|

'İslâm ve terör' ilişkilendirmeleri üzerine itidalli bir sorgulama

Kariyerinin henüz üçüncü filmi 'Hain'de oldukça zor bir işe soyunarak, 11 Eylül'den sonra ikiye bölünmüş olan dünyayı -Başkan Obama'nın iyimser mesajlarına paralel bir biçimde- yeniden yakınlaştırmaya çalışan Jeffrey Nachmanoff, zaman zaman Hollywood'un ırkçı klişelerinin etkisine kapılsa da bu ağır sınavdan büyük ölçüde galip ayrılmayı başarıyor

Ali Murat Güven
00:00 - 13/06/2009 Cumartesi
Güncelleme: 21:57 - 12/06/2009 Cuma
Yeni Şafak
'İslâm ve terör' ilişkilendirmeleri üzerine itidal
'İslâm ve terör' ilişkilendirmeleri üzerine itidal

FBI ajanı Roy Clayton (Guy Pearce) tehlikeli bir uluslararası komploya yönelik soruşturmayı yürütürken, onu suçluya götürecek bütün ipuçları eski bir ABD Özel Harekât subayı olan Samir Horn'u (Don Cheadle) işaret ediyormuş gibi görünür. Karmaşık uluslararası ilişkiler ağına sahip, gizemli bir kişi olan Horn, önemli bir harekât gerçekleşirken ansızın ortaya çıkıp, yetkililer onu doğru düzgün sorgulayamadan yeniden ortadan kaybolmayı çok iyi beceren kurt bir istihbaratçıdır.

Samir Horn soruşturmasını yürüten komite, istihbarat alanında hizmet veren bütün örgütlerin temsilcilerinden oluşmaktadır. Bu ekip, kendisine ait özel bir gündemi varmış gibi gözüken, deneyimli ve kural tanımaz bir CIA yüklenicisi konumundaki Carter (Jeff Daniels) ile FBI ajanı Max Archer'ın komite (Neal McDonough) görüşlerine de başvurur.

Yapılan soruşturmanın ardından, yetkililer, Yemen, Nice ve Londra'daki bazı yasadışı eylemleri Horn'la ilişkilendirecektir; fakat bunu yaparken aynı zamanda bir yığın çelişkili kanıtı da ortaya sürmüşlerdir. Samir'in ABD istihbarat sistemine sızmayı başarmış Müslüman bir hain olduğunu iddia eden böyle bir sonuç ise Clayton'ı hedefinin muhalif bir eski asker mi, yoksa çok daha karmaşık bir şey mi olduğu noktasında derin bir sorgulamaya iter. Gerçeği gün ışığına çıkarmayı kafasına koyan kahramanımız, gerçek hesabını anlamaya çalıştığı siyahî meslektaşı Horn sırlar ve yalanlar üzerine kurulu bir dünyanın içine daldıkça, yeryüzünün dört bir köşesinde sabırla onun izini sürmeye başlar.


İslâm dünyasının gerçeği başka; batınınki ise bambaşka

“Hain”in yapımcıları arasında yer alan David Hoberman, film hakkında kendisiyle yapılan bir söyleşide, “Çektiğimiz öykünün temelindeki tartışmalı konuya rağmen, bizler yapım sürecinde gerçek niyetimizi hiç bir zaman gözden kaçırmamaya özen gösterdik” demiş ve şunları eklemiş: “Öncelikli hedefimiz, kaliteli ve eğlendirici bir serüven filmi çekmekti. Ancak, bunun yanında dünyamızın halihazırda yaşamakta olduğu kimi önemli siyasal sorunlar üzerine de anlamlı bir bazı sözler sarf etmeyi istedik. Ortaya çıkacak olan yapıt, hem eğlendirici, hem de gerçekçi olmalıydı. Sanırım, öyle de oldu.”

Filmde yapımcı kadrosunda yer almasının yanı sıra Müslüman istihbaratçı Samir Horn karakterini de canlandıran bol ödüllü siyahî oyuncu Don Cheadle ise aynı söyleşide meslektaşının yorumuna şu önemli katkıyı yapmaktaydı:

“Filmdeki bir Amerikan ajanı, 'Sadece gerçeği duymak istiyorum' gibi bir söz sarf ediyor. Ve baş kahramanımız Horn da bu soruyu 'Gerçek oldukça karmaşık' şeklinde yanıtlıyor. Bence, filmden seyircilerin akıllarında kalacak en önemli diyalog bu olacaktır. Çünkü, günümüzde İslâm dünyasıyla batı arasında yaşanan gerilimi çok güzel açıklıyor.”

“Hain”, küresel ölçekte komplolara imza atan bazı karanlık güçlerin 11 Eylül 2001'de ABD topraklarına düzenledikleri saldırılardan sonra, eskisinden daha keskin çizgilerle “Doğu” ve “Batı” olarak iki kutba bölünen dünyamızda, “Karşı taraf, hakkımda tam olarak neler düşünüyor?” sorusuna cevap arayan, iyi niyetli bir yapım. Nitekim, tıpkı başrol oyuncusu Cheadle'ın vurguladığı gibi, izledikten sonra en fazla akılda kalan yönü de Müslüman baş kahramanının sarf ettiği o mânidar söz, yani “Gerçek, oldukça karmaşık” (Truth is complicated) oluyor. Çünkü bu kısa ve öz cümle, çağdaş meseleleri neden-sonuç ilişkileri içinde değil yalnızca sevimsiz sonuçları itibarıyla ele almaya fena hâlde alışmış olan Batı dünyasının bir türlü anlayamadığı “Müslüman öfkesi”nin arka planına ışık tutmakta…


Hollywood'da yeni ve sorgulayıcı bir akım

Evet, Doğu Batı'ya karşı öfke dolu, hırçın ve fırsatını her bulduğunda da saldırganlaşmaya meyyal… Pekiyi, Batılılar'ın pek şikayetçi oldukları bu agresif ruh hâli durup dururken mi oluştu?

Kimilerinin “medeniyetler çatışması” olarak adlandırdığı süreç, İslâm ülkelerinde yaşayan 1 milyarı aşkın insan bir gece topluca istihareye yatıp ertesi sabah kalktıklarında da “Hadi bunlara derslerini verelim” diye topluca bağırmasıyla başlamadı hiç kuşkusuz… Yaşanan öfke patlamasının arka planında, İslâm dünyasının, hattâ meseleye çok daha geniş bir ölçekte bakıldığında, öz kaynakları tarumar edilmiş, bağımsızlıkları ezilmiş ve bildikleri gibi yaşama hakları ellerinden alınmış mazlum doğu halklarının artık kaybedecek hiç bir şeylerinin kalmaması gerçeği yatıyor.

Doğu'nun Batı'ya yönelik kadim öfkesini, Batı'nın 500 yıllık kanlı sömürgecilik serüveninden kopartarak, ondan bütünüyle bağımsız bir oluşum gibi değerlendirmeye kalkışanlar kendilerine ve çevrelerine ancak masal anlatmış olurlar.


İslam'ı anlamaya çalışan yeni akım

Batı sinemasında (kesin bir başlangıç vermek gerekirse 1998 yapımı Edward Zwick filmi “Kuşatma” / “The Siege”den bu yana) “İslâmî terör meselesi”nin ardındaki itici gücü ve gerekçeleri anlama çabası içinde görünen yeni bir politik akım ortaya çıktı. Evet, belki tam olarak arzulanan objektiflik düzeyine ulaşamıyor bu tür filmler, ne kadar halisane niyetlerle çekilmiş olsalar da sistemin (ve özellikle de siyonist Hollywood prodüktörlerinin) baskılarından dolayı belli bir noktadan sonra gerçekliği çarpıtma yoluna gidiyorlar. Ancak, ben her zamanki iyimserliğim içinde, bu akımı kafası karışık durumdaki dünya seyircisinin doğrulara ulaşabilmesi adına yine de yararlı buluyor ve destekliyorum. Alman usta Wim Wenders'in yarı-Amerikan sermayeli “Bolluklar Ülkesi” (Land of Plenty, 2004), Gavin Hood imzalı “Azap Yolu” (Rendition, 2007) ve Ridley Scott'ın “Yalanlar Üstüne”si (Body of Lies, 2008) benzer bir çabayı sergileyen filmlerdi örneğin… 11 Eylül ve Üsame bin Ladin fenomeninden sonra, başta ABD olmak üzere bütün Batı âleminde “Şeytan'ın ete kemiğe bürünmüş birer temsilcisi” gibi görülmeye başlanan Müslümanların iç dünyalarına, kendi aralarında yaptıkları entelektüel tartışmalara, İslâm'ın dış katkısız Kur'anî yorumunda şiddetin ne boyutta yer tuttuğuna ilişkin çok önemli bir gerçeği arayış çabası, dahası “yanlış algıları onarıcı” bazı saptamalar bulunmakta saydığım o bütün son dönem politik kurdelalarda…

Hollywood'un yıllar yılı birbirinden pespaye aksiyon öyküleri için ürettiği onca “vahşi Arap-Müslüman” imajından sonra, yine aynı kaynaktan gelen bir başka aksiyon filminin ise seyircilere, “Bugün yeryüzünde birden fazla sayıda İslâm yorumu var ve bunlar karşısında tek tipçi, ırkçı, nefret dolu bir bakış açısından uzak durmalısın” mesajını vermesi, Amerikalı senaristlerin böyle bir ayrım yapmaya başlaması bile küresel barışın tesisi adına somut bir adım sayılmalı…

O yüzden, Müslümanlara kinini kusmaktan başka bir şey düşünemez olmuş kimi Yahudi kökenli senaristlerin birbirinden cahil, zalim ve de saldırgan Arap-İslâm stereotayp tiplerle doldurdukları geleneksel Hollywood öykülerini hatırladığımda, içinde biraz daha fazla zekâ gösterisi ve bir nebze daha yoğun adalet duygusu barındıran bu tür yeni dönem casusluk serüvenlerini birer “normale dönüş” örneği olarak yorumlamayı tercih ediyorum.

Her ne kadar Hollywood anlatılarında dört dörtlük bir adalet ve İslâm'a yönelik olarak “Çağrı” filmi benzeri övgüler görmeyi arzulayan kimi dindar seyircilerin bu naif beklentilerini katiyen kesmeyecek olsa bile, “Hain”, fabrikasyon üretimin dışına taşabilmiş özel bir örnek olarak bu yeni akımın içindeki ayrıcalıklı konumun da daha şimdiden elde etmiş durumda…



HAİN / Traitor

Yapım Yılı ve Ülkesi: 2008, ABD yapımı

Türü ve Süresi: Politik serüven / 114 Dakika

Gösterim Dili: Orijinal seslendirmesi İngilizce ve kısmen de Arapça olan bu film, ülkemizde Türkçe altyazılı kopyalarla gösterime sunulmuştur.

Yönetmen: Jeffrey Nachmanoff

Senaristler: Jeffrey Nachmanoff ve Steve Martin

Görüntü Yönetmeni: J. Michael Muro

Özgün Müzik Bestecisi: Mark Kilian

Kurgu Yönetmeni: Billy Fox

Oyuncular: Don Cheadle (Samir Horn), Guy Pearce (Roy Clayton), Said Taghmaoui (Omar), Neal McDonough (Max Archer), Jeff Daniels (Carter)

İthalatçı Şirket: r Film

Dağıtıcı Şirket: Medyavizyon Film

İçerik Uyarıları: Yoğun şiddet içermesi ve erişkinlere uygun bir öykü anlatmasından dolayı, 15 yaşından küçükler için uygun değildir.

Resmî İnternet Sitesi ve Fragmanı: http://www.traitor-themovie.com/

Yıldız Puanı: * * 1/2



BU HAFTA SONU GÖSTERİME GİREN DİĞER FİLMLER

KUZEY / Nord

Yapım Yılı ve Ülkesi: 2009, Norveç yapımı

Türü ve Süresi: Yol serüveni / 79 Dakika

Gösterim Dili: Orijinali Norveççe olan bu film, ülkemizde Türkçe altyazılı kopyalarla gösterime sunulmuştur.

Yönetmen: Rune Denstad Langlo

Oyuncular: Anders Baasmo Christiansen (Jomar Henriksen), Marte Aunemo, Celine Engebrigtsen,

İçerik Uyarıları: Erişkinlerin anlayabileceği türden psikolojik ve sosyolojik olgular içeren 13 yaşından küçükler için eğlenceli olabilecek bir yapım değildir.

Yıldız Puanı: * * *

Geçirdiği sinir krizinin ardından kayak sporunu bırakıp dağlarda inziva hayatı sürmeye başlayan Norveçli Jomar Henriksen, yaşadığı travmadan beş yıl kadar sonra, verdiği âni bir kararla kar motosikletine binip yeni bir başlangıç yapmak üzere ülkenin buzlarla kaplı kuzey bölgesine doğru yolculuğa çıkar. Bu savruluşun amacı, eski kız arkadaşını ve o zamana dek varlığından habersiz olduğu oğlunu bularak yepyeni bir başlangıç yapmaktır.


LANETLİ EV / The Haunting in Connecticut

Yapım Yılı ve Ülkesi: 2009, ABD yapımı

Türü ve Süresi: Korku-gerilim / 102 Dakika

Oyuncular: Virginia Madsen (Sara Campbell), Kyle Gallner (Matt Campbell), Elias Koteas (Rahip Popescu), Amanda Crew (Wendy), Martin Donovan (Peter Campbell)

İçerik Uyarıları: Korku-gerilim öğeleri içeren öyküsü nedeniyle, 15 yaşından küçükler için uygun bir yapım değildir.

Yıldız Puanı: * * 1/2

Connecticut eyaletindeki sessiz sakin bir banliyö evine taşınan Campbell ailesinin üyeleri, kısa bir süre sonra, Victoria döneminin mimarî çizgilerini taşıyan şirin evlerinin son derece ürkütücü bir geçmişi olduğunu öğrenirler. Burası, bir cenaze evinden konuta dönüştürülmüştür. Evin eski sahibinin medyum oğlu Jonah, o dönemlerde ruhanî varlıkların insanoğlunun yaşadığı boyuta geçebilmesine fırsat veren şeytanî bir aracı görevi üstlenmiştir.


KANLI HESAPLAŞMA / San Sug si gin

Yapım Yılı ve Ülkesi: 2009, Hong Kong yapımı

Türü ve Süresi: Serüven / 120 Dakika

Yönetmen: Tung-Shing Yee

Oyuncular: Jackie Chan (Çelikkafa / Steelhead), Naoto Takenaka (Müfettiş Kitano)

İçerik Uyarıları: Yoğun şiddet içeren öyküsü nedeniyle, 15 yaşından küçükler için uygun bir yapım değildir.

Yıldız Puanı: * * 1/2

Tokyo'da ekmek mücadelesi veren Asyalı kaçak göçmen cemaati sonu belirsiz bir geleceğe doğru tedirginlik içinde sürüklenirken, ülkenin aslî sahipleri Japonlar onları ne kabullenmekte, ne de varlıklarını hoş karşılamaktadır. Halkın büyük bir bölümü bu insanlardan ısrarla uzak durduğu gibi, Japon mafyasının tehditkâr temsilcileri Yakuzalar da peşlerini hiç bırakmaz. Yasadışı göçmenlerin en büyük korkusu ise polis tarafından yakalanıp ülkelerine iade edilmektir.


AŞK ATEŞİ / The Burning Plain

Yapım Yılı ve Ülkesi: 2008, ABD-Arjantin ortak yapımı

Türü ve Süresi: Drama / 111 Dakika

Yönetmen: Guillermo Arriaga

Oyuncular: Charlize Theron (Sylvia), Kim Basinger (Gina), Jennifer Lawrence (Mariana)

İçerik Uyarıları: Cinsellik-çıplaklık içermesi nedeniyle, 18 yaşından küçükler için uygun bir yapım değildir.

Yıldız Puanı: * * 1/2

Sylvia, hayatındaki her şeyi değiştiren kırılma noktasının peşinde, geçmişine doğru yoğun ve duygusal bir yolculuğa çıkan gizemli bir kadındır. Bir restoranda işletmeci olan kahramanımız, kalbinde yanan bu ateşi işindeki soğukkanlılığıyla maskelemektedir. Maria ise Meksika'da babası ve en yakın arkadaşıyla mutlu bir hayat süren bir başka kadındır. Ancak, trajik bir kaza onun hayatını da bir anda değiştirecektir. Öykünün bir başka cephesindeki Mariana ve Santiago ikilisi, New Mexico sınırındaki ebeveynlerinin âni ölümünden sonra beklenmedik bir şekilde birbirlerine âşık olurlar.


ADAMIM BENİM / I Love You, Man

Yapım Yılı ve Ülkesi: 2009, ABD yapımı

Türü ve Süresi: Romantik komedi / 105 dakika

Yönetmen: John Hamburg

Oyuncular: Paul Rudd (Peter Klaven), Jason Segel (Sydney Fife), Rashida Jones (Zooey)

İçerik Uyarıları: Kaba diyaloglar ve cinsel içerikli espriler içermesi nedeniyle, 18 yaşından küçükler için uygun bir yapım değildir.

Yıldız Puanı: * * 1/2

Başarılı bir emlâkçı olan Peter Klaven, rüyalarının kadını Zooey ile evlenmek üzeredir. Ancak, genç adam, nikâhına çok kısa bir süre kala, sağdıçlığını yapacak kadar yakın bir erkek arkadaşı olmadığını fark eder. Bunun üzerine de durumu kurtarmak için bir sürü erkekle hayli sakarca dostluklar kurmaya çalışır. Sonunda Sydney Fife adlı iyi huylu bir akranıyla tanışınca ikisi arasında derhal sağlam bir dostluk ortamı oluşur. Ancak iki erkeğin birbirine yakınlaşıp kankalaşmaları hızlandıkça, Peter'in Zooey ile ilişkisinde de sorunlar yaşanmaya başlar. Kahramanımız artık bir tercih yapma noktasına gelmiştir; ya nişanlısını ya da yeni bulduğu “kardeşini” seçecektir.



15 yıl önce