|

Hâlâ biraz şaşkınım

Genellikle cep telefonuna yazıp oradan Word belgesine geçiyorum. Bu daha çok unutmamamı gerektiren durumlarda oluyor. Defterlere yazıp yine oradan daha düzgün şekilde Word belgesine geçtiğim de oluyor.

Merve Akbaş
04:00 - 15/10/2021 Cuma
Güncelleme: 19:47 - 14/10/2021 Perşembe
Yeni Şafak
​Şeyma Subaşı
​Şeyma Subaşı

Şeyma Subaşı’nın ilk kitabı Taylar Güzel Kaval Çalar İz Yayıncılık etiketiyle okurla buluştu. Muhayyel, Okur, Türk Dili, Türk Edebiyatı, Dergâh, Yedi İklim, Hece, Hece Öykü, Sabitfikir, Mahalle Mektebi, İtibar, Post Öykü, Çocuk Edebiyatı Tercüme Ofisi gibi dergilerde yer alan Subaşı, ilk kitap heyecanını “Hâlâ biraz şaşkınım. Nedenini çözemiyorum. Kitap ilk yayınlandığından beri bir hayret duygusu içindeyim” cümleelriyle anlatıyor.

İlk eseriniz yayınlandığında neler hissettiniz?

Ben aslında bu soruyu dergilerde yayımlanan ilk eserim olarak da okuyorum. Siz belki kitabı kastediyorsunuz ama. Açıkçası o amatör heyecan bir başka oluyor. Bayiye gidip heyecanla dergiyi almak ve içini açıp yazınızın yayınlandığı bölüme bakmak kısmı çok farklı. Zaman geçip yazınsal anlamda biraz daha ilerlediğimizi hissettiğimiz dönemlerde işte o amatörlüğü ve heyecanı insan gerçekten arıyor ve özlüyor. Usta bir yazar olmak mı yoksa o amatör heyecanı korumak mı deseniz hiç düşünmeden ikincisini seçerim. Çünkü orada bir içtenliğin ve heyecanın kaybedilmemesi var. Her zaman ilk günki gibi o heyecanı taşımak gerçekten mühim diye düşünüyorum. Tıpkı sevmek gibi. Bununla ilgili bir anım da var. Bir keresinde yazılarımın, söyleşilerimin yayınlandığı ilk yıllar bir kitabevine gitmiştim. Dergi kısmına bakarken bir okur yanındaki arkadaşına yazımın yayınlandığı dergiden bahsedip “Tüh o sayı kalmamış. Şeyma Subaşı’nın söyleşisine bakacaktım” dedi. Kulak misafiri oldum bir an. Bunu duyunca çok şaşırmıştım. Söze atılmadan edemedim. O kişinin ben olduğumu söyleyip o sayı hakkında kişiyi bilgilendirdim. Bu da okur tarafından fark edilmiş hissettiren bambaşka bir anı olmuştu benim için.

Kitabınızı elinize alınca ilk olarak ne yaptınız?

Açıkçası heyecan ya da mutluluktan öte bir hayret duygusunun içindeyim gibi geliyor. Yani hâlâ biraz şaşkınım. Nedenini çözemiyorum. Kitap ilk yayınlandığından beri bir hayret duygusu içindeyim. Ben aynı zamanda Bûtimar adında bir derginin editörüyüm. Kitabın yayımlanması dergiden daha başka hissettiriyor, diye düşünüyorum.

Kitabınızı ilk kime imzaladınız?

Aslında ilk imza için istekte bulunan bir hayli kişi söz konusuydu. Ama kitap elime ulaştığı günlerde kuzenim bize gelmişti. İsmi Selim. Tevafuken ilk kitabı ona imzaladım.

3/C’NİN SESİ DERGİSİ

Yazmaya nasıl başladınız?

Daha önceleri cevap verdiğim bir soru aslında. Yazmaya üniversite yıllarında başladım. Aslında çocukken ilkokulda da birkaç girişimim olmuştu. “3/C’nin Sesi” adlı bir dergi çıkarmıştık arkadaşlarımla. İçinde bir yığın tekerlemelerin, şiirlerin bulunduğu tam tamına çocuklar için adeta fanzin niteliğinde bir dergiydi. Bunun dışında ilkokul öğretmenimizin bizi götürdüğü bir gezi hakkında uzun bir yazı yazdığımı hatırlıyorum. Tabii çocukluktan gelme böyle bir yetenek olsa dahi ilk ciddi denemeleri üniversitede yaptım diyebilirim.

Gece mi yazarsınız, gündüz mü?

Gece ya da gündüz olması çok fazla fark etmez. O ilham ya da esin gerçekleştiği her an yazabilirim.

Defter mi, bilgisayar mı?

Genellikle cep telefonuna yazıp oradan Word belgesine geçiyorum. Bu daha çok unutmamamı gerektiren durumlarda oluyor. Defterlere yazıp yine oradan daha düzgün şekilde Word belgesine geçtiğim de oluyor.

#Kaval
#Şeyma Subaşı
#İz Yayıncılık
3 yıl önce