|

İstanbul sanat kozası oldu

Sergi hazırlıkları için geldiği İstanbul›da salgın nedeniyle 5 ay geçiren Tataristanlı cam füzyon sanatçısı Kamil Akmanov, burada üretmeye devam etti. Karantinayı kozadaki kelebek gibi geçiren sanatçı, «Karantinadan etkilenmedim. Sanat, yaşam için gerekli şeylerden biri. Karantinaya karşı sanat aleminde kaldım, orada nefes aldım» diyor.

İlker Nuri Öztürk
04:00 - 26/07/2020 Pazar
Güncelleme: 21:12 - 25/07/2020 Cumartesi
Yeni Şafak
 Kamil Akmanov
Kamil Akmanov

Karantina nedeniyle büyük prodüksiyonlar dursa da bireysel sanatçıların kozadan kelebek olarak çıktığını söyleyebiliriz. 1949 doğumlu Tataristanlı cam füzyon sanatçısı Kamil Akmanov da bu isimlerden. Tataristan ve Rusya sanatçılar birliği üyesi olan Kamil Akmanov, aslen bir mimar. Otuz yıl önce seramik heykeller ile başladığı sanat yolculuğunda asıl işlerini füzyon, yani camın yüksek sıcaklıkta eritilmesiyle yaptığı eserler sayesinde verdi. Çift eritme, kabartma, kontur gibi çeşitli teknikler uyguladı, 50'ye yakın sergiye katıldı. Akmanov’un eserleri Tataristan Cumhuriyeti Devlet Sanat Müzesi'nin koleksiyonunda bulunuyor. "Color Through Glass" adlı sergi, 5 Ağutos'a kadar Galata kulesinin eteklerinde bulunan Bereketzadeli Sanat Galerisi'nde görülebilir. Sergisinin süprizi ise sanatçının ilk defa çalıştığı ahşap eserler.


KARANTİNAYA KARŞI SANAT ALEMİNDE KALDIM

Pandemide uçuşların ertelenmesiyle İstanbul'da kalan sanatçı, karantina sürecini üretimle geçirmiş. Laleler, camiler, kız kulesi, deniz... İstanbul'un imgeleri Kamil Akmanov'un eserlerinde yer buluyor. "Karantinadan hiç etkilenmedim. İlk aylarda cam sergisi için eserler hazırladım. Sonrasında ahşaba yumuşak bir geçiş yaptım. Strese girmeden ilhamla çalıştım. Sanat, yaşam için gerekli şeylerden biri. İnsanlığın altyapısı diyebilirim sanat için. Karantinaya karşı sanat aleminde kaldım, orada nefes aldım" diyen Akmanov, sergi hakkında şunları söylüyor: "Son dört ayda İstanbul'da kızımın yanında kaldım. Karantinada gibi değildim. Öyle bir ortamım vardı ki, durmadan ürettim. Zihnim ve ellerim sürekli sanatla meşguldü. Galerinin isteği üzerine İstanbul temalı eserler yaptım. İstanbul, sonu olmayan bir hazine. Sandığı açtıkça farklı mücevherler çıkıyor karşımıza. İstanbul'un suları damardaki kan gibi. Burası yaşayan, nefes alan canlı bir şehir. Her sokak, her eser şehre dağılmış zümrütler gibi. Baktıkça kültürel, mimari, tarihi gibi farklı katmanlar görüyorum." Türkiye'deki sanat algısının her geçen yıl iyiye gittiğine de dikkat çeken Akmanov, "Kenan Kalav ve Aydan Şener'in rol aldığı Çalıkuşu dizisi birkaç nesli büyüttü. Türkiye denince herkesin aklına o dizi gelirdi. Kitabı da çevrildi, okundu, çoğu kütüphanede vardı. Bugün ise Türkiye'de sanata duyulan saygıyla beraber sergiler, işler ve kalite artıyor" diyor.


MATERYAL DEĞİL ODAK ÖNEMLİ

Cam eserleri hazırlayıp sergi planını kurduktan sonra boş günlerini ahşapla değerlendiren sanatçı, bu sayede çocukluğuna döndüğünü söylüyor ve şöyle devam ediyor: "Kaldığımız yerde bir evi yıkıyorlardı. Oradan kütükler çıktı ve kızım Aygül, onlarla çalışmamı önerdi. Ben de çocukluğumda tahtadan oyuncak yapardım. Maket ve model yapımı, tiyatro, sinema okulları, atölyeler, yelken kulüpleri sayesinde yaz kış boş durmuyorduk. Sürekli öğrenmeye çalıştım. 1978 yılında ise eksi 45 derecelik soğuk bir kış geçirdik. Bütün meşe ağaçları dondu. Düşen ağaçların kökleri çok enteresandı. Onları alıp temizledim ve objeler yapmıştım. Eve getirdiğimiz kütüklere baktım ve ilhamla ne çıkabilir diye uğraştım. Hepsiyle aynı anda, sırayla çalıştım."


Cam ve ahşap arasındaki çalışma farkını sorduğumuz Akmanov, şunları ifade ediyor: "Oluşturduğum sanat aleminde transa geçiyorum. Orada materyal önemli değil. Bu cam, karton, oyun hamuru, kızıl toprak ya da ahşap olabiliyor. Hatta geçtiğimiz yıllarda Kırım'da, İkinci Dünya Savaşı'ndan kalma şarapneller buldum. Kaynakla bunlar üzerinde çalıştım ve uçak, gemi, insan gibi savaş figürleri yaptım. Önemli olan sanata odaklanabilmek."

Büyük sanatı Chaplin’de gördüm


  • Albrecht Dürer, Le Corbusier, Charlie Chaplin’in hayatına etki ettiğine değinen Akmanov, “Charlie Chaplin’in filmlerini çok seviyorum. Hayatını da okudum, araştırdım. Büyük sanatçı nasıl olunur Chaplin’den gördüm. Filmi nasıl başlatıp nasıl bitiriyor, sahneler nasıl geçiyor, aklındaki fikri nasıl sanata dönüştürüyor... Büyük sanat için neler yaptığını anlamaya çalıştım” diyor.
#Tataristan
#Kamil Akmanov
#İstanbul
#Sanat
#Sergi
4 yıl önce