
TRT 1 ekranlarına geçtiğimiz hafta gelen Ev Yapımı dizisi büyük ilgi gördü. “Seksenler” oyuncuları gerçek kimlikleriyle, kendi evlerinde yaşadıklarını, kendi kameralarıyla çektikleri dizinin senaristi ve yönetmeni Birol Güven “Bu Coronavirüs de bu dizi de inşallah çabuk biter” diyor.
Birol Güven dünyada bir ilke imza attı ve evde kal demenin farklı bir yolunu keşfetti. Perşembe günleri TRT 1’de ekranlara gelecek olan ve ilk bölümü geçen hafta seyirciyle buluşan “Ev Yapımı” dizisinde “Seksenler” oyuncuları gerçek kimlikleriyle, kendi evlerinde yaşadıklarını, kendi kameralarıyla çekiyor. Dizide kamera önündeki ve arkasındaki kimse sete gitmiyor herkes evde kalıyor. Dizinin yapımcılığına ve senaristliğine imza atan Birol Güven ile “Ev Yapımı”nın ekran macerası öncesinde maille gerçekleştirdiğimiz sohbetimizde kendisinin dizi ile çok ilginç bir temennisiyle karşılaştık. “Bu Coronavirüs de bu dizi de çabuk biter” diyor ve ekliyor “Meğer şükredecek ne kadar çok şeyimiz varmış”
Gerçekten çok özel günler yaşıyoruz.Hep birlikte çok önemli bir hastalıkla mücadele etmeye çalışıyoruz. Bu zor günlerde yaşamımızı devam ettirmeye çalışan başta sağlık çalışanları olmak üzere hayatını tehlikeye atan tüm kahramanlara “Seksenler” ailesi adına şükranlarımı iletmek istiyoruz. Bugünlerde biz de bir şey yapmak istedik.
Biliyorsunuz Corona virüs tehlikesi nedeniyle Seksenler’in çekimlerine devam edemiyoruz. Hepimiz evlerimize kapandık. Bu hastalığın yayınlamasına engel olmaya çalışıyoruz ama diğer taraftan da insanların biraz gülümsemeye ihtiyacı var çünkü haber bültenleri yeteri kadar karamsar. Biz de dedik ki acaba evden hiç çıkmadan yeni bir dizi yapabilir miyiz?
Herkesin bir cep telefonu var ve her telefon çok yüksek kalitede kameralara sahip. Bazı arkadaşlarımız ise hobi olarak bu işleri zaten yapıyorlar. Bir kısmı sosyal medyaya içerik üretiyordu. Neden olmasın dedik. Bir de bu tip inovatif fikirlere çok açık bir kanalımız var. TRT1. Zaten ilk ateş oradan geldi. TRT1 koordinatörü Cemil Yavuz Bey aradı beni. İlham öyle oluştu.
***
Onu çok bilmiyorum. Olabilir tabi. Ben nasıl yaptığımızı anlatayım; Her eve set kurduk. Her set iki kişiden oluştu, karı-koca. Eşlerden birisi oyunculuk yaparken diğeri kameraman, ışıkçı, sesçi, makyajcı, kuaför oldu. O sahnelerin çekimi bitince rolleri değiştirdiler. Bazıları şanslıydı. Mesela Şoray Uzun zaten oyuncu olan Elçin Uzun ile evli ve 3 tane oğlu var. En kalabalık set o. Necmi Yapıcı da çok şanslı çünkü oğlu ödüllü bir kısa film yönetmeni. Seksenler’in yazarlarından biri İlan Murat Aras çok deneyimli bir yelken belgeselcisi. Sosyal medyaya içerik üretenler de var. Her şey beklediğimden çok çok daha güzel oldu.
Tek bir motivasyonumuz var, o da eve kapanmış insanları biraz gülümsetmek. Bu yüzden çok mutluyuz. Bir de daha önce yapılmamış bir şey olduğu için çok heyecanlıyız. Tarihe geçeceğiz.
İnşallah uzun sürmez. Bu Coronavirüs de bu dizi de çabuk biter. İlk defa bir işe yeni başlarken böyle bir temennim var. Bitsin bu günler. Bu dizi dahil. En iyisi setimize geri dönmek ve bizim kendi profesyonel ekibimizle çalışmak.Onları çok özledik
ABD bomba yapmaktan aşıya vakti kalmamış
Dünya Sağlık Örgütü’nün bu hastalığı öngörememesini anlamak mümkün değil. 4 ay önce bu salgının gelmekte olduğunu ben bile biliyordum. Amerika bugün öğrenmiş gibi davranıyor. Hastaneleri bile yok. Bomba yapmaktan aşı yapmaya vakit bulamamışlar. Coronavirüs bence bu yüzyılın en büyük öğretmeni. Bize o kadar çok şey öğretti ki. Hala da öğretmeye devam ediyor. Meğerse bizim şükretmemiz gereken ne kadar çok şeyimiz varmış.
Şimdi şükretme zamanı
- Geçtiğimiz gece tam 3 kanalda aynı anda “Çocuklar Duymasın’ın farklı bölümlerinin tekrarına denk geldim. Sizde denk gelmişsinizdir. Ne hissettiğinizi merak ediyorum ve yeni bölümleri gelecek mi yoksa büyük finali yaptık mı?
- Çocuklar Duymasın’ı yeteri kadar yaptık . Şu an, 2020 yılının Nisan ayında, Çocuklar Duymasın’a yeniden başlama heyecanımız yok açıkçası ama 3 yıl sonra ,2023’de ne olur bilinmez. Neden olmasın. Çocuklar Duymasın’ın her dönemi ayrı güzel olur.










