|

Kudüs’ün Işıkları perdeye yansıyor

Kudüs’ün Işıkları bir grup Filistinli çocuğun günlük hayatından kesitler sunan bir belgesel. Kutsal şehirdeki bir Ramazan gününün yirmi dört saatini kayıt altına alan belgeseli hayata geçiren yönetmen Abdülgafur Şahin, “Kudüs’ün Işıkları şehri olduğu gibi, tüm canlılığıyla perdeye taşımaya çalıştı” diyor.

Merve Akbaş
04:00 - 24/03/2019 воскресенье
Güncelleme: 12:59 - 23/03/2019 суббота
Yeni Şafak
Kudüs’ün Işıkları
Kudüs’ün Işıkları

Kudüs’ün Işıkları bir grup Filistinli çocuğun günlük hayatından kesitler sunuyor. Belgesel, kutsal şehirdeki bir Ramazan gününün yirmi dört saatini kayıt altına alıyor. Kadim şehrin dar sokaklarındaki büyük dünya bir sosyal antropoloğun, bir fırıncının, bir seyyahın ve bir öğretmenin gözünden yansıtılıyor. Yönetmen M. Abdülgafur Şahin, senarist Melis Şahin, uygulayıcı yapımcı Aybala Hilâl Yüksel ile belgeselin nasıl ortaya çıktığını, yapım sürecini konuştuk.


YASAKLAR YENİ KAPILAR AÇTI

Kudüs’ün Işıkları’nın yönetmeni M. Abdülgafur Şahin Eski Şehri adım adım gezerek senaryodaki mekânları bulduklarını söylüyor. Bu gezi esnasında röportaj yapılacak kişilerle ve oyuncularla ön görüşmeler yaptılarını söyleyen Şahin şunları anlatıyor: “Tabii her filmde böyle bir ön hazırlık safhası vardır. Bunları konuşuyor olmamızın sebebi mekânın özel durumu. Hazırlık aşamasında İsrail makamlarına çekim izni için başvuruda bulunduk. Ancak herhangi bir yazılı belge alamadık. Neyle karşılaşacağımızı bilmediğimiz için başta planladığımız ekibi ve ekipmanı minimal hale getirdik. Ayrıca İsrail’in vize politikası sebebiyle tüm çekimleri beş gün içinde bitirmemiz gerekiyordu. Yine de çekim takvimini olabildiğince esnek tutmaya çalıştık. Oraya gidince pek çok endişemizin boşa çıktığını gördük. Öte yandan ummadık taş baş yardı diyebilirim. Programı en çok zora sokan Arap kardeşlerimizin “dakikliği” oldu. Belgesel yapmanın tabiatı esnek olmayı gerektiriyor. Biz de ortama uyum sağladık ve zorlukla gelen imkâna odaklanmaya çalıştık. Mesela bir gün çekim için Aksa’ya girmemize izin verilmediğinde, şehrin başka bir bölgesini keşfettik. Farklı bir sahne için planladığımızdan çok daha iyi bir mekânda çekim yapma fırsatı bulduk. Kudüs’ün Işıkları belgesel türünün gücünden ve sadeliğinden faydalanarak şehri olduğu gibi, daha doğrusu gördüğümüz ve algıladığımız gibi tüm canlılığıyla perdeye taşımaya çalıştı.”


MUTLULUĞUN HAKİM OLDUĞU BİR AY

Kudüs’ün Işıkları dünya prömiyerini ABD’de yapacak. Mart ayı sonunda Missouri’de düzenlenen Benton Park Film Festivali’nde yarışacak filmin senaristi Melis Şahin ise Kudüs’ün Işıkları üzerine çalışmalarının 2017 yılının Ramazan ayında başladığını söylüyor. Şahin, Kudüs’ü ilk defa ziyaret ettiklerinde, haber bültenlerinde görmeye alışık olduğumuzdan çok daha farklı bir Kudüs gördüklerini söylüyor. Şahin şunları anlatıyor: “Kudüs’ü ilk ziyaretimiz 2017 yılının Ramazan ayındaydı. Gördüğümüz şehir uzaktan tanıdığımızdan, zihnimizde kurduğumuzdan çok farklıydı. Haber bültenlerinde şiddet olayları ve siyasi tartışmalar ekseninde anılmasına alışık olduğumuz şehrin bambaşka bir yüzüyle karşılaştık. Özellikle Ramazan ayı şehirde neşenin hâkim olduğu, diğer aylara nispetle kısmi de olsa özgürlük ortamının hissedildiği bir dönem. İşgal altındaki şehrin Müslüman sakinlerinin bu neşeyi ve kendine has geleneklerini diri tutma gayretleri bizi derinden etkiledi. Şehirle kurduğumuz bu bağ bizi orayı tekrar tekrar ziyaret etmeye yönlendirdi. Çok sevdiğimiz şehri ve insanlarını başkalarına da sevdirmesini, orayı ziyareti teşvik etmesini umduğumuz bir belgesel yapmak istedik. Bu İstanbul’a döndükten sonra bu fikrimizi projelendirdik ve hayata geçirmek için çalışmaya başladık.” Şahin, Eski Kudüs’ün dar sokakları, tarihi dokusu ve kendine has karakteri ile bir sinemacıyı heyecan-landıran, sinematografik anlamda zengin imkânlar sunan bir yer olduğuna da dikkat çekiyor.


Aynı dili konuşuyoruz

Belgeselin uygulayıcı yapımcısı Aybala Hilâl Yüksel ise ekip arkadaşlarıyla 2011 yılında Hayal Perdesi Film Atölyesi’nde bir araya geldiklerini hatırlatıyor. “O günden bu yana birlikte film izlemeye, bunlar üzerinde konuşmaya devam ettik” diyen Yüksel, zamanla film projelerinin altyapısını oluşturduklarına dikkat çekiyor. Yüksel şunları anlatıyor: “2017’de Fecr Film Festivali başta olmak üzere birçok uluslararası festivalde yarışan Sevmekten kısa filmi ile ilk kez üretime geçmiş olduk. Kudüs’ün Işıkları birlikte yaptığımız ikinci iş. Aynı dili konuşan, zaman zaman tartışan ve bunun yaptığımız işi zenginleştirdiğine inanan, birbirini farklı açılardan tamamlayan bir ekip olduğumuzu düşünüyorum.”


#Aybala Hilâl Yüksel
#Kudüs’ün Işıkları
#Abdülgafur Şahin
5 лет назад