubekir Mete üstlendi ve galerinin diğer üyeleri de bu çalışma için azami gayret gösterdiler. Öylesine büyük ve önemli bir proje çıktı ki ortaya doğrusu biz bile buna şaşırdık. 


Sergiyi ilk iki günde 3000 kişi ziyaret etti. Bunu neye bağlıyorsunuz, merak mı? 

Allah’ın lütfudur. Burada asıl gaye insanlara esmaları zikrettirmekti ve biz bu gayemize ulaşıyoruz. Çok yakında inşallah 7 ülke ve 7 şehirde bu eserler sergilenecek ve isteğimiz en az 1 milyar insanın bu eserleri görmesidir. 


Erdoğan bir yazı aşığı


Erdoğan'ın  koleksiyonunda kaç eseriniz var?

20’yi aşkın eserim var. Bir kaç tanesi hariç Hepsi hilye-i şerif. İstanbul’daki saray için özel hazırladığımız 5 levham bulunuyor. Kendi odasında asılı duran bir levha var. Yine evi için istediği levhalar var. 


Size bu çalışmalar nasıl geliyor?

Tabi burada aracılar var. Aracılar vasıtasıyla bana o çalışmalar geliyor. Geçen gün Mahmud Abbas’a hediye ettiği kendi hayatını anlatan kitabın takdim yazısını ben yazdım imzasını kendi atmıştı. 


Özel olarak talep ettiği bir şey var mı?

Bir camide gördüğü şiiri yazmamı istemişti. Şiirin içeriği adaletle ilgiliydi. Sayın Erdoğan’ın cumhurbaşkanlığını bir kenara bırakacak olursak tam bir yazı sevdalısı. Celi sülüs ve talik yazı tarzını seviyor. Hattatlara karşı çok ilgili.  


Dünyaya açılacağız


Hayalinizde hediye yapmak istediğiniz başka bir devlet büyüğü var mı?    

Filistin lideri İsmail Haniye için bir yazı hazırlamıştım. Cumhurbaşkanımız hediye edeceği bir sırada Filistin’deki olaylar patlak vermişti. Takdim edilmesi için daha uygun bir zaman bekleniyor. Klasik yazıyı bozmadan harfleri deforme etmeden yeni bir tasarım oluşturmak istiyorum. 


Bu hediyeleri yaptıktan sonra yabancılardan size gelen talepler oldu mu?

Henüz yabancılardan bir yazı teklifi gelmiş değil lakin yakında bunun da olacağına eminim. Kumbaracı4 İslam Eserleri Galerisi gibi uluslararası kuruluşlar bu noktada klasik sanatlarımızın dünyaya açılımını sağlıyorlar. Bu minvalden hareketle çok yakın gelecekte bunun olacağına, hatta sanatkârların yurt dışı koleksiyonerlere çalışmaya başlayacağına eminim.


Bundan sonra hat sanatına dair ne yapmak istiyorsunuz?

Yine bir sergi projem var. Yazıyı duvardan indirip insanların hayatına dâhil etmelerini istiyorum. 

#hat
#sanat
#Mustafa Cemil Efe
9 yıl önce